Hızlı moda, butik markaların sonu oldu

Amsterdam, Paris, Milano, Londra gibi Avrupa’nın sokağa yön veren şehirlerinde çok değil bundan 4-5 sene önce, ara sokaklarda birbirinden güzel tasarım kıyafet bulabileceğiniz farklı lokal butikler vardı.

Haberin Devamı

Sıradanlığa karşı koyabileceğiniz, stilinizi konuşturabileceğiniz parçalar hep buralardan çıkardı.

Hatırlayın daha 2000’lerin başında Seven, G-Star, Levi’s giymek ayrıcalıktı, şimdi Zara, H&M vs gibi dünya devi hızlı moda zincirleri karşısında bazıları yok oldu gitti, bazıları da küçülmekten yok denecek az kategorisine evrildi.

Hızlı modayla mücadeleye etmeye çalışan, zar zor ayakta durmaya çalışan markaların sonu ise pandemiyle oldu.

Uzun zamandır modanın ve stilin sıradanlaşmasından son derece mutsuzum.

Her şey prototip, her kadın birbiriyle aynı. Stile, yoruma aç hale geldik.

Gittiğim her şehirde lokal, farklı bir tasarıma ait parça arıyorum, değil tasarım kıyafet, mağaza bile bulamıyorum.

O kadar güzel işler yapan isimler yok oldu.

Eskiden stilini hayranlıkla takip ettiğim yabancı isimlerin bile eskisi gibi giyinemediklerine şahit oluyorum.

Haberin Devamı

Artık stil sahibi insanlar açlıklarını vintage mağazalarla gidermeye çalışıyor.

Ama görüyorum ki vintage mağazalar bile bu durumla mücadele edemez duruma geldi.

Çünkü içeride sadece Hermes ve Chanel bulunabiliyor.

İçimde modadan mimariye, dekorasyondan mobilyaya bitmek bilmeyen bir açlık var.

Eski tasarımlara baktıkça aklımı kaybediyorum.

Amsterdam’dayım 1600, 1700’lerden kalma o epik binaların mimari detaylarına baktıkça, hâlâ içinde yaşandığını, hâlâ dimdik ayakta durduklarını gördükçe bugünü sorguluyorum.

Bir de şimdi yeni yapılan mimarilerin, moda tasarımlarının vizyonsuzluğuna, sıradanlığına bakıyorum.

Derin bir nefes alıyorum ve mutsuz bir şekilde yoluma devam ediyorum.

Böyle hisseden bir tek ben miyim?

 

Yazarın Tüm Yazıları