Paylaş
TÜRKİYE'nin 2001 sonbaharında duvara toslayacağını 1.5 yıl önce söylemişti İlhan Kesici... Hem zaman zaman yaptığımız uzun sohbetlerde, hem de katıldığı panellerde, toplantılarda bu öngörüsünü açıklamıştı.
Oysa Kesici'nin 2001 sonbaharında başımıza gelecek felaketi haber verdiği sırada Türkiye iddialı bir programı uygulamaya başlamıştı.
Başta ekonomistler olmak üzere herkes bu programın başarıya ulaşacağı inancındaydı.
Kesici ise rakamları sıralıyor, programın Türkiye'yi bu felakete düşmekten kurtarmayacağını ve dramatik sonun değişmeyeceğini iddia ediyordu:
‘‘En geç 2001 sonbaharında Türkiye kafayı duvara toslar. Borsa 10 binin altına iner ve oralarda sürünür durur. Bunun kurtulur tarafı yok.’’
Bu iddialar ileri sürüldüğü zaman borsa 19 binlerdeydi.
O nedenle bütün dinleyenler gibi ben de Kesici'nin çok kararsar bir tablo çizdiğine inanıyordum.
Ama verdiği tarih geldiğinde haklı çıktı ve dedikleri tek tek gerçekleşti.
İlki kasımda, ikincisi şubatta gelen darbe sonucunda Türkiye kafayı duvara tosladı, borsa 7 binlere kadar düştü, sonra 9 binlere çıktı ve orada sürünmeye başladı.
Toplumun büyük umutlar bağladığı program da çöktü gitti.
Sonra Amerika'dan apar topar Kemal Derviş çağrıldı ve ekonomi kendisine emanet edildi.
* * *
- İlhan Bey yeni programı nasıl buluyorsunuz?
Kesici, programı değerlendirmeye girmeden önce biraz da öfkeyle hesap soruyor:
- 60 gün neyi beklediler? Önce onun hesabı verilmeli. Ülke yanıyor, insanlar can çekişiyor. Sen 60 gün dolaşıp durdun. Sonunda da yarım yamalak bir program açıkladın. Böyle kriz önlenir mi?
Ekonomik krizlerde çok seri davranılması ve acil önlemler alınması gerektiğini özellikle vurguluyor ve bir anısını anlatıyor:
- 24 Ocak Kararları'ndan sonra, o kuyruklar döneminde Süleyman Bey her sabah 06.00'da makamına gelir, ilgili müsteşarlarla birlikte iki saat 67 ilin valisini tek tek arayarak eksikleri belirlerdi.
Valiler hangi malın eksikliği varsa söyler, Süleyman Bey de ilgili müsteşara orada emir verir ve o ile eksik olan mal gönderilirdi. Bu toplantılar hiç ara verilmeden tam iki ay sürdü ve sonunda bir tek malın eksikliği kalmadı. Süleyman Bey ‘‘100 günde kuyrukları ortadan kaldıracağız bulunmayan bir tek mal kalmayacak’’ sözünü işte böyle tuttu.
* * *
Bu anısını anlattıktan sonra ''Bugün böyle bir irade göremiyorum'' dedi.
Türkiye'nin güçlü bir başbakanın yönetimine ihtiyacı olduğunu söyleyen Kecisi bir bakanın, anlattığı türde bir iradeyi gösteremeyeceğini, böyle bir performansın altından kalkamayacağını vurguladı.
- Peki bu program Türkiye'yi düzlüğe çıkarır mı?
Kesici karamsar bir tablo çizmekten kaçınıyor ama aldatıcı iyimserlik gösterilerinde bulunmanın ise çok yanlış olacağını belirtiyor:
- Bundan sonra alınacak önlemleri görmek lazım. Ama Kemal Derviş'in tanrılaştırılmasına şiddetle karşıyım. Bu tavrı çok yanlış buluyorum. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki yalnız Planlama'da Derviş düzeyinde 50 tane uzman var. Bunu unutmayalım.
Kesici Türkiye'nin bu zor günleri atlatması için güçlü bir iradaye ihtiyacı olduğunu üstüne basarak tekrar tekrar vurguluyor, bunu da ancak dinamik bir başbakanın yerine getirebileceğini söylüyor.
- Bu işler Derviş'i, yani bir bakanı aşar, diyor.
Ama yine de bir ekonomist olarak Derviş'i kolluyor ve onun başarılı olabilmesi için elinin kolunun bağlanmaması konusunda siyasileri uyarıyor.
Paylaş