Bursa’da dün gece, en az Avrupa’nın gözde liglerindeki kadar kaliteli bir oyun izledik. Hem Galatasaray hem de Bursaspor iyi futbol izletmek için adeta birbiriyle yarıştı. Neydi mücadeleyi güzel kılanlar?
1- Hızlı kombinasyonlar...
2- Oyunu çabuk oynama sanatındaki başarı...
3- Drogba’nın saha içinde liderlik vasfını ortaya koyması... Oyunu okuyup, yönlendirmesi...
Sahada bunlar vardı ama oyunun esas liderleri Fatih Terim ve Christoph Daum’du...
Takımın beyni Sneijder
UZUN zamandan bu yana ortalarda gözükmeyen Hamit Altıntop, iki hareket sonrasında Burak’a yaptığı servisle güne damgasını vurdu. Her iki takımın da kazanma istekleri oyuna renk verdi. Melo, orta alanda gayet sakin ve orantılı oynayarak kendini gösterdi.
Galatasaray dün gece de maça Gaziantepspor’u kendi alanına sıkıştırarak başladı. Rakibin oyun kurmasına izin vermedi.
Böylece rakip, topu kazandığında telaşlandı ve esareti kabullendi.
Ama ilginçtir ki, Galatasaray’ın golü bu baskılı oyunun bir eseri olarak değil, mükemmel bir kontratakla geldi. Drogba’nın faule rağmen kendini bırakmaması, Burak’a attığı pas, Burak’ın bencilliği bir kenara bırakıp, Sneijder’e yaptığı asist, mükemmeldi.
Bu gol hem zeka, hem de alınteri kokuyordu.
Terim’in katkısıBu golden sonra sanki roller değişti.
Gaziantep çok daha kolay gelmeye başladı G.Saray kalesine... Atakları etkili değildi ama yine de rahatsız ediyordu sarı kırmızılıları...
Artık, geldiğimiz zaman öyle bir zaman ki, sahada bir adım geride kalınsa, zararlı çıkılıyor. İşte bunları düşünen de, kazanıyor.
Eskişehirspor’da bir adam var ki Zengin mi Zengin! Kanatta oynadı ama aslen, Ertuğrul Sağlam oyun kurma görevini ona vermişti. Bütün mücadelelerde topu kazandı. Ve en önemlisi topu nasıl kullanacağını da bilerek oynadı. Maçta teraziyi, Eskişehirspor lehine değiştiren adam oldu.
PİNTO TAKIMI YAKTI
İKİ takımın da oyunun ilk bölümünde kaleye şut atma gücü yoktu... Top alışverişinde hata üstüne hata... Bursa’da Batalla, takımını ayağa kaldırmak için her şeyi denedi ama ne kanatta Tuncay vardı, ne de ortada Pinto... Durum böyle olunca Eskişehirspor, meydanı boş buldu.
Erkan Zengin de gollerin hepsinin gelişimine imzasını attı. Sanki sırtında oksijen tüpü varmış gibi bir solda, bir sağda, bir ortada koşturdu, durdu. Bursa’da bir de Pinto var ki... Sanki eskilerin ‘Bombacı Bekir’i... Bekir topa vurunca ses getirirdi. Pinto da kendini öyle sanınca 1 adım gerilip kullandığı penaltıyı kaçırdı. O golü atsa, Bursa geriye kalan dakikalarda beraberlik alabilirdi, takımı yaktı. Hele Tuncay, bitmiş artık... Eskişehirspor da hal böyle olunca hakkıyla aldı götürdü...
MAÇIN İYİSİ
Boffin kurtardığı toplarla takımını ateşledi.
MAÇIN KÖTÜSÜ
Galatasaray da aynı tarihte Kayseri de benzer bir zafer kazandı. Galatasaray’da dün maçın ilk kısmında bri dağıtıcı vardı. O da Amrabat. Tüm arkadaşlarını adeta sulayan bir değirmen gibiydi, sahanın bütün bölgelerini parselleyen, arkadaşlarına ikramda bulunan, Mehmet Topuz’u şaşkına çeviren Fas’lı zaman zaman da Fener kalesine bombaları yolladı. Uzun zamandır kalitesine yakışır bir oyun ortaya koymana Hamit ise yine sahada yokları oynadı. Maçın kırılma anı Fenerbahçe’nin 10 kişi kalmasıydı. O andan itibaren Galatasaray, işi göbekten bitirmek istedi ama olmadı. Sazı eline alan Selçuk, ikinci bölümde gerçek bir şef gibi oynadı.
BU KADAR YASLANILMAZ
BEN bu futbol adamlarını anlamıyorum. Bir kişi eksik kaldı diye kendi sahana bu kadar kapanmak nedendir. Gol ‘Ben geliyorum’ diye çığlıklar atarken Fenerbahçe sadece kapandı o kadar. Yani gol gelsin diye beklediler. Kaçınılmaz son da 99. dakikada teşrif etti. Galatasaray’ın kurtarıcısı Drogba, bir ortada işi bitirdi.
ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ
DEDİM ya hocaları anlamıyorum diye. Golden sonra Fenerbahçe hücum etmeye başladı ama nafile. Atı alan Üsküdar’ı geçti. Madem atak yapabiliyordun bunu neden gol yemeden yapmıyorsun ki? Neticede Galatasaray’ı tebrik etmek lazım çünkü Fenerbahçe’nin bütün oyununu bozdu ve zaferi kazandı.
Fatih Terim de, zorlu maçlar sırasında, “Kimler benim felsefeme uyuyor” diye fikir yürüttü. Takımı sıfırdan analiz etti. Şimdi Terim’in bakış açısından Galatasaray’ı ele alalım...
Kale ve savunma hattıMUSLERA ve geri dörtlü tam isabet olduklarını hocalarına ispatladı. Uruguaylı file bekçisi kalede, Eboue, Chedjou, Semih ve Riera hattı da savunmada başarı için biçilmiş kaftan...
Birlikteliği bozanlarİKİNCİL olarak Terim, takım oyununun temel prensiplerini uygulamayan isimleri açıkça gördü. Örneğin Hamit, sağ kulvarda sürekli gidip gelse de, arkadaşlarına gereken katkıyı yapamadı. Elmander, “İlle de oynayacağım” diyerek sadece kendine zarar verdi.
Çok lider, çok başarıSARI kırmızılı takımın en büyük şansı saha içi liderlerinin fazla oluşu... Selçuk, Sneijder, Drogba ve Muslera... Zaten bu isimler de, Londra’daki Emirates Cup’ta takımı başarıya taşıyıp, daha şimdiden Terim’in yüzünü güldürdü.
Vojvodina karşısında Bursaspor’da beceri üstünlüğü olan 3-4 isim varsa baş aktör Batalla’dır. Arjantinli, Bursaspor için attığı penaltı golüyle değil, pozisyona girme ustalığıyla takımını rahatlatan kişidir. Orta sahada ayakta kalan bir tek Batalla vardı. Ona eşlik etmeye çalışan da Orduspor’da izlediğimiz Şamil... Orduspor’da oynamadığı futbolu burada oynamaya başlamış. Burada en büyük aktör de takımın patronu olan Hikmet Karaman’dır. Şamil’e yeniden futbol oynamayı öğretmiş...
SAHASINDA İŞİ BİTİRİR
PINTO da varını yoğunu ortaya koymak istiyordu ama Bursaspor’un kenar adamları ortada yoktu. Tuncay Şanlı futbolu mu unutmuş, anlayamadım. ‘Çabuk oynayacağım’ diye yanlışlıklar yaptı. Önce o kanattan görevini yapamadı. Sonra kendi kendine sağ tarafa geçti yine yapamadı. Ardı arkası kesilmeyen yanlışlar içindeydi.
Defansta yeni transfer Taiwo gayet iyiydi. Bursaspor başlarda rakip gelince güzel bir set çekti. Rakibin şut atmasını, kalabalıkta delik aramalarını önledi. Taiwo’nun kornerden gelen ortaya yaptığı dokunuş ise, deplasmanda tur için yapılan en anlamlı hareketti. Bursa’nın sahasında seyircisinin de desteğiyle bu turu geçeceği kanısındayım.
Hele hele Fatih Terim’in sezon başı kamplarında futbolcuyu nasıl okuduğunu iyi bilirim. Elindeki kabarık toplulukta her kişinin neler yaptığını açıkça görür...
Bir yerde ‘Bakkala baktığını görürsünüz, ama kasaba bakıyordur’ bunu da kimse fark etmez...
Galatasaray’ın Malaga karşısında oynadığı futbolu analiz eden Terim, takımı konusunda mutlu olup olmadığı hakkında fazla renk vermez. Ama kampta aksayan futbolculara hatalarını anlatırken sertleşir...
İLK İKAZ DANY’YE
Önce Dany’nin kulağını çekti Fatih Terim, Malaga maçındaki hataları için... Bu maçta ikaz alan Kamerunlu, idmandaki pas çalışmasında da Terim’in tepkisini çekti. Terim baktı ki Dany de Semih gibi aynı yolun yolcusu Fatih Hoca da o durağa uğrayıp, o formayı giymenin kolay olmadığını hissettirdi öğrencilerine. Hatta takımın yıldızlarından Burak Yılmaz, dahi Terim’in hışmından nasibini aldı.
Oyun içinde ekipte bir veya kişinin sorumluluk alması yeterli olmaz, sahada hatlar arasında kopukluk olursa o takımın büyüklüğü nerede olur?
İşte Fatih Terim, böyle sıkıntılı anlarda sahneye çıkmasını çok iyi bilir.
SNEIJDER VE DROGBA...
İngiltere’deki maçlardan sonra dün de Malaga karşısında kimin ne yaptığını, ne yapabileceğini analiz etti ve sanırım biraz daha fikir sahibi oldu. Dün akşam Fatih Terim gibi bizim de gündemimizin ilk sırasına Wesley Sneijder oturdu. Onun için, geçen yıldan yarım kalan ismini ışıklandırma işini tamamlamaya kararlı olduğunu söyleyebiliriz.
Hücumun hemen arkasında oynamanın verimine verim kattığını gösterdi.. Yaptığı servisler, şutları kendinden emin oluşu, G.Saray için önemli meziyetler..
“Huylu huyundan vazgeçmez” misali Drogba klasik futbolundan taviz vermiyor. Yine golünü attı, sanatını icra etti. Fazla top alamamasına rağmen, Malaga savunmasını sürekli rahatsız etti. Riera’nın ortasında ise bir hücum oyuncusunun nasıl gol vuruşu yapması gerektiğini tarif eder gibiydi.
Galatasaray’ın en arızalı yeri savunması...
Gerek Gökhan, gerekse Dany kendi aralarında iletişim ve konsantrasyon gibi temel prensipleri uygulayamıyor. Bu durumda rakibin gol yollarında hep bir boşluk oluşuyor. Hızlı rakip ataklara karşı açık veriyorlar.
Galatasaray’ın dün akşamki genel özeti için şunları sıralamak mümkün: