Paylaş
Hayatı geçim sıkıntıları içinde geçti. Hapislerde yattı. Yaşadığı çevreden besleniyordu; gözlemlediği, tanıdığı insanları anlattı romanlarında, hikâyelerinde. Mesela ‘Suçlu’, ‘Sokakların Çocuğu’, ‘Evlerden Biri’, ‘Müfettişler Müfettişi’, ‘Elli Kuruş’ gibi eserlerine Cibali semtinin ruhunu kattı.
Ölümsüz eserlerini yazdığı, ömrünün bir bölümünü geçirdiği, kitaplarına konu olan tütün fabrikasının arkasında bugün halen bulunan evinin çok yakınına, 1 Ocak 2021’de Eminönü-Alibeyköy tramvay hattı açılıyor.
Türkiye Yazarlar Sendikası, yılbaşında açılacak olan Eminönü-Alibeyköy tramvay hattında bulunan Cibali durağının adının ‘Orhan Kemal Durağı’ olarak değiştirilmesi için bir imza kampanyası başlattı.
Sendikanın change.org üzerinden yürütülen kampanya duyurusunda şöyle deniyor: “Eminönü-Cibali-Alibeyköy tramvay hattının yılbaşında ulaşıma açılacağı kamuoyuna duyurulmuş bulunuyor. Bu hatta bulunan Cibali Durağı’na, bu semtte uzun yıllar yaşamış, unutulmaz pek çok yapıtını oradaki evinde yazmış Orhan Kemal’in adının verilmesi ile ilgili kampanya başlatılmış bulunuyor. Türkiye Yazarlar Sendikası olarak, 50. ölüm yıldönümünde, emekçi halkın yazarı Orhan Kemal’in ismini Cibali ile özdeşleştirecek bu kararın alınmasını destekliyor ve sendikamızın talebi olarak kamuoyuna duyuruyoruz.”
Orhan Kemal, 1954-1966 yılları arasında, bugün Kadir Has Üniversitesi’nin bulunduğu Cibali Tütün Fabrikası’nın hemen arkasındaki sokakta bir evde kiracı olarak yaşamıştı. O ev halen yerinde duruyor. Fatih Belediyesi tarafından Orhan Kemal’in orada yaşadığını gösteren bir tabela asılmıştı ama şimdi yerinde yeller esiyor.
Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, imza kampanyasının devam ettiğini ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile temaslarının da sürdüğünü ancak şimdiye kadar net bir cevap alamadıklarını söyledi.
Umarım kısa sürede olumlu cevap verilir ve durağın adı ‘Cibali Orhan Kemal Durağı’ olur.
Yıllar sonra ailesi tarafından Cihangir’de adına bir müze açıldığında ‘Bir evi yoktu ama şimdi müzesi oldu’ başlığıyla vermiştim haberi.
Bu durumda şu cümleyi kurmak kaçınılmaz oluyor:
Hayatında hiç arabası olmadı Orhan Kemal’in, bari durakta adı olsun.
EVE KAPANDIK, KLASİKLERİ OKUDUK
HÜRRİYET Kitap Sanat’ta geçen hafta İş Bankası Kültür Yayınları’nın verdiği bir ilan vardı. Genellikle yeni çıkan kitaplarının ilanını veren yayınevi bu kez bir teşekkür ilanı vermişti. ‘Türkiye rekoru için 15.443.000 defa teşekkürler’ başlığıyla çıkan ilandaki rakamlar dikkatimi çekti. Verilen bilgiye göre yayınevi 2020 yılında 319’u ilk baskı, 2062’si tekrar baskı olmak üzere toplam 17 milyon 104 bin 196 adet kitap yayımlamış. 2020’nin net satışı 15 milyon 443 bin adet kitap olmuş. “Kültür yayıncılığı alanında ülkemizde bir yayınevi ilk kez 15 milyon adet satışı geçti” denilerek okurundan yazarına, emeği geçen herkese teşekkür edilmiş.
82 milyon nüfusu olan ülkemizde sadece bir yayınevinin ulaştığı satış rakamı bu. Yüzlerce yayınevinin milyonlarca kitabı basıp sattığını düşünürsek, bu tek örnek bile bizde kitap okunmadığı algısının ne kadar yanlış olduğunu göstermiyor mu?
Yayınevinin en çok satan kitaplarının başında ise Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi ve Modern Klasikler dizileriyle Türk Klasikleri dizileri geliyormuş.
Son dönemde en çok satan kitaplar listeleri de gösteriyor ki pandemi günlerinde evlere kapanıp daha çok klasik eserleri okumuşuz.
ÇOCUKLAR BİZE NE ANLATIYOR?
İLK ve ortaöğretim çağındaki çocukların katıldığı bir resim yarışması düzenliyor Pınar markası. Bu yıl 39’uncusu düzenlenen Pınar Çocuk Resim Yarışması’na farklı bölgelerden katılan çocukların resimlerinin incelendiği sosyolojik bir çalışma gerçekleştirildi.
Araştırmada Türkiye’nin yedi bölgesinden, Almanya’dan ve özel eğitim uygulama okullarından gelen resimler analiz edilirken, çocukların içerisinde bulunduğu sosyal ortamın hayal dünyalarına ve yeteneklerine olan etkileri incelendi.
Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Fuat Güllüpınar ve ekibinin yaptığı ve 3 bin 719 resim üzerinde yapılan araştırmada çıkan sonuçlar hayli ilginç:
- Yarışmaya gelen resimlerde en çok ‘doğa ve insan’ temasının çizildiği görüldü. Doğa ve insan temalı resimlerin çizilmesinin, kent hayatında doğal yaşam alanlarının daralmasıyla çocukların doğal çevreye olan ihtiyaç ve özlemini ortaya koyduğu görüldü.
- Erkek çocukların deniz manzaralı resimleri tercih ettiği görülürken, kız çocuklarının ise insan resimleri çizdiği bulgusuna varıldı.
- İç Anadolu bölgesinde yaşayan çocukların pandemi farkındalığının çok oluşu, Akdeniz bölgesindeki çocukların toplumsal olaylara güçlü bakışı ve Karadenizli çocukların tüm Türkiye’den ayrışan bir şekilde ‘sosyal çevre ve insan’ temasına ağırlık vermeleri dikkat çekiyor.
Paylaş