Sevdiğim adam tecavüz suçlamasıyla hapse girdi

Merhaba Güzin Abla, ben Fransa’da yaşayan genç bir işkadınıyım. Yaklaşık altı ay önce Türk kökenli genç bir işadamıyla tanıştım ve görüşmeye başladım. Birkaç ay görüştük.
Daha sonra bu adam tecavüz suçuyla hapse girdi. Öğrendiğimde günlerce kendime gelemedim.
Fransa’nın ünlü gece kulüplerinden birinin sahibi olan bir kadına, uyuşturucu kullandıktan sonra tecavüz ettiği iddia ediliyordu.
Dört ay hapiste kaldı. Yapılan incelemeler sonucunda bu suça dair bir delil bulunamayınca serbest bırakıldı.
Ayrıca yapılan testlerde uyuşturucu kullanmadığı da ortaya çıktı. Ama kadın, kendisine tecavüz edenin o olduğu konusunda ısrar etti ve üst mahkemeye başvurdu. Dava hâlâ devam ediyor.
Tüm bunlar olurken, ben bu adamın abisinden, onun altı yıl önce de tecavüz suçlamasıyla tutuklanıp, serbest bırakıldığını öğrendim.
İkinci şok oldu bu benim için. Ailesi ve arkadaşları iki suçlamanın da onun terfi dönemine denk geldiğini söyleyip, bu işin içinde başka bir şeylerin olduğunu düşünüyor ve araştırıyorlar.
Öncekini bilmiyorum ama sonuncusunda gerçekten de terfi almak üzereydi ve çok iyi bir konuma gelecekti şirkette.
Hapisten çıkınca şirketine geri döndü.
Ailesi, akrabaları, iş arkadaşları böyle bir şeyi onun yapmayacağından emin oldukları için, onu çok iyi karşıladılar.
O da hapisten çıktıktan sonra “Sana ihtiyacım var. Zor günlerden geçiyorum. Beni yalnız bırakma” dedi ama benim pek içime sinmiyor.
Bir yandan görüşmek istiyorum. Bu olaydan önce kendisinden çok hoşlanıyordum.
Diğer yandan tiksinmeyle karışık bir şeyler hissediyorum ona bakınca.
Karakter olarak çok düzgün biri. Yakışıklı, zengin, harika bir işi de var. Sıcakkanlı, insanlarla kolayca arkadaş olabilen bir adam.
Bu suçlamayla yargılanacak son kişiydi sanırım gözümde. Kafam çok karışık. Sence ona bir şans daha vermeli miyim?
Ona inanmalı mıyım?
◊ Rumuz: Ayışığı

YANIT

Sevgili kızım, tabii ki bu tür olaylar karşısında sevdiğin gençten kuşkulanmakta haklısın.
Bu tür suçlamalar, oldukça ağır ve bir kişinin hayatını karartacak düzeyde. Ondan soğuduğunu hissetmen de çok normal.
Ancak işin bir de diğer yüzü var. Yurtdışında da her yerde olabileceği gibi kıskanç, ahlaksız, çekemedikleri birine iftira atmaya hazır tipler var.
Bu genç adama iki kez, hem de işyerinde üst düzey bir mevkiye ulaşmak üzereyken bu şekilde iftira atılması, aklına başka bir suçlama gelmeyen bir düşmanının onun yükselmesine engel olmaya çalıştığını düşündürüyor haliyle.
O kadına para veren birileri bu suçlamayı yapmasını sağlamış olabilirler.
Tabii ki bu konunun aydınlatılması polisin ya da hukukçuların işi. Ama bu anlattığın adamın böyle bir suç işleyebilmesi bana da pek mantıklı gelmedi.
Eğer ondan soğuduysan yapılacak pek bir şey yok.
Ama istersen bir de mahkemenin sonuçlanmasını bekle.

Hayatıma kimseyi alamıyorum

Merhaba Güzin Abla, insanlara olan güvensizliğim yüzünden hep yalnız kalıyorum. Etrafımda çok insan olmasına rağmen kimseye duygularımı açamıyorum.
21 yaşındayım ve hayatıma kimseyi alamıyorum bu korkularım yüzünden.
Şu ana kadar sadece bir kişiyi alabildim hayatıma, o da çok uğraştıktan sonra...
Kendisi benim için çok çabaladı ama olmadı.
İkimiz de çok sevmemize rağmen saçma bir sorun yüzünden kısa süre sonra ilişki bitti.
Onun üzerinden de
2 yıl geçti.
Okulumu erken bitirdim, çalışma hayatına girdim. Hayatımda hiçbir sorun yok ama bende hep bir şeyler eksik, tamamlayamıyorum.
Arkadaşlarımın hayatlarında hep birileri var, mutlular. Korkutuyor artık beni bu durumum.
Birine güvenmek istiyorum. Yalnızlıktan, her sorunu kendim yenmeye çalışmaktan çok yoruldum. Diğer yandan ise kimseyle olmak istemiyorum.
Lütfen bana bir akıl verin.
◊ Rumuz: Kafası karışık

YANIT

Yaşını yazmasan diyeceğim ki, bu genç hanım 30’larını geride bırakmış, hâlâ istediği gibi bir beraberlik yaşayamamış, kimseyi sevememiş. Ama yaşın daha 21’miş...
Sevgili kızım ne gördün, ne yaşadın, bu kadar genç yaşta nedir bu karamsarlık?
Kimseye güvenemiyormuşsun, duyan da başından iki nişan, üç evlilik geçti de dünyan karardı, terk edildin, aldatıldın, erkeklere güvenini kaybettin zanneder.
Elbette seveceğin, sevileceğin biri çıkar karşına, acelen ne?
Bir arkadaşlık yaşamışsın, olmamış. Hem zaten çok gençmişsin. Hâlâ öylesin.
Hayat da, gençlik de öyle kısa ki, bir bakıyorsun yıllar geçmiş ve sen gereksiz takıntılar ve endişeler yüzünden, ortada hiç de önemli bir şey yokken, hayatını bunalım içinde tüketmişsin.
Önce güvenmeyi öğren, gerisi kolaylıkla gelir.