Paylaş
Ben Şevval. 16 yaşına yeni basmış bir genç kızım. Okul birincisiyim, LGS’de çok iyi bir puanla fen lisesine yerleştim ama ailemin cam fanusta büyüttüğü de bir kızım.
Böyle bakıldığında “ne gibi sorunların olabilir” diye sorguluyor olabilirsin. Kendimden nefret ediyorum, aynaya bakamıyorum ve tiksiniyorum. Çirkinim, kiloluyum, sivilcelerim var. İnsanlar tarafından beğenilen biri değilim. “Neden böyle yapıyorsun” diyebilirsin.
Nedeni şu: 11’imden 13 yaşıma kadar akrabam tarafından tacize uğradım. Hem de neredeyse her gün. Aile apartmanında oturuyorduk ve bu yüzden sürekli birbirimize gidip gelmek zorundaydık.
Bir şekilde aileme bu durumu anlattım. Onlar da doğal olarak şikayette bulundu. Mahkemeler, soruşturmalar derken o kişi ceza aldı.
Sonrasında ben kendimi toplayamadım. Bir uzmana görünmek istedim. Ama ailem psikoloğa ihtiyacım olmadığını söyledi ve beni götürmediler.
Ben de kendimi yemeğe verdim. İnsanlar beni beğenmesin, bir daha böyle bir olay yaşamayayım diye kilo almak istedim.
Ve bu şekilde 90 kiloya kadar çıktım. Şimdiyse birini seviyorum ama kendimden nefret ediyorum. Ne yapacağım? Okula da gitmiyorum bir haftadır. Kimse beni bu durumda görsün istemiyorum. Kendimden nefret ediyorum. ◊ Rumuz: Tacize uğradım
YANIT
Çok sevgili küçüğüm, yaşadıkların elbette kolay kaldırabileceğin şeyler değil. Üstelik sen o zamanlarda sadece küçük bir çocukmuşsun.
Ailen bu olayın üzerine gitmiş, sana inanmış ve o sapık da ceza alabilmiş.
Çünkü bazen aileler ya o çocuğun sözlerine inanmıyor, abarttığını düşünüyor ya da dikkat çekmek için yaptığını sanıyor. Bazen de eğer tacizci örneğin bir üvey babaysa, anne bunu özellikle yaptığını sanıyor.
“Benim eşim böyle şey yapmaz, mutluluğumu çekemediğin için böyle iftira atıyorsun” diyebiliyor. Ama seninkiler bu işin sonuna kadar gidebilmişler.
Ailenin tek hatası, senin psikolojik yardım alma ihtiyacın olduğunu kabul etmeyişi.
Sen de kendi kendini cezalandırmaya kalkmışsın. Sanki yaşadıkların senin suçunmuş gibi...
Güzel kızım, küçücük bir kız çocuğunun bu taciz olayında en ufak bir suçu, bir kusuru olabilir mi hiç?
Bu yüzden kimsenin seni beğenmemesi için böyle kilo alıp, içine kapanman çok yanlış.
Şimdiye kadar hiç kimseye yaklaşmayı düşünmemişsin ama şu anda birine karşı büyük bir duygu hissediyorsun. Bu yüzden de şu anda kiloların ve sivilcelerin sana çok büyük acı veriyor. Biraz da abartarak kendini çok çirkin ve itici buluyorsun.
Ama bence kendini itici bulmanın asıl nedeni uğradığın bu sürekli taciz.
Sen gencecik bir kızsın ve sevmeye sevilmeye layık, her haliyle güzel ve her şeye rağmen masum bir insansın. Madem birini sevdiğini hissettin.
Ne güzel... Hemen kilo vermek üzere mücadeleye giriş.
Günde 2 litre su iç, yürüyüş yap, koş, ip atla, dans et. Bak her kilo verdiğinde nasıl da kendini mutlu hissedeceksin.
Acele et ve o sevdiğini hissettiğin insanı kaçırma. Artık geriye bakma. Datça’nın ölümsüz simgelerinden ünlü şair Can Yücel’in şu sözünü çok severim:
“Ne geçmişe saplanıp kalacaksın, ne geleceğin düşlerini kuracaksın. Ömür dediğin yaşadığın şu andır.
Onu da hak ettiğin gibi yaşayacaksın.” Çünkü geçmiş geçmiştir, olanları değiştiremezsin, gelecek ise bir hayaldir, bilemezsin.
Ama asıl yaşaman gereken, şu andır.
Onu da gerektiği gibi değerlendirebilmelisin.
Paylaş