Paylaş
20 yaşındayım ve bir ilişkim var. İlk başlarda çok fazla hevesliydim, çok âşıktım ve çok seviyordum.
Romantik bir ilişkim vardı. Fakat zamanla kalbimi kıran bazı hataları oldu. Tabii ki yeri geldiğinde affettim.
Ama zaman geçtikçe daha fazla öfkelenmeye başladım.
En ufak sorunda öfke patlaması yaşıyorum ve hemen konuyu ayrılığa getiriyorum. Sürekli sorun çıkmasını istiyor gibiyim sanki mutluluğu reddediyorum.
Ondan uzaklaştıkça, yalnız kaldıkça kaygılarım azalıyor.
Onunla birlikteyken sürekli düşünmekten başka hiçbir şey yapamıyorum. “Acaba onu gerçekten seviyor muyum” diye bir ses var kafamın içinde ve beni kaygılandırıyor.
Sanki kaygımdan kaçmak için ondan ayrılmak istiyorum.
Ayrıldıktan sonra onu özlemeye başlıyorum, içimde acı birikiyor.
Kendimi suçluyorum.
Çocukken ailem tarafından sevgi görmedim. Sadece sorumluluk sahibi oldukları için ilgi gösterdiler. Ruhumu okşamadılar, sevgi sözleri söylemediler.
O yüzden mi ben de birini sevmekte zorlanıyorum?
Sanki sevmek için kendimi zorluyormuşum gibi...
Çok yoruldum Güzin Abla ve onu sevmeseydim bu kadar çok düşünmezdim sanırım.
Bana yaptığı hataları zorla hatırlayıp ondan nefret etmeye başlıyorum. Sürekli ona karşı saldırgan davranıyorum.
Öfke patlaması yaşıyorum. Onu kırıyorum, ani kararlar alıp ondan ayrılıyorum.
Bundan rahatsızlık duyuyorum ama düzeltemiyorum. Nasıl olur da deli gibi âşıkken şimdi onun sevgisine inanmaz, güvenmez oldum aklım almıyor.
Belki de bahsettiğim gibidir. Ben yaralı bir kız olduğum için mi sağlıklı ilişki yaşayamıyorum?
Ben toksik biri miyim? ◊ Rumuz: Ben yaralı mıyım?
YANIT
Sevgili kızım, toksik insan başarısızlıklarını ve mutsuzluğunu karşısındakine yansıtandır. Bu tür insanlar kendileri mutlu olamadıkları gibi, başkalarını da mutsuz etmekte çok başarılıdır.
Senin böyle biri olduğunu düşünmüyorum.
Bu senin durumun aslında sık sık karşılaştığım bir sorun. Sevgisiz büyüyen çocukların, ileride sevgi vermekte de zorlandıkları bu sorun yalnızca eşler ya da sevgililer arasında görülmüyor.
Zaman zaman çok acı ama çocuklarına da yönelik böyle bir eksiklik hissettikleri de görülebiliyor. Özellikle de anne sevgisinden mahrum büyüyen çocuklar, ileride büyüyüp yuva kuracak yaşa geldiklerinde sevmekte zorlanabiliyor. Bu yüzden hata üstüne hata yapabiliyorlar. Bu evliliklerini de büyük ölçüde etkiliyor.
Kendi öz evlatlarını sevmekte zorlanıyorlar, bu yüzden de tıpkı kendileri gibi sevgisiz büyüyen evlatlar yetiştiriyorlar. Böylece bu kısırdöngü uzayıp gidebiliyor.
Bunu aşmak kolayca oluverecek bir şey değil. Kendi kendine başa çıkamayabilirsin.
Belki de bir süre bir terapistin yardımını alman da gerekebilir. Ancak eğer karşına gerçekten sana sevgiyi, sevmeyi, sevilmeyi öğretebilecek güçte çıkarsa, bu daha kolay olabilir elbette.
Çocukluğunun yaralarını böyle bir sevgi sarabilir.
Burada tek bilmek istediğim, bu sevgilin olan kişi için “bana karşı hatalar yaptı” diyorsun da bu hatalar neydi, bir söyleseydin keşke...
Belki de aslında çok da önemli şeyler değildi. Ya da aldatma gibi seni gerçekten kırabilecek düzeyde birtakım olaylar yüzünden ondan soğuduğunu hissetmiş de olabilirsin. Ama onu çoğunlukla affedebildiğine göre, belki de pek önemli değildi, sen büyütüyordun.
Bilmem ama bu genç adam senin tüm bu öfke patlamalarına katlandığına göre sana samimiyetle bağlı, seni gerçekten seviyor gibi görünüyor.
İlişkini biraz da bu sana anlattığım yönleriyle gözden geçir istersen...
Paylaş