Erdoğan diktatörlüğe mi gidiyor?

Taksim olayları, siyasal ve toplumsal fay hatlarını tetiklemeye devam ediyor.

Haberin Devamı

Ülke tarihinde görülmemiş olaylar yaşanırken, olağanüstü bir psikoloji hakim.
Böyle zamanlar duyguların ayakta olduğu, sözün değerinin olmadığı anlardır.
En yalın ifadesiyle bir toplumsal kilitlenme hali yaşıyoruz.
Bırakın karşılıklı konuşmayı, kimse kimseyi dinlemiyor bile.
Fakat ‘diyalog ve demokrasi’den başka bir çözüm yolu da bulunmuyor.

DEMOKRASİNİN KENDİSİYLE İMTİHANI
Yaşanan alt üst oluşa bakıldığında çoğu kimse oldukça karamsar.
Ben ise bu olayları ‘yeni Türkiye’nin inşası için bir fırsat olarak görüyorum.
Evrensel ölçekte bir demokrasi inşa edilecekse, bu halkın talebiyle başarılacak.
Şimdiye kadar bunu çoğunlukla devlet veya bir bazı elitler istedi.
İlk defa bu büyüklükte bir inisiyatifle toplum kendi geleceği için alanlara indi.
Dikkat edin Gezi parkı için toplananlar da, Kazlıçeşme’de toplananlar da demokrasi istiyor.
Çevre duyarlılığı maskesinin ardına saklanıp başka niyeti olanları bir kenara bırakıyorum.
Türkiye demokrasisi için bundan büyük kazanım olabilir mi?
Bir süre sonra toz bulutu dağılıp tespit raporu açıklandığında mesele daha net anlaşılacak.
Benzer bir durum ‘Demokratik Açılım Sürecinde’ yaşanmıştı.
2009’da çözümü devlet isterken 2013’de toplumun sürece dahil olması umutları artırdı.

ERDOĞAN’I ANLAMA KILAVUZU
Başbakan Erdoğan’a kızabilirsiniz.
İcraatlarını beğenmeyip, onu eleştirebilirsiniz.
Siyasi üslubunu doğru bulmayabilirsiniz.
Onun kafasındaki reform takvimi ile sizinki örtüşmeyebilir.
Onun her söylediğine karşı çıkıp, rahatsız olabilirsiniz
Hatta Erdoğan’ın elinden gelecek cennete bile girmeyebilirsiniz…
Lakin eğri oturup doğru konuşmak ve hakkı teslim etmek gerekiyor.
Eğer bugün insanlar sokaklara çıkıp Başbakanın şahsına yönelik en ağır hakaretlerde bulunabiliyorsa bu son on yılda yaşanan çoğulculaşma sonucunda oldu.
Erdoğan iktidarına karşı çıkmak ayrı ‘sokakları yönetilemez hale getirip’ onu devirmek ayrıdır
Memleketimizde iktidarı değiştirme yöntemi bellidir.

ERDOĞAN’A KARŞI ÇIKMAK MI, İKTİDARINI DEVİRMEK Mİ?
Erdoğan siyasetini anlayabilmek için onun kişisel tarihini doğru okumak gerekiyor.
Başbakan bir mücadele adamı ve tüm politik kazanımlarını savaşarak elde etti.
2000’lere gitmiyorum, daha beş yıl önce partisi kapatılmak istendi.
Tüzüklerle ve statüko ile savaşarak buralara geldi.
En yakınındaki insanlar ona ihanet etti.
Erdoğan’ın siyaset pratiği, şahsına yönelik her türlü ‘eleştiriyi’ tehdit gibi algılıyor.
Ancak ‘yaptıkları teslim edildip’ en ağır eleştiriler yapıldığında ise onu hemen not ediyor.
Bunun en çarpıcı örneğini geçen yıl yapılan Leyle Zana’yla görüşmesinde yaşadık.
Zana’nın kapalı kapılar ardındaki sert eleştirilerini dikkatle dinleyen Başbakan, Eylül’de müzakereleri yeniden başlattı.

UMUTLAR KESİLDİĞİNDE YENİ REFORMLAR YAPILDI!
Bu söyleyeceğim şu atmosferde pek mümkün görünmeyebilir
Fakat ilerleyen günlerde yeni bir demokratikleşme hamlesi başlatılacağını düşünüyorum.
Erdoğan’dan umut kesildiği dönemlerde en radikal adımları attı.
‘Erdoğan dönemi bitti’ denilen zamanlarda en sert geri dönüşler oldu.
‘Paşasının Başbakanı’ denildikten sonra kuvvet komutanlarını emekliliğini kabul etti.
Laiklik tehdit altında denilen zamanlarda Mısır’da laiklik telkinin de bulundu…
İkinci tek parti dönemi eleştirileri yapılırken yeni anayasa tartışmalarını açtı.
Milliyetçi dil kullanıp MHP’lileşiyor denilen dönemde PKK’la görüşmeleri başlattı.
Devletleşiyor denildiğinde partisinin kongresinde 63 maddelik yeni bir manifesto yayınladı.
İdamın geri getirilmesi ve dokunulmazlıklar konuşurken çözüm sürecine start verdi.
Listeyi uzatmak mümkün ama fazlasına gerek yok.
Bu bağlamda son dönemde yaşananları yeni bir ortam şekillendirmesi olarak görüyorum.
Sonuç olarak Türkiye’nin aldığı riskler yeni çatışmaları değil, yeni uzlaşmaları ve koalisyonları zorunlu kılıyor…

BUGÜN SEÇİM OLSA
AK Parti dönüşümlü olarak ANAR/Denge/Pollmark şirketlerine anket yaptırıyor.
Daha seçimlere uzun bir sure var ve heran herşey değişebilir.
Ancak üç hafta önce DENGE tarafından yapılan araştırmada şu sonuçlar bulundu:
AK Parti  % 50.3
CHP  % 23.9
MHP  % 15.6
BDP  % 7.1
Diğer  % 3.1
hyayman@hurriyet.com.tr
Twitter.com@HuseyinYayman

 

Yazarın Tüm Yazıları