EYLÜL ayında Afganistan’da yapılacak parlamento ve eyalet meclisleri seçimleri konusunda şimdiden bazı ciddi kaygılar dile getiriliyor.
Seçimlerin şeffaflığı için yapılan düzenlemeler yeterli görülmediği gibi adaylar siyasi partiler temelinde değil; fakat etnik temelde bu seçimlere katılacaklar.
Son zamanlarda Pakistan’dan sızan silahlı grupların giriştikleri eylemlerin çoğalması da güvenlik açısından duyulan endişeleri artırdı.
***
Geçen hafta Afganistan üzerinde odaklanan bir toplantıya katıldım. Seçimlerin yanı sıra ülkedeki genel durum hakkında bir tartışmanın yapıldığı bu toplantıda karmaşık bir tablo ortaya çıktı. Bazı alanlarda gerçekten olumlu sayılabilecek gelişmeler var.
Bunların başında, geçen yıl yapılan ve 8 milyon seçmenin heyecanla katıldığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Karzai’nin yüzde 55 oyla kazanması geliyor. Milli Afgan ordusunun kurulması sürecindeki ilerlemeler tatmin edici. Geniş anlamda güvenlik, NATO ve koalisyon güçlerinin sorumluluğu altında olmaya devam ediyor.
Kábil ve kuzeyde NATO’ya bağlı ISAF görevli. ISAF’ın komutanlığı şu sırada bir Türk komutanın uhdesinde ve Türkiye bu kuvvete yaklaşık 1400 kişiyle katılıyor. Bu sayı, komutanlık kısa bir süre başka bir NATO ülkesine devredilince 200’e düşecek.
Güneyde ve doğuda, Taliban ve El Kaide’ye karşı operasyonlar koalisyon güçleri tarafından NATO çerçevesi dışında bir Amerikalı generalin komutasında yürütülüyor. Bu kuvvete aktif olarak katılanlar arasında Irak konusunda ABD ile ters düşen Fransa da var.
Gelecek yıl koalisyon güçleri görevlerini, bundan böyle sürekli ABD’nin komutası altında bulunacak olan ISAF’a devredecekler. Her bölgede alt komutanlıklar teşkil edilecek. Hem Türkiye ve hem de Fransa, anlaşılan Kábil bölgesine talipler.
Belki bu bölgede işbirliği yapacaklar, belki de dönüşümlü olarak görev üstlenecekler. Ayrıca her ülke bir bölgenin yeniden inşasını üstleniyor. Bu çerçevede Türkiye bir ara Herat bölgesini düşündü; fakat her nedense sonra bundan vazgeçti.
***
Olumsuz gelişmeler içinde adalet sisteminin ve polis teşkilatının kurulmasındaki gecikme dikkat çekiyor. Eyalet meclisleri için seçim yapılacak, fakat bu meclislerin yetkileri daha saptanmadı. Kanun dışı kuvvetlerin dağıtılması gecikiyor.
Afyon üretimin kısıtlanması için gerekli tedbirler bir türlü alınamıyor. Afyon üreticileri yılda 2 milyar 800 milyonluk bir gelir elde ediyorlar. Alternatif bir gelir kaynağı yaratılmadan afyon üretimini yasaklamak mümkün değil. Pakistan ile ilişkiler yüzeysel olarak iyi.
Pakistan Başbakanı iki gün önce Kábil’i ziyaret etti. Ancak cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında sınırları kontrol eden Pakistan son zamanlarda Taliban militanlarının Afganistan’a geçmesine göz yumuyor. Belucistan bölgesinde bu militanlar için eğitim kampları var.
Afgan çocuklar sınır ötesinde militanların yetiştirildikleri medreselere gitmeye devam ediyorlar. Afganistan’ı çevreleyen coğrafyada büyük devletler arasındaki rekabeti de körükleyen ciddi istikrarsızlık emareleri başgösterdi.
***
1978’deki Sovyet işgalinden beri Afgan halkı sürekli ıstırap çekti. Taliban kuvvetlerinin 2001 yılında yenilmesi artık bu ıstırabın son bulacağı umudunu doğurmuştu.
Orta Asya bölgesinin barış ve istikrarı geniş ölçüde Afganistan’ın iç barışına ve istikrarına bağlı. ABD, NATO ve AB, Afganistan’a karşı giriştikleri yükümlülüklerini tam olarak ve gecikmesizin yerine getirmelidirler.
Türkiye’nin de bu alanda oynadığı yapıcı rolü daha aktif haline getirmesi çok yararlı olacaktır.