Seçimlerde hedefler belirleyici olacak

MART ayında gerçekleşecek yerel seçimlerin Türk siyasi yaşamında da ciddi değişimler yapacağı ortada.

Değişim, yüzyılın en önemli gerçeğiyse...

Bu değişime uygun şeyler de yaşanacak, demektir.

Çok doğal.

AKP’nin 2002 seçimleri ile başlayan çıkışı devam edecek mi?

Yoksa... Bazı yanlış politikalar, bazı politikacıların akçeli işleri iktidar partisini geriletecek mi?

Ana muhalefet konumundaki CHP, halkın beklentilerini karşılayacak bir program ve yeni isimler sunabilecek mi topluma?

Mart’tan sonrası için yeni siyasi oluşumlar gündeme gelecek mi?

Eski isimler siyaset sahnesine dönecek mi? Yeni isimler mi çıkacak?

AKP içinde Cumhurbaşkanı Gül - Başbakan Erdoğan ekseninde bazı sinyalleri görülen çatışmalar olabilecek mi?

Bu ve benzeri sorular...

Aslında çoğaltmak da mümkün.

Ama... Görünen şu. Mart sonrası önemli gelişmelere gebe.

Bu yüzden de tüm partiler ciddi hazırlıklar içinde.

Sadece AKP ve CHP mi?

Değil, elbette.

DSP için de çok önemli. MHP ve DP için de...

Hatta DTP için de...

Kaleler korunacak mı? Sarsılacak mı?

İzmir ve Ege Bölgesi yine gözler önünde.

Özellikle İzmir için yoğun bir mücadele olacak.

Şimdiden AKP - CHP çekişmesi gündemde.

"İzmir CHP’nin kalesi" söylemi sosyolojik ve aritmetik olarak gerçekçi değil.

Çünkü... Daha önce iki kez ANAP ve DYP bu kentte başkanlığı aldı.

Üstelik 22 Temmuz seçimlerinde CHP’nin yüzde 36, AKP’nin yüzde 32 dolayında oyu var.

Yani... "Burası kale" doğru bir tavır değil.

Belki doğru politikalarla bundan sonra "kale" haline gelebilir.

Bunun için de yerel seçim mücadelesi sürüyor.

AKP "en iyi" aday peşinde.

Kıstası belli: Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel gibi...

Bir çok isim telaffuz ediliyor, ama son söz; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın.

CHP de ince eleyip sık dokuyor.

Mevcut Başkan’la mı devam.

Yoksa bir kan değişikliği mi?

Bu tartışmalar bir ay daha sürecek.

Elbette isimler kadar hedefler de etkili olacak seçimler de.

Halk umuda koşacak.

"Genç, dinamik, vizyon sahibi" aday arayışları da biraz bundan.

Partilerde yerel seçimlerle ilgili program çalışmaları da sürüyor.

Bu konuda CHP daha istekli ve etkin.

Son dönemlerde Deniz Baykal’ın kararlı ve tutarlı politikası ile "eski kırgınlıklar"ı aşan CHP’nin Aralık ayında tüzük kurultayı var.

Hem yapısal, hem ekonomik ve sosyal, hem de toplumsal anlamda önemli değişiklikler halka taşınacak.

İzmir’e sıkça gelen Baykal, ziyaretlerinde bu konularda da ipuçları veriyor.

Programın başlığı; "Değişim için pusula ile 21. yüzyılda aydınlık geleceğe".

Birçok konuya parmak basılıyor. Önemli konular bunlar: Kürt sorunu, ekonomik gelişmeler ve özelleştirme, çevrenin korunması, küresel ısınma...

CHP, "mutlu bir gelecek" ve "sıfır açlık" hedefliyor.

Vergide adaletli paylaşım, doğru ve dürüst devlet yönetimi, sosyal devlet anlayışı, kamu girişimlerinin tasfiye aracı olmadan yararlanıldığı bir özelleştirme, her aileye sigorta, her yoksul aileye yurttaşlık maaşı, tarım kesimine sigorta ve güvence, kamu reformu, bakanlık sayılarının azaltılması ve tasarruf, deprem önlemleri, kadınlar için eşitlik değil, pozitif ayrımcılık, yurttaşlara kira öder gibi konut edindirme, Roman yurttaşların kültürlerinin geliştirilmesi, dikkat çeken alt başlıklar.

Belli ki, ciddi bir çalışma.

Diğer partiler de hedeflerini ortaya koyacak.

Bunlar tartışılacak.

CHP’nin hem tüzük kurultayı ile hem de programı ile "siyasette hamaset dönemine son" mesajı vereceği anlaşılıyor.

Bir süredir ortaya çıkan sinyaller demek boş değilmiş!

Bu önemli!

İktidara ciddi bir alternatif doğması da...

Şimdi gözler diğer partiler de...

Bakalım; Onlar CHP’nin neresinde?
Yazarın Tüm Yazıları