Paylaş
Pınar tarafından çocukların sosyal becerilerini geliştirmek ve onlara resim sanatını sevdirmek amacıyla düzenleniyor yarışma. Bu yıl Türkiye’nin 7 bölgesi, Özel Eğitim ve Uygulama Okulları ile KKTC, Almanya ve Azerbaycan’daki 6 - 14 yaş arası ilköğretim çağındaki çocuklar arasından toplam 12 bin 578 adet başvuru yapıldı.
Yarışmanın son yıllarında jüri üyesi olarak görev yaptığım için çocukların hayal dünyalarının zenginliğini, renklerle olan ilişkilerini gözlemleme fırsatı buluyorum ben de.
Jüri Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Sağlam teması ‘Doğayı Seviyorum, Çevreme İyi Bakıyorum’ olarak belirlenen yarışmaya gönderilen eserleri değerlendirirken, çocukların evde geçirdikleri vakitlerde doğaya duydukları özlemi ifade ettiklerini ve hayal dünyalarını coşkuyla resimlediklerini belirtiyor.
Geçen seneye oranla başvuru sayısı 2 kattan fazla artan yarışmaya Marmara Bölgesi’nden 4 bin 363, İç Anadolu Bölgesi’nden 2 bin 295, Ege Bölgesi’nden 2 bin 202, Akdeniz Bölgesi’nden bin 333, Karadeniz Bölgesi’nden 868, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden 721, Doğu Anadolu Bölgesi’nden 557, KKTC’den 167, özel eğitim ve uygulama okullarından 41, Azerbaycan’dan 25 ve Almanya’dan 6 başvuru yapıldı.
Yarışmada ödül kazanan küçük ressamlara çeşitli hediyeler ve eğitim bursu verildi.
KARADENİZ AÇIK ARA ÖNDE
Yarışmanın ön eleme kısmını da yöneten Prof. Sağlam’ın bir diğer tespiti ise bölgelere göre çocukların resimlerinde görülen farklılıklar. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nden gelen resimlerin çok renkli, çocukların yeteneklerinin de hayli ileri düzeyde olduğunu belirtiyor. Yarışmanın akademisyen ve sanatçı diğer jüri üyeleri Prof. Dr. Hayri Esmer, Prof. Dr. Hüsnü Dokak ve Doç. Devabil Kara’nın da görüşleri benzer yönde.
Mümtaz Sağlam, Karadeniz Bölgesi’nden gelen resimlerdeki özellikleri şöyle sıralıyor: “Renk duyarlılıkları çok yüksek, neredeyse hepsi dışavurumcu, duygularını ifade etmekte daha rahatlar. Bu durum bölgenin iklimiyle alakalı diye düşünüyorum. Bölgenin kapalı bir iklimi var. Yeşili görüyorlar ama karşıtını arıyorlar; kırmızıyı, turuncuyu çok kullanıyorlar. Coşkulu, ritimli bir resim çıkıyor ortaya. Başarı oranı diğer bölgelere göre çok yüksek.”
Türk resmini düşününce Mümtaz Sağlam’ın bu tespitlerinde ne kadar haklı olduğunu fark ediyor insan. Ressamlarımızın neredeyse yüzde 60’ı Karadeniz kökenli. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Orhan Peker, Burhan Uygur, Alaattin Aksoy, Mustafa Ayaz, Kemal İskender, Süleyman Saim Tekcan, Şenol Yorozlu, Muzaffer Akyol, Sali Turan, Nedret Sekban ilk anda akla gelenler.
Karadeniz’den en az inşaatçı kadar sanatçı da çıkmış demek ki. Bu kadar sanatçı çıkartan bir bölgenin inşaatçıları neden çirkin binalarıyla ünlüdür, orası ayrı bir araştırma konusu.
ÖDÜL PARASINI BAĞIŞLADI
BU yıl 67’ncisi düzenlenen Sait Faik Abasıyanık Hikâye Armağanı, yazar Şermin Yaşar’ın Kasım 2020’de Doğan Kitap tarafından yayımlanan ‘Deli Tarla’ isimli kitabına verildi. Darüşşafaka Cemiyeti ile İş Bankası Kültür Yayınları işbirliğiyle düzenlenen yarışma, Sait Faik Abasıyanık’ın annesi Makbule Abasıyanık tarafından 1955’te kuruldu ve yazarın vefat yıldönümü olan mayıs ayında veriliyor.
Bu yılki ödülün sahibi Şermin Yaşar aynı zamanda Türkiye’nin en çok satan öykü yazarı. ‘Deli Tarla’ dışında Doğan Kitap tarafından yayımlanmış ‘Tarihi Hoşça Kal Lokantası’, ‘Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu’ ve ‘Gelirken Ekmek Al’ isimli kitapları bulunuyor.
Satışı bin - iki bini geçmeyen öykü kitapları piyasasında bestseller olmayı başarmış birisi Şermin Yaşar. Beş öykü kitabıyla 350 bin gibi bir satış rakamına ulaşmış durumda. Bu yanıyla çok satan kitaplara ödül verilmez önyargısını yıkmış oldu.
Bir de duyduğuma göre ödül olarak verilen parayı almamış. Daha doğrusu yarışmayı düzenleyen Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlamış.
Paylaş