Akaryakıta neden zam geliyor?

SALİH Güven, Tire’de oturan emekli bankacı. Salı akşamı telefonla aradı, akaryakıt zamlarından yakındı.

Haberin Devamı

Güven, “Gazeteciler tutuklandı diye yürüyorsunuz ama, akaryakıt zamlarını gürültüye getiriyorsunuz. Bu kaçıncı zam Allah aşkına, niye yazmıyorsunuz? Ben kalp hastasıyım. Çarşıya-pazara, eşimize-dostumuza arabamızla gidiyoruz. Ama bu zamlarla nasıl otomobile bineceğiz” dedi.

* * *

“Sayın Güven, otomobile binmeyin lütfen. Çarşıya-pazara da yürüyerek gidin. Sizin için spor olur. Eşe-dosta da, “Akaryakıt fiyatları düşünceye kadar görüşmeyelim” diye selam salın. Eğer selam saldığın kişiler dostunsa mesajı alır. Değilse, ‘Üzgünüm Leyla’ şarkısını söylersin olur biter. Böyle yapmakla zamların etkisinden kurtulur musun, orasını bilemem. Akaryakıt zamları taşıma ücretlerini artırdığı için yiyecekten içeceğe kadar her şeyin fiyatı tırmanacağından gıdandan da biraz kısarsın. Az yiyerek diyet yaparsın. Bu, senin sağlığına da iyi gelir. Şimdi anladın mı akaryakıta neden sık sık zam yapıldığını. Hükümet senin sağlığını düşünüyor, sen farkında değilsin! Halâ anlamadı isen sayın Güven, 3 ay sonra seçim var biliyorsun. Ankara’dan büyük adamlar önümüzdeki günlerde senin ilçene de gelecek. Seni nasıl düşündüklerini anlatacak. Bana inanmıyorsan, lütfen sor bak bakalım, onlar ne diyecek.”

Haberin Devamı

Yerel kalkınma ve sosyal belediyecilik

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, üretici kooperatiflerinden süt alıp bunu okullarda dağıttırıyor. Öğrencilerin süt içip gelişimine katkıda bulanan Kocaoğlu, üreticilere de bir nevi destek vermiş oluyor. Haziran 2010’da bu sistemin yerel kalkınma ve sosyal belediyeciliğe çok önemli bir örnek olduğunu ve tüm Türkiye’ye yayılması gerektiğini söylemiştim. Hürriyet Ege Bölge Temsilcisi Deniz Sipahi, geçtiğimiz günlerde, “Ödemiş’te yapılan tarım mitinginde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, üreticinin desteklenmesi için İzmir modelini önerdi” diye yazdı.
Model çok güzel.
Üreticiden direkt tüketiciye.
Aracı, komisyoncu yok... Fahiş kar zammı yok.
Yalnız bu modeli ne olur siyaset malzemesi yapmayın.
Kutuplaşma yaratıp, üreticinin canını yakmayın.

Çevreyi kirletmeyen otomobil

Haberin Devamı

TÜRKİYE, dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan ülke maalesef. Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği’nin verilerine göre, diğer ülkelerle aramızda tam 219 kat fark var. ÖTV, KDV, verginin vergisi derken akaryakıt ücretleri tırmandıkca tırmanıyor.
Ülkemizde bu bir sistem meselesi. En kolay vergi tahsil etme yöntemi olduğu için de yıllarca hükümetler bu sisteme dokunmuyor. Kim yönetirse yönetsin akaryakıt zamlarının zincirleme olarak fiyatları etkilediğini bildiği halde sistemi değiştirmiyor.
Bu aslında fakir fukarayı, garip gurabayı en çok etkileyen bir unsur. Ticaret adamı, esnaf, üretici, işadamı aldığı ürünün üstüne koyup öyle satıyor. Sermayesini, kendini öyle koruyor. Peki; işçi, memur, emekçi ne yapacak? Zamlardan kendini nasıl koruyacak?

* * *

Haberin Devamı

Akaryakıt fiyatlarının halkın üzerindeki baskısına elbette büyüklerimiz bir çözüm bulacaktır. Onlar politikacıların işleri... Bizim işimiz ise çevre. Ben o nedenle bugün sizlere akaryakıt giderlerini azaltacak bir öneride bulunacağım. Üstelik bu öneri tam bizim köşemize uygun. Sıfır emisyon değerinde. Yani çevreyi kirletmiyor.

* * *

DHA muhabiri Kerem Burucu, hafta içinde, Erzurum’un Uzundere İlçesi’ne bağlı Gölbaşı Köyü’nde oturan 46 yaşındaki Mustafa Karasungur’un otomobilini 10 yıldır yüzde 40 suyla çalıştırdığını bildirdi. 19 yaşındaki otomobilin ekzoz kontrolunda emisyon değerleri sıfır çıkınca yetkililer bunun sırrını sormuş:
Yeşil kart sahibi ve ilkokul mezunu olan Karasungur, “Otomobilimde biri LPG, diğeri su olmak üzere iki yakıt deposu var. Sudaki hidrojen ve oksijeni ayrıştırıp yakıta katkı olarak kullanıyorum. Bu sistem hem yakıtta tasarruf yapıyor hem de doğayı kirletmiyor” diye cevap vermiş.

* * *

Haberin Devamı

Mucit Karasungur’un sistemi yakıtta yüzde 40 tasarruf sağladığına göre bu sistemi araştırmaya ne dersiniz. LPG yerine, hayvan dışkılarından elde ettiğimiz biyogazı da kullanabiliriz belki de. Ne dersiniz, benim memleketimin mucit makine mühendisleri? Yoğunlaşalım mı bu konu üzerinde? Sadece iş makinelerini, traktörleri bu şekilde çalıştırsak ne kadar tasarruf ederiz acaba?

Yazarın Tüm Yazıları