‘ŞİMDİ Fransa’yı cezalandırmamız, Almanya’yı umursamamamız, Rusya’yı ise affetmemiz gerekiyor’.
Yukarıdaki sözleri, salı günü Colin Powell’in yerine ABD dışişleri koltuğuna oturan Condoleezza Rice Irak savaşı sürecinde söylemişti.
Eh, bundan sonra siz siz olun ve ‘W’ rumuzlu George Bush’un ‘ikinci devre’de ‘yumuşayabileceğine’ (!) dair teorilere hálá inanmaya çalışın!
Ben 2 Kasım seçimleri ertesi yazdığım ilk yorumda böyle bir ‘yumuşamaya’ ihtimal vermediğimi, fakat yine de yanılıyor olmayı tercih edeceğimi vurgulamıştım.
Ama heyhat, Washington’daki son kabine değişiklikleri öngörümü haklı kılan ve bu tür bir ‘yanılma’ payını daha da asgariye indiren bir manzara sundu.
* * *
ÖYLE, zira ilkin, ABD yönetiminde Avrupa ve Ortadoğu lisanlarını tek konuşan ve buralarda ‘yegáne partöner’ addedilen kişi Powell’dı ki, düşünün, o bile gitti.
İlk dört yıl boyunca, Başkan Yardımcısı Dick Cheneyve Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in ‘yeni muhafazakár’ hezeyanlarıyla cebelleşen ve her seferinde yenik düşen emekli general, ‘yaşımı başımı aldım, çok yoruluyorum’ mazaretinin arkasına saklanarak, baştan söylediği gibi, istifasını veriverdi.
Powell’in yerini alan ve kendisine ‘Condi’ciğim’ diye hitáb eden Bush’la ‘ailecek sıkı fıkı olan’ olan Condoleezza Rice ise, başta zikrettiğim ‘cezalandırma, umursamama, affetme’ gibi ‘yüksekten uçan’ sözlerinin de ortaya koyduğu gibi, Beyaz Saray Güvenlik Danışmanlığı sırasında daima ‘şahin’ kanadı temsil etti.
Velev ki onun ‘şahinliği’ Washington’daki ‘yeni muhafazakárlar’ın ‘evrensel demokrasi mühendisliği’nden (!) kısmen farklılık arzediyor olsun?
Diplomasiyi biraz daha ön plana çıkartsa bile Rice asla ‘hayra yorulamaz’!
* * *
TEK istisnası, zaten baştan beri ‘W’ rumuzluya oynayan Putin için geçerlidir. Hazret şimdi Çeçenlere daha da rahat saldıracağını bilerek el ovuşturuyordur. ‘Doğucu’ (!) Condoleezza Rice pek sevdiği ‘Rusyacığını’ kollayacaktır.
Ama o Rusya’nın dışında, ne Avrupa’sı, ne Ortadoğu’su, ne de Afrika’sı ‘Kara Leydi’nin yönlendireceği yeni Amerikan dış politikasına güven duyamaz.
Nitekim, eski Sovyet Bloku ülkeleri hariç Rice’nin dişişlerine tayin haberi tüm AB başkentlerinde deyimin tam anlamıyla ‘soğuk duş’ etkisi yaptı.
Dolayısıyla, tekrarlıyorum, bugün yeni Bush döneminin ilkinden ‘mutedil’ olabileceğini düşünmek 2 Kasım seçimleri ertesinden de daha zordur.
* * *
ÜSTELİK, Washington’daki ‘nöbet değişimi’ sırf dışişleri tayiniyle değil, öteki atamalarla da hiç mi hiç ‘hayra alámet’ işaretler vermiyor.
Rice’nin ‘sağ kol’ addettiği Steve Hadley’in kendi yerine ‘Güvenlik Danışmanı’ sıfatıyla gelmesi veya adalet bakanı makamına ‘W’ rumuzlunun yine en yakınlarından olan Alberto Gonzales’in oturması, bir nebzecik bile ‘kan tazelemek’ niyeti taşımayan Bush’un hepsi bildik isimlerle tam bir ‘Başkan’ın adamları’ kabinesi kurduğunu ortaya koyuyor.
Yani, şimdi seçim meşruiyetini de arkasına almış olan Teksaslı kovboy atın dizginlerini bu ikinci devrede, birincisinden bile daha sıkı tutacaktır.
Ve eyvah, adam sırf düldül beygirin değil, dünyanın dizginlerini de tutuyor!