PERŞEMBE’NİN gelişi Çarşamba’dan belli olur, derler ya. Hafta içinde G.Saray’ın idmanlarındaydım. Cumartesi günü puan kaybedileceği hafta içinden belliydi.
Gerets, futbolcularını gevşek gördü, ikazda bulundu. 1 gün değil 2 gün.. Çalışmalarından memnun değildi. Topladı konuştu hepsiyle...
Ama belli ki, onları etkileyememiş. Dün sahada G.Saray hiç yoktu. Orta sahada hücuma yakın oynayan İliç’in varlığıyla yokluğu belli değil. Bir tek Saidou hem mücadele ediyor, hem de servis yapıyor. Orta saha sadece onun üzerine yıkılmış. Denizli istediği gibi top gezdiriyor burada. Hele rakip takımda da Yusuf gibi ayaklarına hakim bir futbolcu olunca bu alan tamamen kaybedildi.
Büyük tantanayla orta sahaya alınan İliç sahnede yoktu elbette. İliç orta sahada tüm sorunları çözecekti ama değil sorunların çözülmesi o alan tamamen düğüm oldu. Hakan hücumda oynuyor, geliyor kendi alanından top çıkarmak istiyor. Sen ne iş yapacaksın İliç. Sol kanatta oynayan Heinz da aynı şekilde. Hasan Şaş kendi kanadını unutmuş, orta sahaya gidip bir şeyler yapmak için adeta savrulup durdu.
Futbol oynamadı
Defansta Tomas olmasaydı, Ömer Rıza çabukluğuyla o savunmayı sallardı. Ümit Karan da görüntü de yoktu. Hücumda başarılı değildi. Onun yerine giren Necati de aynı havadaydı. Bir takımın orta sahası gerektiği şekilde vazifesini yapmazsa çarklar dönmez, Galatasaray’ın da bu çarkı dönmedi.
G.Saray ligin zirvesinde, ama tribünler bomboş. Bu nasıl iştir, anlayamadım. Hafta ortası da değil, hafta sonu. Böyle bir takım yalnız bırakılır mı? Başka takımların ligdeki durumlarına rağmen tribünleri dolarken, sen böyle boş tribüne oynayacaksın. Olacak şey mi?
Sonra da yönetim istifa diye bağıracaksın. Öncelikle siz sahip çıkın takımınıza. Galatasaray hiçbir şeye bahane aramasın. Hakan’ın karşı karşıya kaldığı pozisyonda gol kaçırdı, ama skoru buna da bağlamamak gerekir. Kısacası Galatasaray hiç mi hiç futbol oynamadı. Başka yerde bahane aramak bana göre yanlış olur.