Paylaş
Bu özel turne kapsamında grubun İstanbul’a da geleceği kesinleştiğinden beri ben de herkes gibi bu konseri bekler oldum. Özellikle bu sene Glastonbury’deki performanslarıyla festivalin belki de en kalabalık kitlesine çalan Amerikalı grubu İstanbul’da canlı canlı izleyebilecek olmak büyük şans. Şans diyorum çünkü Blondie konserini belki de diğer ülkelerdeki konserlerine kıyasla en iyi kalitede dinleyeceğiz. Konserin İstanbul’un en yeni konser mekanı olan Black Box’ta olması ses kalitesi bakımından en iyi deneyimi yaşatacak bizlere.
Söz konusu mekan geçtiğimiz Haziran ayında açıldıktan hemen sonra Travis, Bob Dylan, Pixies gibi büyük isimleri sahnesinde ağırlayarak müzikseverlerden en yüksek puanları toplamıştı. Black Box, 40. Yılında Blondie’yi doyasıya yaşamak için nerdeyse 7’den 70’e geniş bir yaş yelpazesinde müzikseverin buluşma noktası olmaya hazırlanıyor.
Blondie 70’lerin ortasında başladıkları müzik kariyerlerine grup 80’lerde Chris’in sağlık problemleri nedeniyle ara vermiş olsalar da, 90’larda ‘No Exit’ ile geri döndüklerinde başarılarından en ufak bir şey eksilmemişti. Grubun yaptığı şarkılar ve yarattıkları akımla müzik dünyası için büyük referans olurken,Debbie Harry de seneler içinde bir anlamda da bir rock’n roll’un moda ikonuna dönüşmüştür.
Pozitif Live’ın organizasyonuyla İstanbul’da gerçekleşecek olan Blondie konseri uzun zamandır bu şehrin beklediği en büyük etkinliklerden biri. İstanbul konsere öylesine hazır ki, şu an İstanbul’da nereye gitseniz her köşesinde Debbie ve Blondie posteri görmeniz mümkün.
Grupla röportaj şansım netleşince haliyle ben de büyük heyecan yarattı bu durum. Hele hele röportaj yapacağım kişinin gruptan Chris Stein olması, 80’lerde büyüyen biri olarak benim için çok önemliydi. Söyleşi için ne kadar hazırlık yapsam da, telefonda soracağım soruların sayısı sınırlıydı. Röportaj için sözleştiğimiz saatte beni aradıklarında Bebek’te oturduğum mekânda kendime en sessiz köşeyi arama telaşım görülmeye değerdi.
Chris ile konuşmaya başlamadan önce basın danışmanı ‘sadece 15 dakikanız var’ değinde, hazırladığım tüm soruları en hızlı şekilde sorup cevaplarını kah not alıp, kah masada hazırlayıp da kullanamadığım ses kayıt düzeneğimle harika bir tecrübe yaşadım.
Sözü daha fazla uzatmadan sizleri Chris Stein ile yaptığımız söyleşiyle baş başa bırakıyorum:
Bunca yıldır müzik piyasasında olup, birçok gruba ve sanatçıya da ilham olmuş bir grup için şarkı yaratmanın sırrı nerde gizli?
Chris: Müzikten zevk almak bunun en önemli kısmı diyebilirim. Çok klişedir ama insan sevdiği işi yapınca gerçekten sonucu da güzel oluyor. Şarkı yapmak bizim için çok çalışmayı, farklı birçok element ve faktörden etkilenmeyi de beraberinde getiriyor. Çok çalışmak bu işin en önemli sırrı diyebilirim.
Çok uzun bir süre grup olarak müzik yapıyorsunuz. Hiç anlaşamadığınız olmuyor mu?
Chris: Birlikteyken gerçekten güzel vakit geçiriyoruz. Özellikle çalarken çok keyif alıyoruz. Bir de dediğin gibi çok uzun süredir birbirimizi tanıyoruz, o yüzden de iyi anlaşıyoruz sanırım.
Son albümünüzde ‘Relax’ şarkısını cover’ladınız. Bu şarkıya nasıl karar verdiniz? Bu albüm için stüdyodayken cover için başka şarkılar da var mıydı planlarınızda?
Chris: Aslında ‘Relax’ın albümde olması biraz tesadüf eseri oldu. Konserler için prova yaparken kendimizi eğlendirmek için şarkılar çalıyorduk. Böyle anların birinde Debbie ‘Relax’i söyleyince ekip olarak çok hoşumuza gitti. Konserlerde de söylemeye başladık ve bu albüme de koymayı sevenlerimize ulaşmasını istedik. Aslında çok şarkı var söylemekten zevk aldığımız, belki önümüzdeki albümlerde bir iki tane daha cover yapabiliriz.
‘Ghost of Downloads’ önceki albümlerinize kıyasla daha farklı bir yapıda. Elektronik müzik unsurları daha önde olan bu albümü düşündüğümüzde, yıllar içinde Blondie’nin müziğinde neler değişti?
Chris: Blondie’nin müziğinden çok esas seneler içinde müziğin kendisi çok değişti. Biz de aynı kalmak yerine tüm bu çağın getirdiği değişiklikleri kendimize uygun şekilde adapte ediyoruz. Ben son zamanlarda elektronik müzik programlamasıyla uğraşır oldum, bunun albüme de yansıması belli oluyor sanırım.
40 yıllık sanat hayatınızı değerlendirince, albüm çalışmalarında ne gibi alışkanlıklarınız var?
Chris: ‘Ghost Of Downloads’ için bir önceki albümümüz ‘Panic Of Girls’ yayınlandıktan hemen sonra şarkı yazmaya başladık. Şarkı yaparken birçok şehir ve ülke gezmek çok iyi geliyor. Gittiğimiz yerlerin havası yarıyor sanırım. En büyük alışkanlığımız bu olabilir.
Bu albümünüzde Beth Ditto ile bir ortak şarkınız var. Nasıl karar verdiniz bu çalışmaya, Beth ilee şarkı söylemek nasıl bir deneyim?
Chris: Beth ile stüdyoda kayıt yaparken tanıştık. Klavyecimiz Beth’i tanıyordu, ‘A Rose By Any Name’ şarkısında bir vokal daha harika olur dedi. Bu sayede tanıştık, yaptığı müziğe de ayrıca hayranız. Çok neşeli birisi Beth, kendisiyle çalışmak çok keyifliydi.
Son albümünüzde yeni şarkıların yanı sıra bir de en sevilen 11 şarkınızı tekrardan kayıt edip yayınladınız. Bu şarkıları tekrar stüdyoda bunca yıl sonra söylemek nasıl bir histi?
Chris: Teknik olarak o şarkıları yaptığımız dönemi düşünce şimdi bu iş daha kolay stüdyoda. Onun dışında şarkıların hissi aynı diyebilirim. En büyük önemi bu şarkılarda bize o dönem destek olan müzisyenlerden bazıları tekrar stüdyoda gelip çaldılar, bu çok büyük bir nostaljiydi bizim için.
Müzik sektöründe 40 yıl kadar uzun bir zaman geçirdikten sonra, bunca deneyimin ardından şimdilerde hangi sanatçılar, gruplar sizi heyecanlandırıyor?
Chris: Çok fazla yeni grup ve sanatçı var, birçoğu da oldukça başarılı. Ben son zamanlarda en çok The Stripes ve Skrillex dinliyorum.
40 yıllık bir sanat tecrübesinden sonra müzik piyasası size ne öğretti diye sorsam?
Chris: Zor soru sordun (gülüyor) . Gençlere müzik yapacaklarsa şunu yap, bunu dene demek artık çok zor geliyor. Bu işin bir günümüzde matematiği yok artık. Çok çalışmak zorunda oldukları gerçek ama bu yeterli de olmayabiliyor. En çok kendilerine güvensinler, oradan başlamak en doğrusu.
Türkiye’ye ilk defa konser için geliyorsunuz. İstanbul sizi çok uzun zamandır bekliyor.
Bundan önce neden gelemedik derseniz, İstanbul’un ününü çok duyduk, birçok sanatçının konserler verdiğini biliyoruz, ancak uygun organizasyon planı bugüne kadar bir türlü yaratamamıştık. Bu yüzden biz de çok heyecanlıyız, sevenlerimizle eski ve yeni şarkılarımızı birlikte söyleyebileceğimiz için.
Sizi merakla aylardır bekleyen hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?
Harika bir şarkı listemiz var, İstanbul konserimiz için sabırsızlanıyoruz!. Konserimize gelin hep birlikte eğlenelim!
Konser Günü Hakkında:
Blondie konseri için Black Box kapıları 6 Eylül günü saat 18:30’da açılacak.
Konser için saha içinde kendinize en uygun yeri alırken veya tribünde koltuğunuza oturup selfie’ler çekerken sizi Capital FM’in Warm Up partisi karşılayacak. Blondie sahneye 21:30’da çıkacak ve yaklaşık 90 dakika kalacak. Konser 23:00’da bittikten sonra, müzik sona ermiyor. Radio Eksen After Party ile bu efsane gece müzikseverler için yeniden başlıyor olacak.
40 yılda bir denk gelecek bu muhteşem konser için hala bilet bulma şansınız da varken bence bu şansı kaçırmayın derim!
KARIŞIK KASET
Blondie ile röportaj yapınca, İstanbul konseri öncesi yakın zamandaki performanslarına bakıp sizlere muhtemel setlist’e yakın bir Karışık Kaset hazırladım.
Karışık Kaset by Blondie Setlist adıyla Spotify’da da hazırladığım liste, konser öncesi şarkılara çalışmak isteyenler hap niteliğinde bir kaynak.
Keyifli dinlemeler…
1)One Way or Another
2)Rave
3)Hanging On The Telephone
4)Mile High
5)Call Me
6)What I Heard
7)Maria
8)A Rose By Any Name
9)Euphoria
10)Rapture
11)The Tide is High
12)Atomic
13)Sugar On The Side
14)Heart Of Glass
15)War Child
16)Dreaming
17)Sunday Girl
Paylaş