Paylaş
İlk kez bu cümlenin ötesine geçerek “harekâtın birkaç gün sonra başlayacağını” açıkladı. “Neden şimdi, ne değişti” sorularını üst düzey kaynaklarıma yönelttim. Kaynaklarım, “ABD ile tüm temas trafiğine rağmen taleplerimizin yerine gelmediği, üstelik olumsuz yönde tırmandırıldığı görülüyor” yorumunu yaptılar. Ardından da Türkiye’yi sabrının son noktasına getiren gelişmelere dikkat çektiler.
- Adım adım bir devletçik kuruluyor. ABD, ihtilaflı küçük devletleri yöneteceğini düşünüyor.
- YPG’ye ABD’den silah sevkıyatı tüm uyarılara rağmen sürdü. Son dönemde tanksavar ve füzesavar yardımı yapıyorlar. Suriye ve Irak’taki ABD üslerinden de teröristlere silah veriliyor.
- Teröristlere askeri ve siyasi eğitim veriyorlar.
- Hava ve kara için gözlem noktaları kuruldu.
DEAŞ ile mücadelenin tamamen göstermelik olduğunu yineleyen kaynaklarım, ABD’nin amacının teröristleri anayasa görüşmelerine güçlü bir şekilde oturtmak olduğuna dikkat çekiyor ve “Rejimle de uzlaşma sağlayarak, Fırat’ın doğusunda devletçik oluşturmayı hedefliyorlar” diyorlar. Operasyon, Türkiye açısından işte tüm bu sebepler nedeniyle zorunlu görülüyor.
FİKRİ TAKİP
TREN FACİASI
13 Aralık’ta Ankara’da meydana gelen, 9 vatandaşımızın hayatını kaybettiği iki trenin çarpışmasıyla ilgili tutuklanan üç TCDD görevlisinin savcılık ifadeleri ile devam edeceğiz. Muhabirimiz Mesut Hasan Benli’nin haberlerinde detaylarını bulacağınız ifadelerin üzerinde ben de çalıştım. Sizinle paylaşmaya karar verdim.
UNUTULMAMASI GEREKEN BİLGİ
- Hattın o bölümünde sinyalizasyon yok.
Bu bilgi bundan sonraki tüm satırlarda aklımızda tutmamız gereken ana bilgi. Tutuklanan üç kişinin ifadesinde yer alan düzenlemeyle devam ediyoruz.
DEĞİŞEN KURALLAR VE KARAMBOL RİSKİ
- Yüksek hızlı treni yola kabul ve sevk sisteminin kuralları kazadan 5 gün önce değiştirildi.
7 Aralık’ta YHT Ankara Müdürlüğü’nden gara, yani hareket merkezine bir yazı ulaşıyor. 9 Aralık’tan itibaren uygulanacak olan yazı, trenler için bir anlamda yeni trafik kurallarını içeriyor. Bu yazı ulaşana kadar, yüksek hızlı trenler başka yollardan H1 hattına makas değiştirmeye gerek kalmadan giriyordu. Ayın 9’unda gelen yeni kurallarla garın doğu kısmında bazı işlemler yapılacağı belirtildi, hızlı trenin kullanacağı yollar değiştirildi ve H1 hattına giriş makas değişikliği ile mümkün hale geldi.
Bu yeni kuralların bazı çalışanlar tarafından sakıncalı bulunduğunu tutuklanan yol kontrolörü Emin Ercan Erbey’in ifadesinden öğreniyoruz. Erbey ifadesinde, bir başka yol kontrolörü Mehmet K.’nın emri görünce, “Çok yüksek risk içeriyor, kabul ve sevk yönleri kesişiyor. Trenlerin karambol (kafa kafaya çarpışma) riski var” tepkisini aktarıyor. Yine Erbey’in ifadesinden öğreniyoruz ki bu risk durumu servis müdür yardımcısına anlatılmış.
Ne yazık ki o risk sadece beş gün sonra gerçekleşiyor, iki tren kafa kafaya çarpışıyor.
YÜKSEK TEKNOLOJİDE İNSAN UNSURU
Yeni kuralların ardından yüksek hızlı treni H1 hattına alması gereken makasçı “geçici görevle” gelmiş.
Geçici olarak geldiği görev ile ilgili eğitimini “Ben ilk gün başladığımda öğrendiğim şeylerle devam ettim” sözleriyle ortaya koyuyor. “Makas değişikliği yaptığını” hatırlıyor. Ama hızlı tren H1’de değil, H2’de. Yani makas değişikliği olmamış.
Tutuklanan üç memur da “Makinistler yanlış yola girdiklerini görüp, haber verip durabilirlerdi” diyor. Haber verdiler mi, vermediler mi ya da ne konuşuldu? Telsiz ve telefon konuşmalarının dökümü yapılınca ortaya çıkacak.
Ancak ifadelerde iki kritik cümle daha var.
Makasçı: Sistem bu tip kazaların oluşumuna açık.
Hareket memuru: İnsan faktörü daha az kullanılmalı.
İlk yazıda yazmıştık; liyakat, eğitim, denetim çok önemli. İfadeler tüm bunların gerekliliğini ortaya koyuyor. Yüksek bir teknolojinin A’dan Z’ye o teknolojinin gereklerine uygun alt ve üstyapı ile uygulamaya sokulması da gerekiyor. Tek bir “insan”, yani “makasçı ya da hareket memuru” yerine teknoloji ile oluşturulmuş, insanı da içeren sinyalizasyon sistemi gerekiyor.
Paylaş