İlhan Söyler

Yoklar ve Mancini’ye sorular

19 Mart 2014
BÖYLE maçların zor olduğunu herkes bilir. Ama asıl önemli olan bu karşılaşmaların öncesidir, yani hazırlık aşamasıdır.

Kural şudur: “Başarısızlık diye bir şey yoktur, öğrenme fırsatı vardır.”
Peki, soralım... Galatasaray böyle bir yarışmaya çıkarken, futbolcular bunları beynine işlemiş miydi?
Hayır...
Maçtaki görüntü şuydu... Takım hem zihinsel, hem oyun kurgusu olarak bir dağınıklık içinde.. Koca maçta tek bir gol girişimi, gol pozisyonu, hatta gollük şutu yok...
Chelsea bildiği gibi oynadı, hem sağ kulvardan, hem merkezden çok etkili oldu. Çünkü Galatasaray’da kademe diye bir şey yoktu.

DROGBA’NIN ŞOVU (!)

NEREDEYSE maçın önüne geçen Drogba’nın Chelsea taraftarıyla buluşması, hüsranla sonuçlandı. Maçtan önce yaşanan Drogba şovu sahada futbol olarak göremedik. En büyük hayal kırıklıklarından biri buydu.

Yazının Devamını Oku

Renkliler renksizler

17 Mart 2014
Süper Lig’in 25. haftasında adeta üç puan savaşı yaşandı. Kimi aldı kimi alamadı, kimi bir puanla yetindi. Kimi dipten bir adım yukarı çıkmak için, kimi şampiyonluk yolunda puan almak için.Burada şampiyonluk yolunda, Fenerbahçe iki rakibinden şanslı idi, kendi üç puan alırken, Galatasaray ve Beşiktaş o kadar zorlama olduğu halde, istediği rakamı alamadı. Yine renk veren oyuncular , renk vermeyen futbolcular, hakemler, teknik adamlar vardı.

RENKLİLER:

Melo( G.Saray): Her hafta takımını ateşlemek isteyen oyuncu olan kişi. Hırsını birde etrafa yansıtmadan oynasa daha çok sevilen oyuncu olacak. Ama insanoğlu bu huylu huyundan vazgeçemiyor. Ama ne derseniz deyin futbola ayrı bir renk de veriyor.

Hakan Balta (G.Saray): Geçmiş yıllarda oynadığı futbolu yakalamış gibi gözüküyor. Düşüş yaşadı, hatta o yere bir çok oyuncu alındı, ama Mancini Hakan’ı stoper de denedi orda meyvesini yemeye başladı.

Doğa( G.Birliği): Son iki haftadır oyuncular sıralamanın nerede olduklarını bilmeye başladılar. Kötü futbolu bir kenara attılar. Kasımpaşa maçında tümü ile harekete geçtiler, ancak biri vardı, orta alanda arı gibi hiç durmadı, tıkır tıkır işledi oda Doğa idi.

Yazının Devamını Oku

3 puanı hak etseler de...

15 Mart 2014
BEŞİKTAŞ’ın bazı oyuncularında düşüş var.

Mesela Olcay, bu düşüşe rağmen forma giymeye devam ediyor. Beşiktaş, kazanmak için savaşıyor ve bu hırsla da Rize’ye gelmişti dün... Uzun zamandır oynamayan Mustafa Pektemek’i tebrik etmek lazım. Tekrar kendine geldi. Oğuzhan’a da, Olcay gibi bir haller olmuş... İyi pas veren, takımı hücuma çıkaran, top kesen Oğuzhan gitmiş, yerine vitesi geri alan bir Oğuzhan gelmiş.
Veli Kavlak, dün yine orta sahanın yükünü çeken futbolcuydu. Rakibin topla oynamasını engellerken, topu arkadaşlarına çok iyi servis etti. İlk golde, Mustafa’yı görerek attı pasını... Beşiktaş’ın bu maçı kazanması lazımdı. İlk penaltı kararı bana ağır gibi geldi. Hakemlerin de şaşırdığını düşünüyorum.

İKİNCİSİ PENALTIYDIANCAK ikinci penaltı pozisyonunda Atiba Hutchinson direkt elle oynadı. Güzel bir maçtı iki takım için de... Rize de diri bir takımdı. Tehlikeli oyuncuları var. Kazanma istekleri yüksekti. İki takım da 3 puanı isteyince ortaya zevkli, heyecanlı bir mücadele çıktı. Taraftarlar da Rize’de güzel bir futbol atmosferi oluşturmuştu.
Beşiktaş’taki diğer isimlere göz atacak olursak Motta, takıma alıştı. Haftalardır müthiş bir futbol oynuyor. Beşiktaş, birçok takımın sıkıntısı olan sol bek mevkiinde onun sayesinde sorun yaşamıyor. Motta hem savunmayı hem de hücumu düşünüyor. Etkili de oluyor.

BIRAKIP GİTMEK OLMAZBEŞİKTAŞ Teknik Direktörü Slaven Bilic bir anda kararsız kaldı. Maç esnasında soyunma odasına gidecekken geri döndü. Bir hocanın her daim, hataları düzeltmek ve takımını ileri taşımak için takımının başında kalması gerekiyor. Herhalde tam içeri gideceği esnada o da bunu hatırladı. Beşiktaş maçı kazansa Galatasaray’ın puan kaybına uğradığı haftada büyük bir avantaj elde edebilirdi.
Siyah beyazlılar, üç puanı hak eden taraftı ancak bunu başaramadılar. Rize’de galip gelmeleri Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma konusunda söz sahibi olabilmelerini sağlardı. Fakat Pektemek, bir yere kadar taşıyabildi tüm takımın hücum yükünü... Elinden gelenin en iyisini de yaptı ama arkadaşlarından katkı alamayınca bu da Kartal’a yetmedi.

Yazının Devamını Oku

Yeter artık Burak!

15 Mart 2014
SEN kafanı topun altına sok...

Topu boş olan kale yerine auta at, sonra isyan et. Kardeşim, Burak , hakemleri kötü durumlara düşürüyorsun... Gündeme girmek için veryansın yapıyorsun... Bu yaptıkların artık Milli Takım’da oynayan bir oyuncuya hiç mi hiç yakışmıyor. Belki de pozisyonu iyi süzemeyen hocanı bile, hakemin yanına gönderecek kadar yanıltıyorsun.
İsyandan ve itiraz etmekten başka hiçbir şey yapmıyorsun. Olmaz kardeşim, seni bu hareketler bir yere kadar taşır. Zaman gelince, “Bu adam zaten hep böyleydi“ demeye başlarlar. Benden söylemesi...

TEK ADAM MELO

MAÇIN ilk bölümünün tartışılmaz tek ismi Melo... Takımı ateşledi, peki ne yaptı?
Rakip alana gitmek için startı veren kişiydi.

Yazının Devamını Oku

Takımını 2 ay önceden biliyordu

12 Mart 2014
Türkiye Ligi’nde üç büyük takımda forma giyen ilk oyuncu.

O şimdi MHP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı.

Bu kişi Türk futboluna birçok yönlerde katkıda bulunmuş biri.

21 kez A milli formayı giyen kişi…

Saffet Sancaklı...

Yazının Devamını Oku

Süper Lig'in Renklileri-Renksizleri

11 Mart 2014
Türk futboluna kötü bir sayfa daha eklendi. Trabzonspor, Fenerbahçe maçı bir yarışmanın dışına çıktı kendilerini bilmez kişiler, ortalığı kasıp kavurdu. Ne kazandılar hiç.

Hayat akıp gidiyor, futbol sanatı olduğu sürece daha ne Trabzon, Fener maçları göreceğiz. Burada büyük kayba uğrayan bu işin içinde olmayıp, yalnız Trabzonspor sevgisi ile yaşayan kişilere oldu.
Bunun dışında maçlarda kartlar, hızlı bir şekilde renk, renk durmadan çıktı.
Birçok oyuncunun aldığı kırmızı kartları gereksiz itirazlar sonucu ortaya çıktı.
Bazı futbolcular, takımın lehine bir faul yapıp kırmızı kart görse gam yenmeyecek, hangi hakem çıkardığı kartı tekrar cebine koymuş ki, tekrar geri alsın. Hakeme itirazın hiçbir şeyi değiştirmediğini bilmiyorlar mı?
Bakalım neler olmuş:

RENKLİLER:

Yazının Devamını Oku

Sağanak

9 Mart 2014
MANCINI her hafta farklı bir Galatasaray izletiyor. Ve her hafta da, başka bir yıldız sahne alıyor.

Akhisar karşısında başrol Telles ve Drogba’nındı... Drogba zaten, büyük yıldız. Ama dışarıdan ‘tığ’ gibi görünen Telles’ bir parantez açmak istiyorum:
1-Sol kanatta görevini kusursuz yapıyor. G.Saray’a çok yakışıyor.
2-Çoğu futbolcu taç atışlarında isabet bulamazken o bu işte de uzman. Hedefi 12’den vuruyor.
3-Hücumda sorumluluk aldığı zamanlarda Wesley Sneijder ile müthiş anlaşıyor.
4-Rakip kaleye sürekli şut deniyor. Galatasaray’ın genç fidanı daha çok can yakar.

SNEIJDER UYANDIRDI

MAÇIN başında Galatasaray, uyanmaya niyetli değildi. Wesley Sneijder, erken uyanıp “Günaydın” dedi. Akhisar kalesine maç başında öyle bir füze gönderdi ki, kaleci Emrah golü güçlükle önledi. Sonrasında köşe vuruşunda Drogba’ya ‘Al da, at’ dercesine bir orta kesti. Drogba ve Burak, ileri uçta şanslıydı. Akhisarlı oyuncuların hataları da bu iki ismin golleri bulmasında etkin rol oynadı.

Yazının Devamını Oku

Bir kaleci asla yalnız değildir

6 Mart 2014
Rüştü Reçber: Bir kaleci yalnız değildir.

Direkler, fileler, kale içinde bulunan, pet sularla arkadaş olursunuz
Türkiye’de kaleci sıkıntısı çektiği zamanlardı.
Antalya gidip o zaman Teknik direktörlük yapan Metin Türel’le bir söyleşi yapmaktı.
O zaman bir kaleci’ den söz ediliyordu Rüştü Reçber.
Rüştü yeni başladığı futbola bir trafik kazası sonrasında yeni bir hayata başlayacaktı. İlk hocalarından Metih Türel Rüştü için.
“En geç iki yol sonra ortaya bir kaleci çıkacak“ dedi ve dediği de oldu.
Yıllar sonra Rüştü ile bu kez Bursa’da Milli takımda tek kaleci olmuştu.

Yazının Devamını Oku