Merhaba ablacığım, ben 22 yaşında bir genç kızım. 1.5 yıldan beri bir gençle çıkıyordum. İşyerlerimiz birbirine yakındı. Hafta sonları buluşup, birlikte çok mutlu anlar geçiriyorduk. Evliliği ciddi bir biçimde düşünüyorduk. Beni çok sever gibi görünüyordu. Bana çok düşkündü. Fakat bir gün geldi ve bana, ailesini ikna edemediğini, bu yüzden benimle evlenemeyeceğini, ailesinin bu ilişkiye kesinlikle karşı çıktığını, beni gereksiz yere oyalamak istemediğini söyleyip, beni terk etti.
Ancak bir süre sonra bensiz olamadığını söyleyip, tekrar beraberlik teklif etti. Ben de ailesiyle olan sorunlardan söz etmemeye karar verdim ve arkadaşlığımız şu son birkaç gündür yeniden başladı. İkimiz de çok mutluyuz. Evliliği ve diğer konuları hiç konuşmuyoruz. Bu yüzden de ilişkimiz çok iyi gidiyor. Onun yanında eskisi gibi çok mutluyum.
Tek umudum ailesiyle olan problemini çözmesi. Bunu bekliyorum. Zaten beni hiç tanımadıkları halde neden bu kadar kesin bir şekilde karşı çıktıklarını da anlamış değilim. Size göre böyle davranıp, onunla tekrar başlamakla hatalı mıyım?
n RUMUZ: SON UMUDUM
Sevgili kızım, seni hiç tanımadan, kişiliğin hakkında en ufak bir bilgi edinmeden sana karşı olduklarını söyleyen, evliliğinize kesin bir dille engel olan bir ailenin yumuşayacağını pek sanmıyorum. Sen de bu konuda pek umutlu olma....
Benim umudum, bu gencin, ailesinin bu anlamsız tavrına karşı gelip, seninle mutlu olduğunun bilincinde olarak, seninle ailesine rağmen evlenmesi... Çalışan ve ailelerine bağımlı yaşamayan gençlersiniz. Kendi yuvanızı kendiniz kurabilirsiniz.
Bu genç adamın ailesi belli ki ya onu memlekette, belki de hiç tanımadığı bir kızla evlendirmeyi hayal ediyorlar ya da orada bulunan bir akraba kızıyla evlenmesi için ikna etmeye çalışıyorlar. Genellikle aileler bu isteklerini sonunda gerçekleştiriyor ve evlatlarını hiç tanımadıkları, hiç sevmedikleri birileriyle evlendirip, onu ömür boyu mutsuzluğa mahkum ediyorlar.
Umarım yanılırım da belki ilk kez böyle bir aile, seni zaman içinde tanıyıp severek, ikinizi de sonsuza kadar mutsuz etmekten kaçınır. Evliliğiniz de herkesin uyumu ve onayıyla çok mutlu bir şekilde gerçekleşir. Biraz daha sabırla bekle bakalım.
Kendimi evlilik için çok genç hissediyorum
Güzin Abla; ben 20 yaşındayım. Yaklaşık bir ay sonra evleneceğim. Eşim olacak insan hem maddi hem de manevi yönden güvenebileceğim biri. Aşk evliliği yapıyorum. Ben de kendini geliştirmiş biriyim. Üniversite mezunuyum, özel sektörde iyi bir konumda çalışıyorum.
Fakat yaşımın küçük olmasından dolayı, sürekli yanlış yapacakmışım gibi birtakım duygulara kapılıyor, karşımdaki insanı da üzüyorum. Acaba evlilik için biraz daha beklemeli miydim? Sence gerçekten çocuk yaşta mıyım?
n RUMUZ: KARIŞIK DUYGULAR
Hayır kızım, hiç de çocuk yaşta değilsin. Evlilik için kendini genç hissedebilirsin, evlilik hayatına henüz hazır olmadığını düşünebilirsin, çocuk ruhlu olabilirsin, ama çocuk değilsin... Yine de madem bu tür duygu ve düşünceler içindesin, biraz daha uzat evlilik tarihini... Evleneceğin genç eğer seni seviyorsa, bir yıl daha bekleyebilir pekala.
Bazı genç kızlar, baba evinden çıkıp koca evine giderken bocalayabilirler. Endişe ve korku duyabilirler. Bu çok doğal bir şey. Evlilik sorumluluk demektir. Bu sorumluluğu almak için henüz kendini daha çok genç hissedebilirsin. Evlilik tarihini biraz ileriye atabilirsen, iyi olur.
Ama bunu yapman mümkün olmazsa, hiç değilse ailene yakın bir yerde oturmayı şart koş ve kendini hazır hissetmeden, aman kızım, sakın çocuk yapma. İşte asıl o zaman ne olduğunu şaşırırsın... Sana da çocuğa da yazık olur.
Avrupa’da aile kavramı giderek unutuluyor
Merhaba Güzin Abla, size kısaca Avrupa’daki Türk ailesinden söz etmek istiyorum. 31 yıldır Almanya’da, 12 bin nüfuslu bir kasabada yaşıyorum. Bizim buradaki Türk kadınlarına neler oluyor, anlamak mümkün değil. Evli, çoluk çocuk sahibi kadınlar, Almanlarla gizli aşk yaşıyorlar. Bu kadınların sayısı inanılmaz düzeyde... Diyebilirim ki her 100 Türk ailesinin 3’te 1’i gizli aşk yaşamakta...
Bunun psikolojik olarak çocukların üzerindeki etkisi çok ciddi... Kimsenin evinde huzur yok. Bir ay geçmiyor ki bir aile daha dağılmasın, bir çift daha boşanmasın! Üstelik bu yalnızca benim yaşadığım kasabada değil; başka yerlerde de görülüyor. Bu yüzden gençler evlenmekten korkuyor!
Oysa eskiden böyle değildi, bu olaylar son 10-15 yıl içinde görüldü. Bu gidişe nasıl dur demeli?
n RUMUZ: KAHPE FELEK
Avrupa’daki durumu tabii ki sizin kadar bilemem. Aslında tüm dünyada aile kavramı darbe alıyor, evlilikler kolaylıkla yıkılıyor. Ancak yine de abarttığınızı düşünüyorum.
Umarım böyledir de... Her ne kadar sizin gibi içinde yaşamasam da, Almanya’dan bana çok mektup gelmekte... Bu nedenle Almanya’daki Türk kadınının duygularını, düşüncelerini, ruhsal durumunu ve aile yapısını iyi bildiğimi sanıyorum. Eğer olay sizin dediğiniz gibi olsaydı, kadınlar bana eşlerini şikayet etmez, aldatıldıklarını söylemez, üzülmez, onlar da erkekler gibi günlerini gün ederlerdi. Ama durum hiç de öyle değil.
Tam tersi, erkekler kafelerde, barlarda gezerken, kadınlar ise evde çile dolduruyorlar gördüğüm kadarıyla... Yani değişen bir şey yok. Sanırım siz durumu tek taraflı yorumlamaktasınız.
Genç kızlar ve erkekler ise aileler tarafından küçük yaşta ailenin belirlediği birileriyle zorla evlendiriliyor ve mutsuz oluyorlar. Kısaca durum bu... Eğer sizin dediğiniz gibi olsa, kadınlar, kızlar bana yana yakıla mektup yazmazlardı. Birkaç kötü örnek olabilir elbette, ama bunu genelleştirmemeliyiz.