Viyana, klasik batı müziğinin en önemli merkezlerinden biri.
Ünlü şefler, ünlü yorumcular...Muhteşem konserler...Valsler kentinin en önemli sanat kurumlarından Viyana Senfoni Orkestrası’nın bugünkü konuğu; BİZDEN BİRİ.Dünyaca ünlü bestecimiz Ahmed Adnan Saygun.Evet, Avrupa’nın sanat merkezinde bir Türk besteci.Yunus Emre Oratoryosu, Taşbebek, Kerem, Köroğlu, Gılgamış operaları, Bir Orman Masalı bale müziği, Ziraat Marşı, 5. Senfoni...Her biri sevgi, coşku, heyecan ve bütünsellik dünyamızda ayrı bir keyif.Ahmed Adnan Saygun İzmirli.İzmir doğumlu.Ve doğumunun 100. yılı kutlanıyor.İşte bu anlamlı süreçte Viyana’daki konserin ayrı bir önemi var.Strauss’ların, Karajan’ların yönettiği Viyana Senfoni Orkestrası bu kez Rengim Gökmen’le coşacak.Rengim Gökmen’in İzmir sevgisi malum. İzmir’e kattıkları...İzmir’de yarattıkları ve yaşattıkları...Ne görkemli konserler, ne keyifli sanat buluşmaları, ne önemli yenilikler...Hep sanatın büyüsü ile...Hep farklı bir sanatçı, dost ve sevecenlik duruşu ile...Ve Ahmed Adnan Saygun’un eserlerinde "Benim sevgili emprezaryom" dediği piyanist Gülsin Onay sahne alacak. Önce Saygun’un 1. Piyano Konçertosu... Sonra 1. Senfoni...Ardından Avusturya Devleti’nin ünlü bestecimize ısmarladığı görkemli yapıtı "İnci’nin Kitabı"...Allahım ne mutluluk!Ne güzel! Ne anlamlı!Viyana’da sadece bir Saygun, Onay, Gökmen rüzgarı değil, bir de İzmir esintisi... İzmir imbatı...İzmirli oluşu ile gurur duyduğumuz bestecimizin verdiği haz!Ama... Bu anlamlı konseri Türkiye’nin EXPO yolculuğu için de güzel bir fırsata dönüştüremez miydik?Bu etkinlikte İzmirli bestecimizle entelektüel dünyaya, kültür ve sanat çevrelerine çağdaş İzmir ve Türkiye mesajları veremez miydik?Bu buluşmayı medya kanalı ile görkemli bir Türkiye propagandasına dönüştüremez miydik?Kimbilir!Aslında güzel bir fırsattı.Birkaç gün sonra İstanbul Müzik Festivali’nde aynı coşku tekrarlanacak.Ama İzmir... Güzel İzmir...Bağrından çıkmış bu önemli bestecisi için daha özel ve önemli etkinliklere ev sahipliği yapmak konumunda değil mi?Bunun için de bazılarının harekete geçme zamanı değil mi?Hani... İş işten geçmeden...Aslında... Kültürün ve sanatın ateşini Türkiye için külleme değil, canlandırma çoğaltma zamanı...