Paylaş
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya, “Çevre ile barışık çevreye saygılı bir kalkınmadan yanayız” dedi.
Ağzınıza sağlık Sayın Kaya.
Yalnız 12 AK Partili, 5 CHP’li, 1e MHP’li milletvekilden oluşan 18 üye de aynı görüşü paylaşmalı bence.
Çevre Komisyonu’nun AK Partili üyesi İzmir Milletvekili Aydın Şengül, Aliağa’da inceleme yaparken çevreden, sürdürülebilirlikten, sağlıktan bahsedip, “Denetimini yapmak koşuluyla, her türlü sanayi ve teknolojiyi getirebilirsiniz” demiş.
Hangi denetimden bahsediyorsunuz sayın vekillerim.
Horozgediği’ndeki hava kirliliğinden haberiniz var mı?
Çevre Komisyonu bölgedeki hava tabakasını oradan geçerken görmedi mi acaba?
Aliağa’da 4-5 yıl önce yapılan bir hava kirliliği araştırması var.
Bilim adamları yırtınıyor, “Bölge çok hassas. Yakından takip edilmesi gerekiyor. Havayı kirletici tek bir fabrikanın çivisi bile çakılmamalı” diyor.
Ama bazı film adamları çıkıyor, “Kalkınma, enerji açığı” lafları edip yarınları düşünmüyor.
Memleketinin kalkınmasını düşünmeyen insan vatandaş değildir.
Fabrika da yapılsın, enerji üretim tesisi de kurulsun.
Hem memleket, hem insanlar düşünülsün.
Benim söylemek istediğim, (Hala anlamayan varsa) Türkiye’deki yenilenebilir enerji kaynakları u-yu-yor. 300 gün güneş gören, rüzgar alıp poyraz satan ve hala aval aval bakılan yere üstelik güzelim çam ormanları kesilip 5 tane termik santral kurulmasın.
Bir not daha
TBMM Çevre Komisyonu üyeleri İzmir Körfezi’nde de gezdiler incelemelerde bulundular.
İyi de yaptılar. Gittiler gördüler. Kurtarılması için yıllardır İzmir’in kaynaklarını sülük gibi emen sularda dolandılar. İzmir Körfezi’nde yüzülebilmesi ve suların temiz kalabilmesi için bir önerim var...
TBMM’de bir yasa yapılsa. Derelere, akarsulara çaylara, ırmaklara fabrika atıklarını zehirli sularını arıtmadan akıtanların çanlarına ot tıkansa, boruları tıkansa, nasıl olur dersiniz?
DSİ’ye görev verilse, kim nereye ne akıtıyor, sular nerede nasıl kirleniyor tespit edilemiz mi acaba?
Küresel ısınmada 2 derecelik artışta neler olacak?
İngiltere Kraliyet Akademisi rapor yayınladı. Bilim insanlarının uyarılarına dikkat çekti. Rapora göre, zengin ülkeler aşırı tüketim alışkanlığından vazgeçmez ve dünya nüfus artışı da kısa sürede durdurulmazsa ekonomik ve çevresel felaketlerin yaşanılması, kaçınılmaz olacak.
Birkaç haftadır karbon ayak izini yazıyor ve çevreye karşı insanoğlunun günahlarından bahsediyorum. Daha yaşanabilir bir çevre için enerjimizi boşa harcamamız ve ağaç dikmemiz gerektiğini vurguluyorum. Bilim insanları önümüzdeki 40 yıl içinde hava sıcaklığının ortalama 2 derece artacağını, bunun da müthiş bir kıtlık yaratacağını söylüyor.
* * *
NASA’ya göre ise, Türkiye 2040’da Sahra Çölü’ne dönecek. Tabii, peşinden kıtlık olacak.
Afrika’dan Ortadoğu’dan gıda bulmak için insanlar başta Türkiye olmak üzere batıya göç edecek.
TEMA Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Kenan Demirkol, “Türkiye küresel ısınmadan en çok etkilenecek ülkelerin arasında. AB Türkiye’yi gıda bulmak için göç eden insanlar için tampon bölge olarak düşünüyor ve onun için arasına kabul etmiyor. Daha şimdiden Yunanistan ve Türkiye arasına 4 milyar dolarlık çelik duvar örülüyor” diyor.
Ben de sera gazı etkisiyle 2 derecelik ısınmaya şu örneği veriyorum:
“İnsanoğlu vücut ısısı 37 derecede iken sağlıklıyken, 39 derecede nasıl hasta oluyorsa, dünya da 2 derecelik ısınmayla hasta olacak ve felaketler başlayacak. Onun için herkesi, özellikle de sanayicilere çağrıda bulunuyorum. Lütfen çevreye saygılı olalım. Önce kendimiz, çocuklarımız, torunlarımız için... Sonra da tüm insanlık ve dünya için.”
ÇEVRECİLERE ÇAĞRI: Çevre konusunda her türlü ihbarı, duyarsızlıkları, çalışmaları ve fotoğrafları iletebilirsiniz. Tabii güzellikleri de.. Tel: 0533 414 24 57 cevreciiirmak@hotmail.com
GÜNÜN SÖZÜ: Ormanı bekçi değil, sevgi korur.
Paylaş