Paylaş
Tophane’de mimar Emre Arolat tarafından tasarlanan yeni binanın kapıları bu yılın başında ilk kez müzenin kurucusu Osman Hamdi Bey sergisiyle açılmıştı. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı bir törenle resmi açılışı yapılan müzenin misyonunu hayata geçiren koleksiyon sergisi de ziyaretçilerle buluşmuş oldu.
Türk resim ve heykelinin 150 yıllık geçmişinin büyük bir bölümünü görmek mümkün bu sergiyle. Küratörlüğünü Prof. Dr. Burcu Pelvanoğlu ve Doç. Dr. Ayşe Köksal’ın yaptığı, sergileme tasarımını Yeşim Demir Pröhl’ün gerçekleştirdiği koleksiyon sergisinde 663 adet resim, 85 adet heykel ve 1 adet seramik olmak üzere toplamda 749 adet eser yer alıyor.
Tematik ve kronolojik olarak hazırlanmış, 34 salon ile üç kata yayılan sergi başlangıcından günümüze sanat tarihimizin dönemlerini, akımlarını, kişilerini ve eserlerini izleme fırsatı sunuyor. Her salonun girişine asılmış panolardan gerekli bilgileri alabiliyorsunuz.
Prof. Dr. Burcu Pelvanoğlu ile gezdiğim sergide görsel tarihimizde bir tür zaman yolculuğu yaptım.
Prof. Dr. Burcu Pelvanoğlu
İLK RESSAMLAR ASKERİ OKUL ÖĞRENCİLERİ
Serginin birinci katındaki ilk oda ‘Fotoğraftan Resim’ başlığını taşıyor. Bu topraklarda Batılı tarzda yapılmış ilk tablolar yer alıyor salonda. Türkiye’de minyatürden Batı tarzı tuval resmine geçiş, askeri okullara konan resim dersleriyle başlamış. Başlıca konusu doğa görünümleri olan derslerde yeni resim teknikleri, perspektif ve gölge kullanımı öğretilmiş. Askeri okullar, Sanayi-i Nefise Mektebi’nin 1882’de kuruluşuna kadar resim eğitimi veren başlıca kurumlar olmuş. Askeri okullarda başlayan resim dersleri daha sonra Galatasaray Mektebi Sultanisi (1869) ve Darüşşafaka (1872) gibi sivil okulların programlarına da dahil edilmiş. Bu okullarda fotoğrafların tuvallere aktarılmasıyla yapılan resimler, müzenin de ilk dönem eserlerini oluşturuyor.
Ziya-Ağaçlar Arasında Yol (1888)
BİLİNMEYEN KADIN SANATÇILAR
Prof. Pelvanoğlu, envanter çalışmaları sırasında pek çok yeni bilgiye ulaştıklarını söylüyor. Kadın sanatçılar üzerine tez çalışması yapan bir öğrencileri, bilinen 88 olan kadın sanatçı sayısını 133’e çıkartmış. Sadece adının baş harfi yazılan pek çok sanatçının erkek zannedilmesi bunun nedeni. Bunlardan biri N. Ethem. Bu çalışma sırasında N. Ethem’in bir kadın sanatçı ve Osman Hamdi ailesinden olduğu anlaşılıyor. Belki de çok erken dönemde nü çalışması bu yanlışa neden oldu. Okul arşivi yandığı için envanterde olan ama sanatçı bilgisi olmayan pek çok eser de var.
Nevin Edhem Hamdi- ‘Kadın Portresi’
KIZLAR AKADEMİSİ AVRUPA’DAN ÖNCE
Sanayi-i Nefise Mektebi’nde ders veren ilk hocalardan Ömer Adil’in ‘Kızlar Atölyesi’ adlı çalışması. Avrupa’daki birçok ülkeden de önce eğitim hakkını kazanıyor kız öğrenciler. Sanayi-i Nefise’de 1914 yılında kız öğrenciler için bölüm açılıyor. Mesela Fransa’da 1915 yılında sadece bir özel atölyeye girebiliyor kızlar. Onun dışında resmi akademiye giremiyorlar. Berlin Akademisi’ne kızların kabulü 1918. İsviçre 1921. Oldukça erken başlıyor kızların sanat eğitimi bizde ve çağdaşlarından da çok iyiler. Okulun ilk müdürü Halide Edib Adıvar’ın ilk eşi Salih Zeki Bey. Kısa bir süre görevde kalıyor, Mihri Hanım (Müşvik) Fransa’dan gelene kadar. Atölye sistemini de Mihri Hanım kuruyor.
Ömer Adil - ‘Kızlar Atölyesi’
DOĞA RESMİNDE ŞİRKET-İ HAYRİYE ETKİSİ
1860-1870 yılları arasında Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmet Paşa, Süleyman Seyyit, Civanyan, Halil Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Hoca Ali Rıza gibi isimler Osmanlı resminin başlıca temsilcileriydiler. Osman Hamdi Bey hariç hepsi askeri okullarda perspektif eğitimi almıştı. Osmanlı resmi 1870 sonrasında Paris’teki sanat hareketlerinin de etkisiyle doğa ile daha sıkı ve özgür bir ilişki kurmuştu. Özellikle Hoca Ali Rıza ve Halil Paşa ile başlayan açık hava ressamlığı geleneği, Osmanlı resminde manzaraya bakışı değiştirmişti. Şirket-i Hayriye’nin seferlerinin başlamasıyla Boğaziçi ve Adalar keşfedilmiş, hayali manzaraların yerini gerçek manzaralar almıştı.
Halil Paşa-’Plaj’ (1897)
İLK HEYKEL ÖĞRENCİSİ
Osman Hamdi ile Yervant Oskan Efendi, Sanayi-i Nefise’nin eski yerinde, Şark Eserleri Müzesi’nin bahçesinde oturuyorlar. Kapının parmaklıklarına yapışmış bir çocuk bunlara bakıyor ve “Burası neresi?” diye soruyor. Anlatıyorlar, işte burası sanat öğretilen okul falan diye. Çocuğun çok meraklı olduğunu görünce “Gel seni de kaydedelim istersen” diyorlar ve okulun ilk heykel öğrencisi oluyor İhsan Özsoy. Onun yaptığı kadın büstü de sergilenen eserler arasında.
İhsan Özsoy -’Genç Kadın Büstü’
TAHTA BANKLARIN SIRRI
1937’deki Akademi Reformu döneminde Fransız akademisyen ve ressam Léopold Lévy, resim bölümü başkanlığına getiriliyor. Akademide atölyesi olan pek çok hoca alınıyor bu duruma çünkü Lévy’nin eğitim anlayışı akademi içindeki dengeleri bozmuştur. O arada Zeki Kocamemi de desen atölyesinin elinden gitmesine kızıp kendini marangozhaneye kapatıyor ve pek çok mobilya tasarlayıp üretiyor. Fındıklı’daki Resim Bölümü Konferans Salonu’nda halen kullanılan bu banklardan ikisini sergiye dahil etmiş küratörler. Hem üzerinde oturulup dinlenilebilsin hem de o dönemi hatırlatsın diye.
Zeki Kocamemi’nin yaptığı banklar
HANGİ KATTA NE VAR
1. KAT
Fotoğraftan Resim, Osmanlı Resminde Doğa Yorumu, Osmanlı’da Figür Resmi, Kopyalar, Osmanlı Resminde Ölüdoğa, İnas Sanayi-i Nefise Mektebi ve İlk Öğrencileri, 1914 Kuşağı Sanatçıları: Portre ve Otoportre, Şişli Atölyesi, 1914 Kuşağı’nın Manzara Bakışı, Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Geç Kübizm ve Art Deco, İnkılap Resimleri.
2. KAT
Modern Görünüm, Geç Kübist Manzaralar, Anadolu Görünümleri, Enteriyör, Nü, Sosyal Gerçekçi Eğilimler, Desen Anlayışı, Léopold Lévy ve öğrencileri, Gelenek ve Soyutlama, Soyut Sanatın Gelişimi: Tavanarası Ressamları ve Paris Ekolü, Soyut Sanatın Gelişimi: İstanbul ve Ankara Sergileri, Anadolu Kübizmi.
3. KAT
1950-1970 Dönemi Figüratif Eğilimler, 1960 Sonrası Türk Resminde Hiciv, Neşet Günal, Nedim Günsur, 1968 Kuşağı, Alternatif Arayışlar, 1970’li Yıllarda Resim Üretimi ve 1980 Sonrası Sanat.
Paylaş