Paylaş
Öncelikle Avrupa Birliği, Fransa ve Yunanistan’ın taleplerinin aksine Ankara’ya şimdilik sembolik yaptırım kararıyla yetindi. Şimdilik dememin nedeni, ek listelemeler yapılacak ve Türkiye’nin durumunun 25-26 Mart 2021’de yapılması öngörülen AB Liderler Zirvesi’nde bir kere daha masaya yatırılacak olması. Türkiye-AB ilişkileri büyük bir krize girmeden, sorun mart ayına ertelenmiş oldu ve taraflar yaklaşık üç aylık bir süre kazanmış oldu.
AB SORUNU NASIL VE NEDEN MART AYINA ERTELEDİ?
Peki bu karar nasıl çıktı? AB ve Brüksel kulislerinde yapılan değerlendirmeler şöyle:
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in Türkiye’nin müttefikliğini önemseyen açıklaması önemliydi.
Dönem başkanı Almanya, hem birlik içinde hem de ulusal stratejisi olarak Türkiye ile olumlu gündem yürütme hedefine odaklandı. Amaç Türkiye ile köprüleri hiçbir zaman atmamaktı.
İyi ve dengeli bir çözüme odaklanıldı. Bu kapsamda iki tarafta da yer almayan, başını Almanya’nın çektiği İtalya ve İspanya gibi ülkelerden oluşan üçüncü grup zirve öncesinde taraflarla yoğun bir trafik yürüttü. Bir anlamda uzlaştırma formülünün hayata geçebilmesi için arabulucu rolü üstlendiler.
Merkel, Biden yönetimindeki yeni ABD hükümetinin olası etkisini başta Fransa olmak üzere üye ülkeler üzerinde kullandı. Biden’ı işaret ederek yeni yönetimin ABD-AB-Türkiye üçgeninde yeni bir ilişki formatını geliştirebileceği mesajını verdi. Bu sonuç bildirgesine de “Türkiye ve Doğu Akdeniz ile ilgili konularda ABD ile koordineli çalışmak istiyoruz” ifadesi ile yansıdı. Bir anlamda AB, hem ABD’nin Türkiye politikasını görmek istiyor, hem de Biden’ın transatlantik ilişiklerini geliştirme hedefine ve bu çerçevede yürüteceği politikalara güveniyor.
AB’NİN TÜRKİYE’DEN BEKLENTİLERİ NELER?
Liderler zirvesinde alınan kararlar bu gerekçelere dayandırılıyor. Bir de taraflara süre kazandırma isteğine... Kaynaklarım özellikle üç aylık zamanın önemli olduğuna dikkat çekiyor. Avrupa Birliği açısından Türkiye’den beklentilere gelince...
AB’ye göre, Türkiye Doğu Akdeniz’de tansiyonu düşürmeli. Bunu da fiiliyatta göstermeli. Bu arada Türkiye’nin Doğu Akdeniz için uluslararası konferans düzenlenmesi önerisi de bazı üyelerce olumlu bulunuyor. Değerlendirmeye alınacağı vurgusu yapılıyor.
Türkiye ve Yunanistan arasında yapıcı ve sorunları çözmeye odaklı diyalog kurulması isteniyor. Ana hedef Türk-Yunan ilişkilerini düzeltmek olarak gösteriliyor.
Kıbrıs başlığında da yeniden diyalog sürecinin başlatılması isteniyor. Bunun için BM’nin yeniden devreye girebileceği belirtiliyor.
Türkiye’nin partnerlerine karşı uzun zamandır olumlu adım atmadığına dikkat çekerek, “Tansiyonun düşmesi ve olumlu adım atılması durumunda birlik ve Türkiye arasındaki diğer sorunlara da eğilmeye hazırız” mesajı veriliyor.
Son olarak, AB içindeki ılımlı grup Türkiye’nin atacağı olumlu adımlara birliğin de güçlü adımlarla karşılık vermesi gerektiğini hatırlatıyorlar. Diğer yandan Türkiye’nin reform söyleminin de hayata geçip geçmeyeceği merakla bekleniyor.
Konuya daha çok AB ve AB kulisleri açısından baktık. Ancak Türkiye’den adım ve samimiyet bekleyen Avrupa Birliği’nin dönüp kendi samimiyetini sorgulamasında fayda var. Birliğin şımarık çocuğu Yunanistan’a gerektiği zaman ‘dur’ demesi, Türkiye’ye yıllardır yapılan bazı haksızlıklara da artık son vermesi gerekiyor. Türkiye içinde AB ve üyelik müzakerelerini destekleyenlerin bile birliğin niyetini ciddi biçimde sorguladığı bir dönemden geçildiğini de unutmayalım
Paylaş