Güzin Ablacığım, ben 21 yaşında yeni evli genç bir kadınım. Henüz bir bebek için eşim de ben de hazır değiliz. Bu nedenle hamile kalmaktan çok korkuyorum. Bu yüzden uykularım kaçıyor.
Eşimle istediğim gibi beraber olamıyorum. Ona da bunu hissettiriyorum. Doğum kontrol hapı kullanmak istemiyorum, yan etkileri var.
Acaba bir komşumun söyledikleri doğru mu? Bildiğimiz papatyayı kurutup, adet döneminden birkaç gün önce kaynatıp sabahları aç karnına bu suyu içersem, hamile kalmamı önler, adet kanaması hemen ortaya çıkarmış. Ya da maydanozun kaynatılıp suyunun içilmesi hemen adet söktürür ve gebelik varsa bile sonlanırmış. Siz ne dersiniz? Bu doğru mu?
Yapayım mı, papatyanın bir zararı var mıdır? Maydanozun böyle etkileri var mıdır gerçekten? Bana kısa zamanda cevap verirseniz çok sevindirirsiniz.
RUMUZ: KAYSERİ’DEN Ö
Sevgili kızım, hamile kaldınsa, papatya ya da herhangi bir bitki hamileliğin sonlandırılmasına yardımcı olamaz. Bir kere bunu iyice kafacığına yerleştir.
Bugün artık pek çok doğum kontrol yöntemi var. Mutlaka hap kullanmak zorunda değilsin. Ve bunlardan kendine en uygun olanı kullanabilirsin. Papatyaya gelince, adet gecikmesi eğer sinirsel ve da bir başka nedene bağlıysa, papatya suyu kaynatılıp içilebilir gerçekten. O zaman işe yarar. Hatta sancılı adet görmeye de çok yararı dokunur. Ama dediğim gibi hamileysen bir işe yaramaz.
Aynı şekilde, maydanozun da yoğun C vitamini dışında, adet döneminde adet söktürücü özelliği olduğu bilinir. Hatta yıllar önce Apyol Enver diye bitkisel bir ilaç vardı, şimdi artık satılmıyor. Özü tümüyle maydanoz köküne dayalıydı. Ve özelliği adet söktürmek, adet dönemindeki sancıyı gidermekti.
Papatya da kurutulmuş olarak aktarlardan alınabilir. Kaynatıldığında her sabah bir bardak suya 1 kaşık hesabıyla içilirse, adet sancılarına iyi gelir. Solunum yolları iltihaplanması ve ses kısıklığına da çok yararlıdır. Kaynatılıp, lapa şeklinde tülbent arasında kullanılırsa, yaranın çabuk kapanmasına da yardımcı olur. Ama böyle hamileliği önlemek ya da düşük yapmak gibi beklentileriniz olmasın.
Tsunami kurbanları için bağış kampanyaları
Her ne kadar bazı köşe yazarları ‘ölenle ölünmez, eğlenceye tam gaz devam’ diye yazsalar da, bütün dünyada olduğu gibi, bizde de Güney Asya’daki deprem ve tsunami felaketzedeleri için bağış kampanyaları başlatılması içime su serpti.
Bizden kilometrelerce uzakta da olsalar, sonuçta 150 bin kişi yok olmuş. Bu kadar ocak sönmüş. Bu, her an bizim de başımıza gelebilecek bir felaket.
Pazar günkü Hürriyet Gazetesi’nde, sanat dünyasının ünlü isimleri bu konudaki duyarlılıklarını açıklıyorlardı. Tüm dünyadaki bağış ve yardım yarışına dikkat çekiliyordu. Bizde de, Magazin Gazetecileri Derneği, bu amaçla 16 Ocak Pazar günü Mydonosse Showland’de sekiz saat sürecek bir konser düzenliyor.
İstanbul Valiliği yardım kampanyası için banka hesap numaraları saptamış. Cep telefonundan da 2868’e mesajla bağış yapılabildiği gibi, Kızılay da yardım kampanyası başlatmış.
İşte her şeye rağmen, merhamet gibi, sevgi gibi, yardımlaşma gibi, insan olmanın gereği duyguları hala kaybetmediğimizi görünce, ‘şükürler olsun, insanlık ölmedi’ diye düşündüm. Ve ben bu yüzden insanlara, gençlere, özellikle de siz okurlarıma inanıyorum, güveniyorum. Biliyorum ki, elinizden geleni yapacaksınız.
Nişanlımın ailesi beni istemiyor
Sevgili Güzin Ablacığım, ben 17 yaşında genç bir kızım. Okulumu yeni bitirdim ama ne yazık ki meslek sahibi olamadım. Ben de temizlik işinde çalışmaya başladım.
Temizlediğim büroda 27 yaşında genç bir çocuk tanıdım ve birbirimizi çok sevdik. Ailesi beni istemeye geldiğinde, önce ailem vermek istemedi. Sonunda kabul ettiler. Ve nişanlandık.
Ama ailesi sorun çıkardı. Bizim sorunlu bir aile olduğumuzu söylediler, ailemi kötülediler. Nişanlımın da aklını çelmeye kalktılar. Beni bırakması için baskı yaptılar. Bu durumda sadece nişanlım ve benim ailem düğünümüzü yapacağız. Ama o beni, arada sırada iğneli sözlerle ağlatıyor. Önce annesinin ağzının içine baktığını, şimdi ise benim sözümden çıkmadığını söylüyor. Yine de ona pek fazla güvenemiyorum? Hayatımı mahvetmek istemiyorum. Ama onu da çok seviyorum, bana yardım et ablacığım.
RUMUZ: ÇARESİZ KIZ
Sevgili kızım, bilmem neden nişanlına güvenmiyorsun? Adam, seninle evlenmem demiyor ki. Hem bak senin ağzının içine baktığını da itiraf ediyor. Arada bir belki sen de dayanamayıp onlar hakkında atıp tutuyorsan, adamcağız da ne yapsın?
Aileler arasında evlilik öncesinde böyle şeyler yaşanabilir. Zamanla düzelir, merak etme.
Eğer birbirinizi seviyorsanız, bu tür zorlukları yenersiniz. Ama bu tek taraflı olmaz. Her şeyi ondan bekleme, sen de fedakarlık etmek zorundasın. Yoksa, temizlik işi yaptığın için aşağılık duygusuna mı kapıldın, sevdiğinin karşısında.
Unutma, insan namusuyla çalıştıktan sonra, her iş değerlidir, önemlidir. Hele üniversite mezunlarının bile işsiz gezdiği, bu zamanda.