Paylaş
Yunus Emre Enstitüleri’nin kuruluşunda Atilla Koç, Kültür ve Turizm Bakanı’ydı. Uzun yılların içerisindeki görüşmelerimiz ve tartışmalarımızda, İspanyolların Cervantes, Rusların Puşkin, İtalyanların Dante Alighieri ve Almanların Goethe gibi enstitülerinin gerekli olduğu konuşulurdu. Bunlardan İtalyan ve Alman enstitüleri Ankara’da çok itibar görüyordu.
MÜLKİYE’DEN SINIF ARKADAŞIMDI
Atilla Koç herkesin hakkını teslim ettiği gibi çok okuyan, çok bilen bir kişiliktir. Mülkiye’den sınıf arkadaşımdır. Daha ilginç bir özelliğini söyleyeyim; biz lise tiyatro kolundayken Kenan Işık ve diğer arkadaşlarla Turgut Özakman’ın “Ocak” adlı eserini sahneye koymayı denedik. Devlet tiyatrosundan bile yardıma geldikleri hâlde işi bitiremedik. Atilla o oyunu İzmir Özel Türk Koleji’nde tek başına sahnelemiş. Sabırlı ve zeki bir çocuktur. Turgut Özakman’ın oyununu hele “Ocak”ı sahnelemek kolay iş değildir.
Yunus Emre Enstitüleri’nde prensip olarak enstitü memurlarının ve müdürlerinin dış ülkelerde yaşayan ve yetişen Türk gençlerinden olmasına karar verilmişti, faydası görüldü. Arap ülkelerinde, Almanya’da, Avusturya Viyana’sında çok etkili müdürler vardı ve faaliyetler tertiplendi.
Şimdi de yine Yunus Emre Enstitüleri’nin daveti üzerine Viyana ve Roma’ya bir konferansa gittim; bu bir yılbaşı programı içindi. Cumhuriyet ile ilgili sunumlar yapıldı. Viyana’da üniversiteden salon alınmış, bu oradaki Yunus Emre Enstitüsü Müdürü’nün otoritesidir. Roma’daki dostumuz Zafer Kıyıcı Bey benzer organizasyonu Yunus Emre Enstitüsü’nün Rönesanstan kalma binasında tertip etti. Roma’da birçok Türk genci okuyor. Doğrusu orada çok şey öğreniyorlar, hayatlarından memnunlar. Ama Türk kültürüyle, Türkiye ile ilgilerini kesmek de istemiyorlar.
OPERA SANATÇILARIMIZI MEMLEKETE CELBETMELİYİZ
Gezimin sonunda Bologna’ya geçtim. Mert Süngü Johann Strauss’un Yarasa (Die Fledermaus) Opereti’ndeydi. Fledermaus’u Almanca değil İtalyanca ilk defa dinliyorum. Doğrusu daha güzel oluyor. Reji birincisi sınıftı, müzik tabii öyleydi, orkestra da öyleydi, teatrelite şahaneydi. Başrollerde Mihaela Marcu, Francesco Castoro ve hele Mert Süngü mükemmeldi. Rejisörlüğünü Cesare Lievi yapıyor.
Dışarıda bir düzineyi aşkın opera sanatçımız var. Bunların memlekete celbetmenin zamanı çoktan geldi. Gelip otursunlar demiyoruz ama sık sık sahne almaları lazım. Opera sanatçısının bir yerde tıkılıp kalması bu asırda mümkün değil. Bir memleketin en iyi propagandası müzikteki başarısıyla mümkündür. Bunun değişik örnekleriyle görmüşümdür. 100. yılda Atatürk’ün Türkiye’si onun çok önem verdiği musiki alanında başarıları devam ettirmesi. Ama asıl bir türlü değerlendiremediğimiz yetenekli gençlerimizi ve sanatçılarımızı millete göstermesi gerekmektedir. Belediyelerden bu konuyla tek ilgilenen Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen Hoca’dır. Eskişehir’i Türkiye’nin bir müzik holü hâline getirdi.
İtalya’da hayat güzel kiradan gıdaya, restorandan marka mağazaları hariç, pazarda bulunan her türlü giyime varıncaya kadar bizden ucuza olduğunu söyleyebilirim. Belki ancak İstanbul Merter’deki ve bazı pazar yerlerindeki fiyatlar o derecededir.
TÜRKİYE ORMANCILAR DERNEĞİ
HEPİMİZİN derdi aynı. Yaşadığımız çevre, hava, manzara mahvoluyor. Bununla birlikte zeytinliklerin kurtulmasını, bilinçli vatandaşların kâr gayesi gütmeden zeytinlik satın almalarını 3, 5, 10 dönüm fark etmez sürekli tavsiye ediyoruz.
Türkiye’de derneklerin seslerini daha çok çıkarması lazım. Ormanlar ve bilhassa zeytinlikler onların mülkiyetini elinde tutan tembel çiftçilerin veya aksine çaresizlik içindeki köylülerin tamamen eline bırakılamaz. İyi niyetli vatandaşların küçük araziler de olsa satın alarak zeytinci grubunun arasına girmesi, etrafı kontrol etmesi, usulsüzlüklere karşı daha bir güçlü şekilde karşı koymasıyla bu mesele büyük ölçüde halledilir.
BİRLİKTE TEŞHİR EDELİM
Türkiye Ormancılar Derneği’nin bana hitaben yaptığı basın açıklamasını dinledim. Nazikane toplantınız ve cevabınız için çok teşekkür ederim. Söz konusu kanunsuzluklara boyun eğen meslektaşlarınızı birlikte teşhir edersek büyük ölçüde yol almış oluruz. Zeytinlik ve ormanlık alanlar için çok yazıyorum ama hâlâ kitap ve broşürlerinize ulaşamadığımı da arz ederim. Teşekkürlerimle.
Okuyucularımıza mutlu ve az sıkıntılı bir sene diliyorum.
Paylaş