Hakan Ünsal

Şampiyonluk şarkısı

1 Ekim 2017
GALATASARAY için rakiplerin puan kaybetmesi ile kârlı geçen haftalar serisinde önemli bir maçtı Karabük karşılaşması.

Nitekim, Bursa deplasmanında çok iyi bir ikinci yarı ile kazanarak gelmenin morali ile müthiş bir ilk çeyrek seyrettik. Golleri bulana kadar olan bölüm, her şeyin doğru yapıldığı, üst düzey bir mücadele ve kazanma iştahına sahne oldu. 

Takım tam bir görev dağılımı içinde oynuyor. Savunmada Serdar sakıncasız piyade gibi kafa göz dağılmacasına savaşıyor, Maicon yönetiyor. Orta sahada Ndiaye aç aslan gibi çıldırmışcasına saldırıyor, Fernando yönetiyor. Önde Rodrigues ve Feghouli esiyor, uçuyor Gomis hem yazıyor hem de yönetiyor. Mariano’nun düşmeyen enerjisi, sakinliği ve kalitesi, Ndiaye’nin anormal temposu, savaşçılığı ve isteği, Feghouli’nin sürati ve kalitesi kadar zekasını da kullanması ve elbette duran top sorununu bitirip rakiplerin kabusu haline çeviren Maicon.

Bu iyi oyun içinde 4 sıkıntı vardı.

1- Bu kadar baskılı rakip alan oyununda bile çok gözükmeyen ve etkisi sınırlı olan Belhanda.

2- Geleli kısa süre olmasına rağmen bölgesine hareket katan Latovletici’nin yokluğu ve Linnes’in etkisiz hali.

3- Karabükspor’u da oyuna dahil eden geride kaptırılan toplar.

4- Bu maça kadar çok iyi oyunu ve skor katkısı üst düzey olup doğal olarak Fransa Milli Takımı’ndan davet bekleyen Gomis’in morali bozuk hali. İlk defa bu kadar düşmüş gördüm.

NET MESAJ

Yazının Devamını Oku

Biraz gecikti

25 Eylül 2017
G.SARAY’ın sezon başından beri iyi oynuyor ve beklenenden daha iyi sonuçlar alıyor olmasının iki sebebi vardı. Birincisi elbette attığı goller ve oyun stili ile Gomis iken diğeri, çok canlı, istekli, sert ve öne doğru net oynayan bir orta sahaya sahip olmasıydı. 

Geçen hafta Kasımpaşa, ilk yarı, öne doğru tek ve çabuk paslar ile hızlı oynayarak Galatasaray orta sahasını by-pass edip pozisyonlar bulmuştu. Serdar ve Maicon’un orta saha çizgisine yakın oynuyor olması rakipler için hızlı hücum için alan ve pozisyon demek.

Bursaspor orta sahasında Badu-Agu ikilisi, Galatasaray orta sahasına aynı nitelikte cevap veren adamlar olunca öndeki Batalla, Delarge ve Kembo etkili oldu.

BAY RİSK TUDOR!

Rakipte, Badu-Agu gibi çok atletik bir orta saha, Battala gibi zeki ve yetenekli bir organizatör, Delarge-Kembo gibi süratli kenar oyuncuları varsa ve senin defansın orta saha çizgisinde oynuyorsa iki işi çok iyi yapman lazım.

İlki, pas oyununu minimum hata ile göbekten değil kenardan oynamak. İkincisi, topu kaybettiğinde top rakipte iken çok çok iyi baskı yapmak. İlk yarının ortalarından sonra bu işi yapan Galatasaray maçı tek kaleye çevirdi ama son vuruşu yapamadı.

Bursaspor savunmasının ana hedefi Gomis’i iyi marke etmesi, gol için başka ayaklara olan ihtiyacı fazlasıyla artırdı. Rodrigues, Tolga ve Maicon ile bu fırsatlar da geldi. Pozisyonlar bulunmaya başlamışken, Antalya maçından ders alan Tudor, iki beki çıkarıp 3’lü savunmaya dönüp ciddi risk aldı.

Öyle ki Bursaspor, tek pasla Fernando Muslera ile karşı karşıya kalacak kadar risk alınmıştı ama ortaya çıkan Serdar Aziz çok iyi müdahaleler ile müthiş defans yaptı. 

Galatasaray, maçın genelinde iyi oynadı. Birçok net pozisyona rağmen maçın zor geçmesinin tek sebebi, topun doğru oyuncu ile buluşamamasıydı.

Yazının Devamını Oku

Şimdilik rüzgar

18 Eylül 2017
TEMELİNDE sistemin öncelikli olduğu ama sistemini farklı oyun tarzlarına yansıtan iki teknik adamın takımının mücadelesi oldu. Ersun hocanın takımlarının baskı üzerine kurulu, heyecan veren ekipler olduğu biliniyor. Abdullah hoca ise oyunu ve rakibi kontrol ederek hakim olma anlayışını uyguluyor.

Başakşehir, var olan oyun kalitesini yaptığı transferlerle başka bir seviyeye taşıdı. Forvet sıkıntısı Adebayor ile çözüldü. Tek problemi oyunu geriden kurma ya da baskı altında defansın hata yapması. Ersun hoca da buraya oynayarak sorunu büyüttü ve sonucu aldı. Trabzon’un, maçın başından golü bulduğu ana kadar olan ilk çeyrekte Başakşehir defansına yaptığı baskı ile sonuç alması kadar, Adebayor’un da sakatlanması önemli bir diğer gelişmeydi.

MAÇIN SEYRİNİ DEĞİŞTİREN AVCI OLDU

Golü bulana kadar doğru işler yapan Trabzonlu oyuncular, ilk yarının kalan bölümünde iyi yaptıkları işleri bırakınca sıradanlaştı ve golü yedi. Başakşehir takımının orta sahada hakim olmasını engelleyememek Trabzonspor’un ilk yarıyı kötü bitirmesine sebep oldu. Tabii Emre Belözoğlu gerçeğini de unutmamak lazım.

İkinci yarı dejavu gibiydi. Yine önde baskı, yine hataya zorlama, yine Burak Yılmaz.

Maçın seyrini değiştiren, maçı seyretmeyen Abdullah hoca oldu. Yaptığı müdahalelerle oyunu çevirdi. Ersun hoca, oyun 2-1 iken oyuna dahil olabilse kazanarak evine dönebilirdi.

Bildiğimiz Trabzonspor ‘fırtına’ ise bu Trabzonspor daha ‘rüzgar’ kıvamında...

MAÇIN ADAMI: BURAK YILMAZ

-

Yazının Devamını Oku

Nerede kalmıştık

17 Eylül 2017
LiGE beklenenin üstünde bir oyun ve sonuç alarak başlayan G.Saray, ilk 3 maçta verdiği mesajla yarıştaki varlığını haykırmıştı. Antalya karşısında alınan beraberlik, bu başlangıca kısa bir ara oldu.

Kasımpaşa maçı, o taze başlangıca dönme maçıydı. Taraftarı ile baskılı oynamaya çalışan, kenarları iyi kullanan, orta sahada sert pres yapan ve savunması orta sahaya kadar çıkan bir Galatasaray gördük.

İlk yarım saat Galatasaray baskısına hızlı hücumla karşılık vermeye çalıştı Kasımpaşa. Trezeguet, Murillo ve Eduok ile hızlı hücumun tanımını yapacak kadar iyi çıkışlar da yaptılar. Galatasaray orta sahası, her ne kadar çabuk ve sert pres yapsa da bu hızlı hücumları kesmekte zorlandı. Çünkü, Kasımpaşalı oyuncular ya tek pasla çabuk oynadılar ve baskıyı kırdılar ya da direkt öndeki hızlı oyuncularına top attılar.

2 BÜYÜK SIKINTI

- G.Saray’da, biri bu maça diğeri genele özgü olan 2 sıkıntı vardı. Kasımpaşa maçına özgü sorun, final pası ve vuruşu ile ilgiliydi. İlk yarıda 4 pozisyonu olan Galatasaray, final pasında hata yapmasa bir o kadar daha pozisyon bulurdu.

Diğeri, bundan sonraki maçlarda da sorun olabilecek pres zamanlaması ve sayısı ile ilgili. Oyuncuların baskı isteği gayet iyi fakat bunu beraber ve doğru zamanda yapamazsan, orta sahada iyi pas yapan ve hızlı oynayan takımlara karşı pozisyon vermek daha kolay olur.

Bu sebeple, Tudor ‘İşler iyi gidiyor’ diyerek bu konuyu kenara bırakmamalı. Eğer baskı zamanlamasını doğru ayarlamayı başarırsa bu takım çok daha iyisini oynayabilir.

Maçın özeti şu: Müthiş taraftar, sağ kenarı işleyen Mariano, günlerdir aç kalan aslan gibi saldıran Ndiaye ve Fernando, klas gollerin adamı Gomis ve doğru işler yapan Tudor.

MAÇIN ADAMI: GOMİS

Yazının Devamını Oku

Dejavu

11 Eylül 2017
G.SARAY açısından Osmanlıspor deplasmanı, Antalyaspor için ise Beşiktaş deplasmanına benzer bir oyun başlangıcı oldu.

Osmanlı deplasmanının başlarında Galatasaray’ı durdurmak adına kendi alanında kalıp yakın oynayan bir rakip vardı. İstediğini yapıyor gibi gözüktüğü yarım saat sonunda Galatasaray işi bitirmişti. Bu sefer önemli fark, Antalyaspor önde kaliteli oyuncuları olan bir takım olmasıydı.

Antalyaspor, oyun stratejisini Beşiktaş deplasmanında oynadığı anlayış üzerine kurdu. Adama adama oyun ama biraz daha üst versiyonu olan kendi sahasında oynamanın avantajını kullanıp rakibe önde baskı yapma.

Orta sahada Fernando, önünde Belhanda ve en önde Gomis’e, rakipleri yakın ve sert oynayınca ilk yarım saat zor geçti. Orta sahadaki savaş maç boyunca devam etti ve ikinci yarı bu sabamı kazanan Antalyaspor oldu.

İYİ VE KÖTÜ TUDOR

Tudor, ikinci yarıda doğru zamanda iyi hamle yaptı. İyi oynamayan Ndiaye’yi kenara alıp Selçuk ile orta sahada daha fazla topa sahip olmayı, diğer taraftan maçın bir başka etkisiz adamı Belhanda’yı etkin hale getirmeyi çalıştı. Fakat son bölümde, Antalyaspor’un baskısını kırmak adına hamle yapmakta geç kaldı ve golün gelmesini seyretti. Belhanda-Feghouli hamlesini 15 dakika erken yapsa bu kadar baskı yemezdi.

Galatasaray’ın puan kaybında Ndiaye, Belhanda ve Tolga gibi ilk haftaların etkili ayaklarının kötü oynaması baş rolü oynadı.

İkinci yarının büyük bölümünü çok erken sayılacak dakikalarda geriye yaslanarak oynamak, bundan önceki maçları unutup geçen sezonki Galatasaray’ı hatırlatan bir görüntü oluşturdu. İşte Tudor’un maçları ve dakikaları bunlar. Takımın Tudor’a, buralarda doğru zamanda devreye girmesine ihtiyacı var ve Tudor bunları yapamazsa sıkıntı olur.

Bu arada, çok iyi bir savunmacı olan

Yazının Devamını Oku

3 soru 3 cevap

10 Eylül 2017
1.SORU: Güneş’e, Medel için yapılan eleştiriler doğru mu?

MEDEL gibi farklı pozisyonlarda oynayabilen bir futbolcunun oynatılmaması normal değil. Şampiyonlar Ligi’nin başlayacağı şu dönemde en azından 1-2 maç oynatılması gerekiyordu.

2.SORU: Atiba, Beşiktaş için vazgeçilmez bir oyuncu mudur?

BENCE ‘Beşiktaş’ta niye oynatılmadı’ diye düşünmemiz gereken isim Atiba. Çünkü Atiba bütün sistemin göbeğindeki en önemli dişli. Onu çıkardığın zaman dişli dağılmaya başlıyor.

3.SORU: Beşiktaş’ın geçen sezona göre temel sorunu ne?

EN önemli sorun, zengin kadronun doğru kullanılmaması. Negredo, Lens ilk 11’de oynadı ama hâlâ kısıtlı rotasyonla devam ediyor. Bu rotasyona girecek oyuncular çoğalmalı.

Yazının Devamını Oku

Sabırlı oynadık öyle kazandık

6 Eylül 2017
LUCESCU’nun Ukrayna maçından 7 oyuncu değiştirmesinin 2 sebebi var. İlki, Ukrayna karşısında kötü yada vasat oyun diye bile tabir edemeyeceğimiz sahadaki görüntü. İkincisi, Lucescu’nun takımı tanımıyor yada yeni tanıyor olmasıydı. İlk maçtaki sahaya sürdüğü oyuncuları tanıdığını sandı ama acı gerçekle tanıştı.

Lucescu’nun Türkiye’de başarılı olduğu yıllarda, yerli oyuncu rezervi hem kalite hemde sayı olarak çok iyi seviyede idi. Yabancı sınırı diye isyan etmesinin sebebi de aslında bu yüzden. Elinde yeterli yerli oyuncu olsa yabancının serbest olması umurunda olmazdı.

Peki 7 oyuncu değiştirdik ve sonuç olarak bu denli etkisini gördük mü? Oynayanlar arasında Çağlar, Nuri ve Burak iyi durumda olanlardı. Bunlara Eskişehir’in büyük taraftar desteği eklenince daha dirençli gözüktük. Mücadele seviyemizi yukarı çektik ama organize olmakta zorlandık.

MODRIC NEDEN RAHAT?

Ben Hakan Çalhanoğlu’nun bizim takım için lüks olduğunu düşünüyorum. Hakan çok iyi bir frikikçi ve iyi bir şutör olabilir ama bizim takımımızın Hakan’ın bu özelliklerini kullanabileceği sistemi yada yapısı olmadığı için Çalhanoğlu oynanan maçların genelinde ya vasat yada kötü oynuyor. Dahası, Hakan oynadığı için Emre Mor ve Cengiz gibi doğal kenar oyuncularını da oynatamıyoruz.

Orta sahada Modriç ve Kovaciç etkinliğini kesemeyince oyuna hakim olmakta zorlandık. Hırvat takımının organizatörü, aklı, kaptanı, herşeyi Modriç’e maç boyunca markaj yapmamış olmamız da ayrı bir soru işareti. Modriç orta sahada hiç direnç görmeden top taşıdı, önde gitti asist yaptı, istediği herşeyi kolayca yaptı. Kaliteli bir adama bu kadar rahatlık verirsen o da şov yapar.

SAVAŞAN BİR TAKIM

Maçın ikinci yarısı, tabiri caizse taraftarın çoşkusu ve itmesi ile başladı. Bu anlamda stad seçiminin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Savunmanın ve özellikle Çağlar’ın iyi oyunu bizi ayakta tutarken, Oğuzhan’ın dvereye girmesi ve Emre Mor değişikliği etkisini gösterdi. Bu maç akılla ve sabırla oynanması gerekiyordu ve biz tam olarak bunu yaptık.

Bu maçın bize anlattığı ve dolayısı ile

Yazının Devamını Oku

Ver coşkuyu...

26 Ağustos 2017
DEMEK ki neymiş, kaliteli ve istekli oyuncular olursa, tempolu ve üretken oyun varsa, zevk ve heyecan veren takım varsa taraftar stadı formaya boğarmış. Geçen sene boş koltuk seyretmekten sahaya konsantre olamıyorduk.

Galatasaray orta sahası Nil Nehri gibi. Göz alıcı ve verimli. Oturur seyredersin ama içine girersen paramparça olursun. Ndiaye’nin saldırgan oyunu, Fernando’nun sade ama verimli futbolu ve Belhanda’nın kalite katan ayaklarıyla birleşince ortaya etkili bir orta saha çıkıyor.

Bu orta sahayı görünce, son iki yılın şampiyonu Beşiktaş’ın başarılı ve etkili orta sahasının aynı düzeyde olmasa da farklı özellikteki versiyonunu görüyorum. Atiba’nın farklı ama aynı düzeyde faydalı hali Fernando, Oğuzhan’ın hem geriye yardım eden hem de önde iyi işler yapan muadili Ndiaye ve Sosa’nın hem koşan hem skor üreten hem de hazırlayan pozisyondaşı Belhanda...

TOLGA EKMEKÇİ!

Sivas karşısında geçtiğimiz  iki haftaya göre sıkıntılı bir ilk yarı oynandı. Bunun sebebi, arkadan oyunu başlatan Fernando, ortada hazırlayan Belhanda ve önde bitiren Gomis’ten oluşan omurgaya yakın ve baskılı oynamalarıydı. Tolga ve Rodrigues de içeriden oynamayı tercih edince pozisyon üretmekte zorlandı. Ama, içine Ronaldo kaçmış sezonun adamı Tolga çıktı ve işi bitirdi. Tolga’nın, attığı gollerin ötesinde bu 3 maçta yaptığı koşular, var olan temposunu doğru yerlerde bulunacak şekilde kullanması, takipçiliği, geri kazandığı özgüveni, kendi ve Galatasaray adına büyük avantaj.

YILDIZ AVCISI DÖNÜYOR

Sonuç olarak Galatasaray bu sezon puan kaybedecek, maç kaybedecek, kötü de oynayacak. Ama geçen sezonki pozisyonuna ve durumuna düşmeyecek. Oyuncu kalitesi, isteği ve mecburiyeti buna izin vermez. Ayrıca, bir takımın orta sahası oyuna ve skora ekstra katkı yapmaya başlamışsa ve de devam ettirirse, bu, yarıştaki varlığının ve en büyük aday olduğunun emaresidir.

MAÇIN ADAMI: TOLGA CİĞERCİ

Ne

Yazının Devamını Oku