Paylaş
Nisan ayının sonunda ise AB’nin de olası sonuçlarını hassasiyetle takip edeceği Birleşmiş Milletler’in 5+1 formattaki gayri resmi Kıbrıs toplantısı var. Bu görüşmelerin neden önemli olduğunu, geçtiğimiz günlerde yapılan AB Liderler Zirvesi’nden çıkan mesajlar ve perde arkası bilgilerle sizlerle paylaşacağım.
ZİRVENİN ANKARA AÇISINDAN SOMUT SONUÇLARI
AB Liderler zirvesinden çıkabilecek sonuçlar Ankara açısından üç seçenekte toplanmıştı...
Top çevirme - İki taraf birbiriyle ilgili radikal kararlar almaz. İlişkiler noktalanmaz.
Olumlu gündem önerilmesi - Birlik katılım perspektifini kapatmadan Türkiye’ye olumlu bir gündem önerir.
Çatışma - Yaptırımlar devreye sokulur.
Bu çerçevede liderler zirvesinden Türkiye’ye “Biraz olumlu gündem önerildi” yorumu yapılıyor. Peki neden biraz?
Katılım vurgusu yapılmadı.
Reform beklentisi somut bir biçimde vurgulandı. Avrupalı yetkililerin çeşitli görüşmelerde reform beklentisinde en çok hangi konuları gündeme getirdiğine ilişkin ise; tutuklu yargılamaların bir istisna haline getirilmesini, uzun tutukluluk sürelerini, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın durumlarını söyleyebilirim. Son dönemde bunlara HDP’ye kapatma davası ve İstanbul Sözleşmesi’nin feshi de eklendi.
Zirvenin ardından güçlü diyalog toplantıları başlıyor. Nisan aynının başında AB yetkililerinin üst düzey ziyaretleri de bu kapsamda ele alınmalı.
AB kendi kurumlarına Gümrük Birliği ve Göç konularında görevlendirmelerde bulundu, Türkiye ile çalışılmasını istedi.
TÜRKİYE NE İSTİYOR?
Türkiye bu süreçte aslında ilişkilerin karşılıklı iyileştirilmesi için bir yol haritası hazırlayıp uyguladı. Bu yol haritası kapsamında;
Türk-Yunan diyaloğu kuruldu.
Türkiye ve AB arasında sert açıklama yapılmaması konusundaki uzlaşmaya karşılıklı uyuldu.
Fransa ile “Söz ateşkesi” yani sert açıklama yapmama uzlaşmasına Türkiye tam anlamıyla uydu. Macron iki kez bu uzlaşmayı bozdu.
Türkiye, İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladı.
Türkiye ve AB, 2016 yılında imzalanan 18 Mart Mutabakatı’nın yenilenmesi için bir süredir görüşmeler yürütüyor. Bu kapsamda süreçte Türkiye’nin beklentileri ise şöyle:
Türkiye katılım perspektifinin korunmasını, yeni fasılların açılmasını istiyor.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hedefleniyor.
Vize Serbestisi’nde düzenleme yapacak tarafın Ankara olduğu biliniyor.
Terörle mücadelede işbirliği isteniyor. Üst düzey bir mekanizma kurulması öneriliyor.
Göç konusunda Ankara’nın isteklerine gelince;
Türkiye AB’nin verdiği sözleri tutmamasından şikayetçi. Sözünü tutmayan AB yeni gerçeklerin de yani Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden de göçün engellenmesini istiyor. Türkiye’de 37 milyon Suriyeli ve 500 bin de diğer ülkelerden misafir var. Türkiye’ye bunun maliyeti 40 milyar Avro. Türkiye’nin maddi destek beklentisi doğal olarak yüksek.
Türkiye Suriye’nin kuzeyinde AB’nin işbirliğini istiyor. Türkiye sınırına yakın bölgelerde koşullar iyileştirilsin, dönüşler teşvik edilsin, Türkiye’ye artık ilave göç gelmesin, diyor.
Tüm bu başlıklarda AB ile yapılacak görüşmeler kadar, Türkiye’nin reform gündemini canlı tutması ve somut adımlar atması da önemli. Diğer yandan Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda gelişmeler de süreci etkileyecektir.
Paylaş