Paylaş
Eğer olay gerçekten doğruysa şapkamı çıkartıyor ve ‘Milli İstihbarat Teşkilatı’nı can-ı gönülden kutluyorum.
Baksanıza, Ali Haydar Yurtsever'in Viyana gazetesi ‘Die Presse’ye atfen ‘Milliyet’te yazdığına göre, İsrail gizli servisi MOSSAD'la işbirliği yapan MİT, tam Helsinki kararı arifesinde, AB Komisyonu'nun Türkiye hakkında neler konuştuğunu öğrenmiş. Bu sayede de bizim hükümet taktik belirlemiş.
Tamam, Avusturyalıların genetik Yahudi düşmanlığı göz önüne alınırsa haberi ihtiyatla karşılamak ve iftira olasılığını yabana atmamak gerekiyor.
Üstelik, böyle şeyler ne yalanlanıp, ne doğrulandığından, büyük ihtimalle işin içyüzü hiç gün ışığına kavuşmayacak. Belki Avrupa Parlamentosu'nun ‘casus raporu’ndan bazı ipuçları sızar ama, doğrusu oradan da fazla umutlu değilim.
Fakat olsun, haberi gerçek kabul ederek hipotez üretmekte yarar var.
* * *
EFENDİM, ‘Die Presse’ye göre, hem bizim ‘operasyon’da, hem de muhtemelen diğerlerinde kullanılan ‘özel kulaklar’ Ortak Pazar'ın bir Kudüs firmasından gayet ucuza satın aldığı simültane tercüme kabinlerine yerleştirilmiş.
Diyelim ki, Komisyon Başkanı Romano Prodi aday üyeliğimize ilişkin özel toplantıda ve Dante lisanını kelam buyurarak çok mahrem bir haber verdi.
Kelime nüansında minik bir hata yaparım da bir çuval inciri berbat ederim endişesiyle boğucu hücrenin içinde cigara üfüren çevirmen hanım bunu daha Danca olarak ötekilerine iletmeden, ne sihirdir ne keramet, Sinyor Prodi'nin gizli malumatı bilmem kaç bin kilometre ötedeki teybin kayıt bandına düşüyor.
Çözmesi, kriptosu, Tel Aviv - Ankara bağlantısı derken, kısa bir süre sonra ‘dahili enformasyon’ bizim Hariciye kurmayının eline ulaşmış oluyor.
Al sana, Fin başkentindeki hayati karardan önce, diplomatik bir son an taktiğini oluşturmak için gümüş tepsi içinde sunulmuş altın malzeme !
Atina temsilcisi Brüksel'de şöyle konuştu, demek ki Helsinki'de de bu sınırı aşmayacak... O halde ben şu deklarasyon maddesi için dayatabilirim...
Tahmin edebildiğim kadarıyla işte işin özü bu !
* * *
YUKARIDAKİ ‘elektronik köstebek’ olayını yorumlayan bir AB yetkilisi yine ‘Die Presse’de, ‘tasarruf için İsrail’in kelepir fiyata sattığı kabinlerini almıştık ama böyle bir şeyin vuku bulacağını düşünmemiştik' diye yakınıyor.
Düşünseydin Mein Herr, düşünseydin ! İsrailoğulları gibi cin bir kavmin sana neden sebil niyetine tercüme servisi kurduğunu biraz kurcalasaydın.
Madem ‘mahremiyet garantisi’ istiyordun, o halde hasis davranmayıp, simültane sistemini kendi bildiğin bir Avrupa firmasına ve de Amerikalılar gibi, güvenlik memurlarının gözetiminde inşa ve monte ettirtseydin...
Bana kendini acındırmaya kalkışma, senin için ağlamaya hiç niyetim yok !
Haber doğruysa, işte hem MİT'in, hem de MOSSAD'ın alnından tekrar öpüyorum.
* * *
EVET öpüyorum, çünkü devletler reddeder ama ben gazeteciyim ve sırtımda yumurta küfesi yok uluorta söylerim, dün olduğu gibi bugün de ekonomik, teknolojik ve diplomatik casusluk can ciğer dost görünen müttefikler arasında da hüküm sürmeye devam ediyor. Saman altından su yürütenler ibadullah !
Üstelik, bizzat AB başkentleri de bu konuda kimseden geri kalmıyor.
İngiltere'nin ABD hesabına diğer üyeleri ispiyonladığını cümle alemin bilmesine ek olarak, ötekiler de gerektiğinde birbirlerinin mahremine ‘kulak uzatmaktan’ hiç çekinmiyorlar. Arada sırada ortalık skandallarla çalkalanıyor.
Dolayısıyla, MİT ve MOSSAD ortaklaşa Brüksel'i dinlemişse ve nihayetinde de bu benim ülkemin hayrına olmuşsa, ben bundan niye gocunacakmışım ki ?..
Alo, alo Sinyor Prodi cümleniz yarım kaldı, Avrupalılık kimliği ve Türkiye üyeliğinin ortak tarım politikasına maliyeti hakkında konuşmaktaydınız...
Paylaş