Unutulmayan aşk mı var

Reddedilmek erkeğin kolay kolay kabullenemeyeceği ve onur meselesi yaptığı bir davranış.

Haberin Devamı

Üstelik evli olduğu halde, karşısındaki gencecik kızın kendisine hayran olduğunu keşfetmek, ama arkasının gelmemesi o genç adamı bıktırmış olmalı... “Bütün bunlar şakaydı” demesi bunu gösteriyor ya da o da kaçmayı seçmiş bu ilişkiden.
Aslında, iyi ki böyle sonuçlanmış, iyi ki gerçek bir ilişkiye dönüşmemiş.
Bu genç hanımın “Böylesi daha iyi oldu” diyen o yanını dinlemesi çok daha akıllıca.
Zaman her şeyin ilacıdır, gerçekten. Unutulmayan aşk mı var bu hayatta?

Bir yanım onun için can atarken diğer yanım vicdan azabıyla yanıp tutuştu

Merhaba Feyza Abla, ben 19 yaşındayım. Çalıştığım yerde kendimden 14 yaş büyük bir müşterimizden hoşlanıyordum. Her şubeye geldiğinde kalbim deli gibi atıyordu. O gidinceye kadar, hatta gittikten sonra bile kendimi alamıyordum ondan.
O yıl onu tanıdığım haziranın başından eylül sonuna kadar o işyerindeydim. Sonra işten ayrıldım. Aradan üç ay geçti. Ama aklımda hep o vardı. Ocak ayında babam rahatsızlandı. Bu yüzden işe geri döndüm. Ve yine onunla karşılaştık. İlginç bir rastlantı sonucu, babamın kaldığı hastanede onun babası da yatıyordu.
Biz bu durumda birbirimize destek olduğumuz her gün daha fazla yakınlaşmaya başladık. Bir gün işim gereği kendi telefonumdan aradım onu. Görüşmeyi kısa keserek kapattık. Aradan 5 dakika geçmeden bir mesaj attı; “İyi misin canım?” diye...
Kalbim her zamankinden daha da hızlı attı. Mesajlaşmaya başladık. Ben kendisine bey, diye hitap ettiğim için kızdı. Ona sadece adıyla seslenmemi istedi. Böylece samimiyetimiz biraz daha ilerledi.
Babasını kaybettiği gün yanında olmaya çalıştım telefonla. Onun yanında olamıyordum, çünkü evliydi. 3 buçuk yaşında bir çocuğu vardı. Aradan geçen zaman içinde konuşmaya devam ettik ve bir gün benim ondan hoşlandığımı anladığını söyledi. Öyle cümleler kuruyordu ki, sanki o da benimle aynı duyguları paylaşıyor gibiydi. Bir yanım onunla olmak için can atarken, diğer yanım daha yolun başında, vicdan azabıyla yanıp tutuşuyordu. O yüzden hep tersledim onu.
Bir gün beni çok istediğini söyledi ve dayanamadım artık. Bana pazar gününü ayırmasını söyledim. Ama yapmadı. Bir parantez; ben onu her terslediğimde söylediği her şeyin şaka olduğunu ama benim anlayamadığımı söyledi. Daha sonra artık işyerime gelmemeye başladı. Mesajları kesti. Yolda gördü beni, yüzüme şöyle bir baktı, döndü arkasını gitti.
Onun bu davranışı her geçen gün daha da acıtıyor canımı. Bir yanım “böyle olması daha iyi oldu” derken; diğer yanım onunla paylaştığı bir gün bile olmadığı için kahroluyor. İçimdeki özlem bitmiyor.
O mesaj atmıyor diye ben de hiç yaklaşmıyorum.
Dayanmaya, kendime bir düzen kurmaya çalışıyorum, ama yok! Ben ne yapacağım şimdi? Onsuz nasıl devam ettireceğim hayatımı?

Rumuz: B. Can

Yazarın Tüm Yazıları