Paylaş
Bana İstanbul’dan faks çeken bir hanım okurum, yaşadığımız bu büyük felaket sırasında köpeklerin insan hayatını kurtarmak için nasıl eğitildiklerini, doğru yönlendirildiklerinde nasıl insana karşı dostluklarının ortaya çıktığına değiniyor. Önemli olanın onları doğru eğitmek olduğunu söylüyor;
‘‘Bizde nedense hep köpekler için dokunulmaz, eve alınmaz, köpek düşmandır, saldırır, ısırır gibi bir düşünce hakimdir. Bu tamamen köpeğin eğitimine bağlıdır. Köpek aslında insanın en yakın dostu olarak yaratılmıştır. Ancak insan onu horlayarak, taşlayarak, eziyet ederek vahşileştirip gerçek kimliğinden uzaklaştırmayı başardılar. Köpekler de insanların gösterdikleri bu saldırgan tutum yüzünden insandan uzaklaştılar. Çocuklar köpekleri taşlarlar, ardından köpek onlara saldırınca suçlu köpek olur. Ama aslına dönecek olursak köpek insanın can dostudur. Bütün tarihimiz byunca bu böyle olmuştur. Şu sırada da genellikle kırsal kesimlerde Anadolu insanımız köpekleriyle birlikte yaşar, köpeksiz ev hemen hemen yok gibidir.
Bu yaşadığımız deprem felaketinde de yine yabancı kurtarma ekiplerinin yanlarında getirdikleri özel eğitilmiş köpekler, belki de yüzlerce can kurtardılar. Yüzlercesinin kurtarılmasında çok önemli bir rol oynadılar. Bizler istediğimiz zadar ‘Köpek pistir, kötüdür’ diye bu yanlış düşünceyi sürdürelim, onlar bize ders verdiler.
Ne kadar güzel eğitilebildiklerini ve eğitildiklerinde de başta can güvenliği olmak üzere insana nasıl yardımcı olduklarını göstererek, bizleri utandırdılar.’’
İstanbul \ M. A.
Paylaş