Paylaş
Rodrigues’in sakatlığıyla bu denklemden çıkması, alternatif olabilecek Thaciano’nun beklenen katkıyı verememesiyle yeni bir modele dönüyor Altay... Dün de gördüğümüz üzere en önde Rayan ile başlıyor Mustafa Denizli... Mısırlı’nın arkasında Bamba ve Kappel ikilisi kanatlarda çabukluklarıyla ‘hız tuzağı’ belki ama bir eksik var! Rayan ne teknik kalitesi ne de duvar olma özelliği itibarıyla önde bir pas merkezi olmaktan çok çok uzak. Mustafa Hoca da farkında bunun. Öyle ki sezon başındaki set oyunu yerine daha fazla geçiş oyununa yönelen, kendi ceza alanı önünden uzun paslarla kanatlardaki Bamba ve Kappel’i bulmayı düşünen bir Altay izliyoruz.
Oysa ki, dün ikinci yarıda olduğu gibi Rayan yerine Marco Paşa’yla başlamak daha isabetli olmaz mı diye düşünüyor insan!
Dün Sivasspor karşısında sergilenen oyunu eleştirmek değil niyetim. Sadece Altay’ın Rodrigues sonrası yaşadığı bir kimlik değişiminin altını çizmek.
Yoksa kim ne diyebilir dün sahada ciğerini bırakırcasına mücadele eden Poko’ya? 40 yaşına bakmadan canını dişine takan İbrahim Öztürk’e.... Bamba’ya, Cebrail’e...
Sivasspor bu ligde ‘başaltı’ tanımını en çok hak eden takımlardan... Her zaman belirli bir seviyenin üzerinde kalmayı başaran bir ekip...
Böyle bir rakibe karşı kazanmayı hak edecek bir futbol ortaya koydu Altay. Bardağın dolu tarafından bakarsak en azından 3 haftalık yenilgi serisine “Dur” dendi, 15 puandaki bekleyiş sona erdi.
Bardağın boş tarafına gelince... Evet sakatlıklar bazı zorunlulukları da beraberinde getiriyor. Ancak teknik eksikliği ve bencilliğiyle Rayan sanki Altay’ın 11’ine pek uygun görünmüyor!
Bir de Björkander, savunmanın soluna ne zaman çekilse benim içim pek rahat etmiyor! Beşiktaş maçında Güven’e asist yapan İsveçli, dün de Gradel’in asistine ‘izleyici’ kaldı!
Sanki sol bek ve santrfora farklı bir çözüm gerekiyor.
Paylaş