Daha doğrusu, belki varmış ama öyle insana minsana sirayet etmezmiş.
Her halükárda da, velev ki bulaşacağı varsayılsın, başta "Roche" firmasının ürettiği o ünlü "Tamiflu" marka ilaç, hiçbir anti-virüs reçete bu derde zerre kadar devá getiremezmiş.
Zaten yukarıdaki tüm yalanları da, haram kazanç peşinde koşan küresel ekonomi şirketleri, sırf dünya kamuoyunu manipüle ederek kutu kutu mal satmak için uyduruyormuş.
İspat mı istiyorsunuz?
* * *
EFENDİM, "kuş gribi" denilen herze Bush iktidarıyla birlikte ortaya çıkmadı mı?
İmdii, burada lûtfen dikkat buyurun, o "W" rumuzlunun "şahinler şahini" Savunma Bakanı Donald Rumsfeld Amerikan "Gilead Sciences" firmasının aksiyoneri değil mi?
Ve, söz konusu "Gilead Sciences" şirketi de "Tamiflu" formülünde mevcut molekülü İsviçre’nin "Roche" devine, pazar payından yüzde on almak kaydıyla satmadı mı?
O halde demek ki, Başkan ve "Şahin"i yeni "mister yüzde on"lar sıfatıyla ortalığı kasten vaveylaya vererek "iláç promosyonu" yapıyor, böylelikle de ceplerini dolduruyorlar.
Yandık demektir, çünkükatakulli ortaya çıktığına göre, önümüzdeki sonbaharla birlikte ölümcül hastalığa karşı yegáne çareyi lokman hekim iksirinde arayacağız.
Yahut, Yeni Camii güvercinlerine atılan darıyı "Tamiflu" hapı niyetine yutacağız.
* * *
ZATEN aslına bakarsanız da, yukarıdaki "gerçek"i(!) ifşa eden İspanyol "tıp" (!) dergisi "DSALUD" lokman hekim geleneğinin az biraz alafranga şeklini yaymaya çalışıyor.
Hani, "Hipokrat’a alternatif" diye piyasaya sürülen ve pozitif bilimselliği kocakarı ilácıyla değiş tokuş eden sözümona bir "tebábet sistemi" (!) var ya, onu kastediyorum.
Aklın ve mantığın yerine hayalciliği ve uydurmasyonculuğu koyan ortak tabiat gereği, bu "tıbbi alternatif" şu meşûm "felsefi postmodern zamanlar"la Siyam ikizi oluşturuyor.
Aslında bana ne ve her koyun kendi bacağından asılır. Apandisit ağrısı tutmuş ebleh hasta ameliyat masasından sapasağlam kalkmak varken şartlatan otu çiğneyerek öbür tarafa gitmeyi tercih ediyorsa, "enayiliğine doymasın" derim ve de tabii ki arkasından ağlamam.
Ancak, yukarıdaki türden "komplo teorileri" karşısında hıncımdan ağlayasım geliyor.
* * *
ÖYLE, zira nasıl bizim "dinci", "ulusalcı", "alter-küreselleşmeci" zevát kuş kendi kuş beyinleriyle komplo üretmeye kalkışıp Türkiye’deki "kuş gribi"ni ABD ve İsrail’in virüs "yollayarak" (!) yaydığını öne sürüyor, aslında İspanyol örnek de aynısına tekabül ediyor.
Ama tabii oradakinin zeká gradosu biraz daha yüksek, işi "sofistike" kılıfa sokuyor.
Oysa öz değişmez, çünkü, tüm ülkeleri kapsayan "Dünya Sağlık Teşkilátı" kapı gibi raporlarla ölüm olaylarını teker teker sıralamış ve bizzat "Roche" firması "Tamiflu"nun etki sınırını açıklamışken, sen kalk, Rumsfeld’in tahvil sahibi olduğu şirket o "Roche"ye lisans satmıştı diyerek, "grip bulaşmaz ve iláç pazarlamak yalan söyleniyor" diye maval uydur.
Ve tabii, bütün komplo teorilerinde olduğu gibi de, ABD’li bakanın aksiyon ortaklığı veya ilácın etki muğlaklığı türünden yarı gerçekleri kasten "yem" olarak at; ama satımın 1996’da vukû bulduğu ve Bush’un da 2001 Başkan seçildiğini yine kasten es geç!
Farazi bir "sonuç"tan yola çıkarak da, "sebeb"i ifşa ettiğine milleti inandırmaya kalk.
İşte buradaki en korkunç gerçeği; beni hınç ve hiddetten ağlatan cinneti de, böylesine hezeyanlara inanan "kuş-lar"ın dünyanın her yerinde muazzam sayıya ulaşması oluşturuyor.
Hayatı akılcılık ve mantıkçılık rotasından çıkartan şu sonsuz hazin "postmodern zamanlar"ın lánetli rahminden; üstelik de, kocakarı ebenin ve lokman hekimin "alternatif tıb"bından (!) doğmuş şu sonsuz hilkát garibesi komplo teorilerini yarın tekrar işleyeceğim.