'Rızasız bahçenin gülü derilmez'

Neşet Ertaş'ın ailesi filmi neden istemediklerini açıkladı.

Haberin Devamı

HALK müziğinin büyük ustası Neşet Ertaş’ın hayatını konu alan ve yazar Prof. Dr. Erol Parlak’ın aynı isimli kitabından uyarlanan ‘Garip Bülbül Neşet Ertaş’ filminin çekimlerinin durdurulması için ailesinin açtığı dava geçen hafta sonuçlanmış ve yasağın kalktığı belirtilmişti.

Bu mahkeme kararı ve çıkan haberler üzerine dün Neşet Ertaş’ın eşi Nigâr Leyla Ertaş, çocukları Döne Ertaş, Hüseyin Ertaş ve Canan İlhan bir açıklama yayınladı. Aile hukuki sürecin devam ettiğini belirterek geçici nitelikteki tedbirin bu aşamada kaldırılmasına ilişkin verilen istinaf kararının nihai bir karar olmadığını, hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladılar.

Rızasız bahçenin gülü derilmez

Haberin Devamı

Açıklamada “‘Neşet Ertaş’ın gerçek vasiyeti ortaya çıktı’ içeriğiyle yayınlanan haberlere konu olan video incelendiğinde, hiçbir şekilde film konusu geçmeyip, 15 seneden beri yazılmakta olan, kendisinin yayınlandığını görmeyi çok istediği, ama vefatından sonra yayınlanan kitap hakkında konuştuğu ve buna hangi şartlarla müsaade ettiğini anlattığı görülecektir” denildi.

Yazılı açıklama dışında aile adına Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş bir de video yayınlayarak babasının hayatını anlatan filmin çekilmesini neden istemediklerini tek tek sıraladı.

Bir yanda Neşet Ertaş’ın hayatını anlatan iyi bir filmi izlemek isterim diyenler, diğer yanda atamızın vasiyetini yerine getiriyoruz diyen ailenin söyledikleri... Varın kararı siz verin.

BİZE DÜŞEN ONUN VASİYETİNE SAHİP ÇIKMAKTIR

İşte Hüseyin Ertaş’ın konuşmasının satır başları:

- Hayatın her dalında geçerliliği olan, “Dost elinden ‘gel’ olmazsa, varılmaz / rızasız bahçenin gülü derilmez!” diyen insanın, babamızın, rızası olmadığı halde, hayat hikâyesi film yapılmak isteniyor. Ve bizim hakkımızda insanlar bilinçli olarak yanlış yönlendiriliyor.

Efendim, ‘Aile istemiyor’, ‘Aile karşı çıkıyor’ deniyor. Bu doğru değildir.

- Ailenin karşı çıkması, inat etmesi, ‘birilerini kıskanması’, hatta hatta haşa ‘para istemesi’ söz konusu değildir.

Haberin Devamı

- Babamız bunu istemiyordu. Yaşarken kendisine defalarca teklifler gelmesine rağmen belgesel dışında film tekliflerini hep reddetti.

- Haddim olmayarak herkese sormak isterim: Babanızın yaşarken defalarca reddettiği şeyi, vefatından sonra sizler kabul eder miydiniz?

Sizler de karşı çıkar mıydınız? Satar mıydınız?

- Efendim, ‘Fena mı olur film çekilirse?’ E ama istemiyordu!

Ya da ‘O alçak gönüllülüğünden istememiştir. Biz yine de yapalım!’ demek doğru mudur?

Ahmet Kaya’nın bir şarkısı vardı, onun gibi: ‘Siz onun neler düşünerek istemediğini nereden bileceksiniz?’

- Bize düşen, herkese düşen, vasiyete saygı göstermek değil midir?

Yaşarken istemediği şeyleri, vefatından sonra yapmaya kalkmak bize yakışır mı?

Haberin Devamı

- o zaman, çoğu sanatçının almak için can attığı ve çoğunun da hâlâ babamın bu nimeti neden kabul etmediğini anlamakta zorluk çektiği ‘Devlet Sanatçılığı’nı da arkasından verelim! Olabilir mi? Aynı mantık değil mi?

- Bazı şeyler kutsaldır, dokunulmazdır. Rahmetli babamız da bizim kutsalımızdır. ‘Etmeyin, eğlemeyin!’ diyeceğim de... Yaşarken sonuna kadar sömürülmüş şu Garip’in vasiyetine bari saygı gösterin! Oyuncak etmeyin!

- Bizim için tek geçerli ölçü, babamızın yaşarken dile getirdiği istekleridir.

Bize düşen, aslında herkese düşen, hakkımızda ne düşünülürse düşünülsün onun hatırasına, isteklerine, vasiyetine sahip çıkıp saygı göstermektir.

BU KONSERDE CEP TELEFONU SERBEST

Haberin Devamı

YARIM asırdır kente ve hayatımıza ‘klasik’ bir zenginlik katan İstanbul Müzik Festivali’nde önümüzdeki hafta ilginç bir konser var. Konseri ilginç kılan pek çok neden var aslında.

En önemlisi Oscar ve Grammy ödüllü dünyaca ünlü Çinli şef ve besteci Tan Dun’un sahneye çıkacak olması.

Ang Lee’nin ‘Kaplan ile Ejderha’ filmine yaptığı müziklerle Oscar ve Grammy alan Tan Dun’un sonbaharda Avrupa’daki bazı konserleri COVID-19 nedeniyle iptal olmuştu. Çin’de devam eden kısıtlamalar nedeniyle İstanbul’a gelip gelemeyeceği merak konusuydu.

Rızasız bahçenin gülü derilmez

Siyah tonlarındaki kıyafetleri, deri pantolonları ve güneş gözlükleriyle modern klasik müzik sahnelerinin rock yıldızı olarak tanımlanan Tan Dun, Oscar ve Grammy’li film müziklerinden Metropolitan’da sahnelenen operalara, Venedik Bienali Yaşam Boyu Başarı Ödülleri’nden Olimpiyat açılış törenlerine, prestijli festivallerden konser salonlarına adını altın harflerle yazdırmış bir isim.

Haberin Devamı

İKSV ekibiyle görüşmemin ardından için rahatladı, ünlü şef ve besteci, 22 Haziran’da AKM’de Borusan Holding sponsorluğundaki konserinde, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nı bizzat yönetmek üzere sahnede olacak.

Dünya müzik sahnesinde şimdiden kalıcı bir iz bırakan Tan Dun’un, İstanbul Müzik Festivali ve Borusan Sanat’ın ortak siparişi üzerine ürettiği eseri ‘İkili Konçerto’ Türkiye’de ilk kez seslendirilecek. Konser programındaki bir diğer ilginç ve Türkiye’de ilk kez seslendirilecek eser ise, orkestranın kuş, rüzgâr ve okyanus seslerini taklit ederek dijital bir orman hissi uyandıracağı ‘Passacaglia: Secret of Wind and Birds’ adlı eseri. Tan Dun’un, orkestra üyelerinin ve hatta seyircilerin cep telefonlarından kuş sesleri çalarak katkı sağlayacağı bu eser için özel bir ses dosyası hazırlanmış ve konsere gidecek seyirciye önden bilgilendirme yapılacakmış. İlginç bir deneyim olacağa benziyor...

Kendini “Doğudan Batı’ya giden bir Marco Polo” olarak tanımlayan Tan Dun’u sahnede izlemek isteyenlere duyurulur.

Yazarın Tüm Yazıları