Cratos Otel, Orhan Gencebay, Serdar Ortaç vs...

Bayramın magazin gündemi kesinlikle Orhan Gencebay ve Serdar Ortaç’tı. Orhan Baba ben diyeyim 20, siz deyin 25 sene sonra o sahneye çıktıysa, vardır içinde bir ‘Baba’lık

Geçmişi şunun şurası dört aylık olan Kıbrıs Cratos Premium Otel’in her daim isminden söz ettirebilme başarısı takdir edilecek cinsten.
JLO gelecekti gelmedi, Shakira ile anlaştı anlaşmadı, Julia Iglesias’ın sahneye çıkmasını Rum lobisi engelledi engelleyemedi haberleriyle neredeyse bu isimlerin üçü birden sahneye çıksa, yapamayacağı tanıtımı yaptı otel. Bravo.
Tabii bu arada Ajda Pekkan ve Goran Bregoviç konserlerinin başarısını da atlamamak yazım.
Ama bence şu kadar konser içinde otel adına turnayı bir tek Serdar Ortaç vurdu, hem de gözünden...
Bunca yılın Orhan Baba’sı, kimselerin sahneye çıkmaya ikna edemediği Orhan Gencebay, kimin konserinde dayanamadı?
Serdar Ortaç’ın...
Hakkında onlarca söylenti çıkmışken, ‘Canlı söylemeyemez detone olur’dan ‘Albümlerinde şarkıları başkası söylüyor’ gibi onlarca şehir efsanesine karşı kılını kıpırdatmamış, sahneye çıkması için önüne serilen küçük çapta servetleri elinin tersiyle itmiş, Ajda Pekkan dahil pek çok sanatçının sahne davetini binlerce kişinin önünde kibarca reddetmiş Orhan Gencebay, ben diyeyim 20 yıl, siz deyin 25 yıl sonra ilk kez kimin sahnesine çıktı?
Serdar Ortaç’ın.
Bayramda eşi Sevim Emre ve Mehmet Ali Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu arkadaş grubuyla Cratos Otel’de Serdar Ortaç’ı dinleyen Orhan Gencebay’ın sahneye çıkması ve üstelik de tam dört şahane eserini seslendirmesi her yerde haber oldu. Kime yaradı? Yine otele...
Buraya kadar tamam.
Ama bence bir durup düşünmek lazım. Orhan Gencebay gibi gerçek bir gönül adamı neden Serdar Ortaç’ın sahnesine gönüllü olarak çıkmayı ve canlı olarak şarkılarını seslendirmeyi kabul etti?
Ortaç’ın dört dörtlük sahnesini izlerken keyfin doruklarına çıkıp ve sonra da boş bulunup kendisini sahneye mi attı?
Ortaç, “Gençliğimden beri Orhan Gencebay hayranıyım. Hatta fanatiğiyim. Bütün şarkılarını ezbere bilirim. Sahnede onun şarkılarını söylerken baktım ki o da yerinde mırıldanıyor. Vokalistlerimi alıp yanına gittim, birini bir yanına diğerini öbür yanına oturttum. Ben de karşısında oturdum. Bir ev ortamı yarattım ve gerisi kendiliğinden geldi. Hem çok şanslıyım hem de çok mutluyum” dedi o geceyi sorduğumda...
Bence başka bir şey var diyecektim, vazgeçtim...
Çünkü bence başka bir şey var...
Orhan Gencebay acaba Ahmet Kaya mevzuu başta olmak üzere her fırsatta yerden yere vurulmaya çalışan Serdar Ortaç için onu sevdiğini, beğendiğini ve yanında olduğunu herkese göstermek istemiş olabilir mi?
Şimdi bu konuşuluyor: Sessiz ama büyük destek ve gerçek bu mudur acaba?

Çevir Sibel okuyalım

Sibel Alaş, 14 yaşındaki kızından haber alamayıp, kaçırıldığını sanınca ortalık karıştı... Neyse ki olay tamamen bir yanlış anlaşılmaymış. Tuğçe evde, Alaş ve eşi Zeki Aköz’ün keyfi yerinde.
Hem geçmiş olsun demek hem de bayramını kutlamak için aradım Alaş’ı. Heyecanlıydı, “Deli gibi çalışıyorum” dedi. Albüm yapıyor diye sevindim, ‘Adam’den ‘Fem’e, ‘Küçük Ev’den ‘Lavanta Düşleri’ne kadar onlarca şarkısını bıkmadan tekrar tekrar dinlerim çünkü. Ama o kadar uzun ara veriyor ki yeni şarkılara...
Meğer çevirmenliğe başlamış. İstanbul Üniversitesi Amerikan Dili Edebiyatı mezunu Alaş, “Sonunda eğitimini aldığım işi yapabiliyor olmanın keyfini çıkarıyorum” dedi.
Jamie Ford’un Epsilon Yayınevi’nden bu yıl çıkan ‘Kırık Kalpler Oteli’ romanını çevirmiş. “Mutlaka oku, bayılacaksın bu aşk hikayesine” dedikten sonra esas heyecanının sebebini de anlattı. Tüm dünyada satış rekorları kıran, dizisi, bilgisayar oyunları bile yok satan, yedi kitaplık ‘Buz ve Ateşin Şarkısı’ serisinin Türkiye hakkını da Epsilon almış. Alaş şimdi gece gündüz bu serinin birinci kitabı ‘Taht Oyunları’nı çeviriyormuş.
Daha önce Arkabahçe Yayıncılık’ın bastığı bu romanı ve serinin tamamını önümüzdeki yıl Alaş’ın kaleminden okuyacağız.
Yine de müziği sormadan edemedim. Mayıs’ta çıkacakmış albümü. Şu günlerde Yonca Evcimik’in yeni albümü için çalıştığını anlattı. 1990’lı yıllarda Yonca Evcimik bir pop starı, Sibel Alaş da okuldan yeni mezun bir ‘gönüllü yazar’ken tanışmış ve ‘Tükendik’ başta olmak üzere pek çok hit şarkıya imza atmışlardı.
94’te ‘Tükendik’ gibi çağının çok ilerisinde bir şarkı yapan bu ikili 2010’da neler yapmaz...
Yazarın Tüm Yazıları