"İTHALAT pazarımızı açmadan önce Amerikan gıda sanayiinin sığır etini sıhhate uygun biçimde dondurup dondurmadığını denetlememiz gerekiyor".
Buyrun bakalım!
* * *
ÖYLE, çünkü yukarıdaki gerekçeyi öne süren kişi Rus Dış Ticaret Bakanı oldu.
Nedenini de, cumartesi günü Sen Petersburg’da başlayan ve benim bu satırları yazdığım sırada devam etmekte olan "G-8" zirvesindeki "limoni" hava oluşturdu.
Zira, tabii en başta ABD, Batı ülkeleri, hanidir ve hanidir "Dünya Ticaret Örgütü"ne üye olmaya can atan Moskova’ya "ama siz de ithalátı serbestleştirin" itirazını tekrarladı.
Dolayısıyla da, aşağı yukarı anlaşıldı ki, Vladimir Putin’in bir "prestij meselesi"ne dönüştürdüğü üyelik yine bir "başka bahara" kalacaktır.
Oysa Rus bakanın minaresi burada ne kılıfa, ne torbaya, ne de çuvala sığıyor!
* * *
ÇÜNKÜ insaf, şu et dondurma işini zaten tá 20. Yüzyıl başında bizzat "yankee"lerin icad ettiğine ek olarak, üstelik sen bütün bir 2. Savaş boyunca Kızılordu’nun karnını, onların sana şilep şilep gönderdiği "corned beef" tayınları sayesinde doyurmuş olacaksın.
Artı, Rusya’nın adı "Dünya Sağlık Örgütü"nün gıda sanayiine ilişkin "hıfzı sıhha" raporlarında en, en alt sıralarda yer alacak.
Ama sen şimdi kalkıp, "ithalat izni vermeden önce ’Westinghouse’ buzdolaplarının kompresör basıncını ölçmem gerekir" türünden bir mazerete başvuracaksın.
Tavariş, oldu olacak, bari ineklerin otladığı çayırlardaki ot kalitesini ve kasapların kullandığı bıçaklardaki biley derecesini de denetlemek için, her Amerikan merásına ve her Amerikan mezbahasına birer "komiser" yolla!
* * *
ASLINA bakarsanız, "G-8" zirvesi sırasında diş kovuğuna kaçmayacak ölçüde bir ayrıntı oluşturan yukarıdaki gerekçeyi kasten öne çıkarttım.
Çünkü, velev ki Ortadoğu’daki son gelişmeler Sen Petersburg toplantısı gündemini allak bullak etmiş ve dikkatleri Baltık şehrinden Akdeniz Beyrut’una çevirmiş olsun, oturum henüz noktalanmadan şunu hemen söyleyebiliriz:
Rusya’nın sırf ABD’yle değil, Avrupa ülkeleriyle de arası giderek daha çok açılıyor!
Neva ırmağının nispeten birbirlerine yakın kıyıları da bu gerçeği gizleyemiyor.
Zaten burada da, yukarıdaki "sığır eti" (!) gerekçesinin traji-komikliğine ek olarak, Vladimir Putin Rusya’sının diğer tüm "G-8" devletlerine olan farklılığını vurgulamak için, yine "ayrıntı"ymış gibi ama özünde işte o "farklılığı" yansıtan olguyu saptamak gerekiyor.
* * *
"G-8" bugüne dek nerede toplandıysa istisnasız hepsinde, "Zenginler Zirvesi"ne karşı çıkan yerli ve uluslararası "anti-küreselleşmeciler" orada ikinci bir mihrakoluşturdular.
Çoğu defa hır güre dönüşen kitlesel gösteriler düzenlediler.
Her halükárda da, belki bizzat liderler kadar medyanın odak merkezine dönüştüler.
Onaylarız veya onaylamayız apayrı bir mesele ama, bu, sivil toplum geleneği üzerinde yükselen demokrasilerin "olmazsa olmaz" ifade özgürlüğü içinde yer alır.
Sen Petersburg’dan böyle "alter-küreselleşmeci" haber duydunuz ve okudunuz mu?
Yok, çünküzaten vize verilmediği için oraya ancak bir avuç olarak gelebilen ve "cö" demeleri bile yasaklanan o tek tük "anti-küreselleşmeci" dahi şehrin öte yakasındaki bir futbol stadyumuda, eli maşalı zaptiye tarafından "mecburi kampa" alınmış bulunuyor.
Evet evet, Vladimir Putin Rusya’sının farklılığı daha ilk ayrıntıda göz çıkartıyor.