Paylaş
Geçen hafta cumartesi günü. Saat 19.00 civarı, gökyüzü henüz aydınlık. Taksim- Okmeydanı istikametinde buz beyazı bir Opel... İçinde iki genç hanım. Emniyet kemerleri takılı, sürat normal.
Önlerine çıkan polis memuru eliyle sağa geçmelerini işaret ediyor. Otomobil sinyal verip sağa yanaşıyor, rutin kontrol. Polis, şoför koltuğunda oturan genç hanıma, “Ehliyet ruhsatınızı hazırlayın” diyor ve başka işlemlerle uğraşmak için otomobilin yanından uzaklaşıyor.
Şoför elini güneşliğe atıyor ancak ruhsat yerinde yok! Cezası büyük; otomobilin içinde bir panik havası esiyor. Yan koltukta oturan diğer hanım, “Benim otomobilimin ruhsatı yanımda, ehliyetini onun arasına koyarak ver. Fark edilmeyecek emin ol. Eğer edilirse, ‘Evden çıkarken diğer otomobilin ruhsatıyla karıştırmışım’ dersin” diyor. Şoför pek cesaret edemiyor, yanındaki yüreklendiriyor ve ona rengi ve modeli bambaşka kendi otomobilinin ruhsatını veriyor.
Bilin bakalım ne oluyor?
Polis memuru ehliyet ve ruhsatı alıp ekip otomobiline gidiyor. Bu iki genç hanıma saatler gibi gelen birkaç dakika sonra geri dönüyor, ehliyet ve ruhsatı camdan uzatarak iyi yolculuklar diliyor!
Anlayacağınız, ruhsatta sadece otomobilin muayenesine, trafik sigortasına bakıp gönderiyor...
Şimdi anladık mı Adapazarı’nda çalınıp sahte plakayla Gaziantep’e kadar elini kolunu sallayarak bir otomobilin nasıl gittiğini!
Paylaş