Paylaş
Güzin Ablacığım... Ben Sevim Arkan... İki arkadaşım Ayşe Köse ve Uğurcan Saban’la size sesleniyoruz.Allah’ın sessiz canlarına işkence yapan, şiddet uygulayan, tecavüz eden ve katleden, buna karşılık 250-400 TL ceza karşılığında serbest bırakılan insanların rahat rahat sokaklarda gezmelerini istemiyoruz.Çünkü bunlar çocuk tacizcileriyle, katillerle aynı suçu işliyorlar. Bunların çoğu, maalesef merhamet duygusu olmayan vicdansız kişilerdir. Ve bunlar için artık ağır cezalar istiyoruz. Hayvanlara işkencenin ve onları vahşice öldürmenin yasalarda kabahat değil artık suç sayılmasını istiyoruz. Ancak böyle cezaların caydırıcı olacağına inanıyoruz. Belediyelerin görevlerini tam olarak yapmalarını, kısırlaştırma ve aşılarının yapılmasını, böylece hastalıklarının önlenmesini, mama ve su odakları kurulmasını, ayrıca bu canların çöplüklere atılmamasını bekliyoruz.Onların da bir can olduğunun kabul edilmesini, yasaların da buna göre düzenlenmesini istiyoruz. Ben ve arkadaşlarım bu yola baş koyduk, sizlerden de destek olmanızı, sessiz canlarımız için sesimizi duyurmanızı istiyorum. Biz bu uğurda açlık grevine başladık. Bu açlık grevimizin 12’nci gününde, ölüm sınırına geldiğimiz için jandarma olaya el koydu ve bizi hastaneye kaldırdılar. Hayvanlarımızı ölüme terk etmemek için acele edilmesini istiyoruz. Artık bu canların yaşama hakkı olduğunu herkese gösterelim. Benim canım feda olsun ama yeter ki bu sessiz canlara dokunan eller kırılsın. Allah’a emanetsiniz, belki de bu benim son yazımdır. Lütfen bizlerin sesi sizler olun, sesimizi yetkililere duyurmak için başka çare bulamadık. Ancak sesimizi AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç duydu ve bizi hastanede ziyaret etti. Eksik olmasın, bu konuda elinden gelen yardımı yapacağına söz verdi. Umarım sayın bakanımız da aynı duyarlılığı gösterir.Sevgi ve saygılarımla... SEVİM ARKAN
YANIT:
Çok sevgili Sevim Hanım... Hayatınız pahasına bu açlık grevine girerek kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardınız bence. Ama asıl önemlisi yetkililerin, yasa koyucuların dikkatini çekmek... Onların vicdanına seslenebilmek.
Çünkü gerçekten sorun giderek büyüyor. Gün geçmiyor ki bir yerlerde onlarca köpeğin zehirlendiği, yavru köpeklerin tecavüze uğradığı haberleri canımızı yakmasın.
Son olarak Alanya’da 50 kedinin bir çöp konteynerinin civarında zehirlenmiş olarak bulunduğu haberini dehşetle izledim.
Bütün bunlar bu canların Allah’ın yarattığı varlıklar olarak görülmemesi, gereksiz ve rahatsız edici bulunması yüzünden... İnsanlar dünyayı paylaşmakta zorlanıyor, hayvanları eşya gibi görüyor.
Cezalar da sokakta bulunan eşyaya zarar vermekten öteye gitmiyor, kabahatler sınıflandırılmasına göre uygulanıyor zaten... Bu vicdansızlar, suçları asla cana zarar verme gibi görülmediği için hapis cezası da almıyorlar. Bu yüzden ellerine aldıkları boğulmuş kediyi sallayarak, internetten sırıta sırıta fotoğraf paylaşabiliyor, tekmeyle dereye fırlattıkları kedinin videosunu çekerken kahkahalar atarak eğlenebiliyorlar.
Biz hayvanseverler ne kadar üzülsek de, Facebook ya da Change org gibi bazı mecralarda sesimizi duyurmaya çalışsak da, yetkililere ulaşamıyoruz. Ben yıllardır köşemde bu yasanın ağırlaştırılması için yazıp dursam da olmuyor, sesimi duyuramıyorum.
Ama sanırım artık bıçak kemiğe dayandı. Biz bu canlarımızın eziyet çekmesine katlanamıyoruz. Sevim hanım ve iki arkadaşı, sadece su ve çay içerek sürdürdükleri açlık greviyle bu konuya çok özel bir şekilde dikkat çektiler... Azimli ve kararlılardı, ölümü göze almışlardı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na... Bu defa ölüm çığlığı atarak seslerini duyurmak istiyorlar. Ben de onların destekçisiyim. Lütfen aramızda dolaşan bu katillere, canilere caydırıcı hapis cezaları uygulansın.
Artık kapımızın önünde yıllardır baktığımız, beslediğimiz köpek ve kedilerin, ağzından burnundan kan gelmiş, gözleri acıdan dışarı uğramış haldeki cansız bedenlerini görmek istemiyoruz. Ve unutmayın ki, bu caniler bunu kedi ya da köpek gibi canlara yapabiliyorlarsa, aynı şeyi çok rahatlıkla çocuklara, yetişkinlere de yapabilir.
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Sevil Atasoy da yıllardır bizleri bu konuda uyarıyor.
Lütfen bu konuyu ele alın artık. Bizim istediğimiz sadece sokak hayvanlarına yapılan eziyet ve cinayetlerin kabahat sınıfından çıkarılması, bu canilerin insanlara karşı suç işleyenlere verilen cezalarla cezalandırılması...
Tüm hayvanseverlerin bu konuda bize destek olacaklarına inanıyoruz.
Paylaş