Paylaş
Sevgili Güzin Abla, ben Yozgat’ta yaşıyorum. Sorunum ise, evlenmek üzere olmam. Ortaokulu bitirdikten sonra okulu bıraktım. Şu anda bir nakış kursuna gidiyorum.
Kursta yaptıklarımı satarak harçlığımı çıkarıyorum. Biz 5 kardeşiz. Ben ortanca kızım, bir ablam, bir abim ve iki küçük kardeşim daha var.
Babam tutucu bir insandır. Bu yüzden uzaktan akrabam olan bir gençle beni evlendiriyorlar. Allah’tan o genç aklı başında ve eli yüzü düzgün biri... Ondan hoşlandım.
Çok fazla görüşemesek de, birbirimizi anladık diye düşünüyorum. İşte şimdi evleniyorum ama benim cinsellikle ilgili pek fazla bilgim yok. Ablam bir yıl önce evlendi, o da benden pek farklı değildi.
Ona bazı şeyleri sorsam da istediğim gibi açıklama yapamadı. Ben hem eşimi, hem de kendimi mutlu etmek istiyorum. Evlilikte cinselliğin önemli olduğunu biliyorum ama daha ilk gece nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum açıkçası.
Bu yüzden de endişeliyim, korkuyorum diyebilirim.
Size bu yüzden yazdım, umarım bana bu konuda biraz bilgi verebilirsiniz.
◊ Rumuz: Genç ve endişeli
YANIT
Şimdi eminim büyük şehirlerde oturan üniversite çağındaki gençlerin bir kısmı bana, “bu zamanda bu da nasıl şey böyle” diyecektir.
Oysa gençler bu konularda çok yanılıyorlar. Türkiye sadece modern ve çağdaş hayatın yer aldığı büyük şehirlerden oluşan bir ülke değil. Anadolu’nun birçok yerinde, hatta sadece Anadolu’da değil, büyük şehirlere göç etmiş birçok ailede, cinsellik tabu olarak görülür. Bu konularda konuşmak bile ayıptır, yasaktır.
Evlenecek genç kızlara, hatta erkeklere bu konuda bilgi vermek akıllarına bile gelmez. Gençler kendi hallerine bırakılır, bu da çaresizlik demektir. Çünkü hiçbir kurum gençlere cinsel eğitim vermeyi görev edinmez.
Ülkemizde düğün mevsimi olan yaz aylarında yeni evlenen çiftler “ilk gece korkusu”nu yaygın bir şekilde yaşıyorlar. Genç ve deneyimsiz çiftler, cinsel ilişkiye girecekleri ilk gece aşırı beklentiler ve baskılar nedeniyle hayatlarının kabusuyla karşılaşabiliyorlar.
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, ilk gece korkusuna, gerdek gecesine ilişkin toplumdaki abartılı ve yanlış beklentilerin yol açtığını belirtiyor. Bu beklentilerin yalnızca gelin ve damadı değil, onların ailelerini de kapsadığını belirterek ailelerin en büyük beklentisinin gelinin bakire çıkması, damadın erkekliğe dair yüklenen gerekli performansı göstermesi olduğunu söylüyor.
Gerçekten de bu baskıların sonucunda erkeklerde ileri derecede erken boşalma ve yetersizlik sorunları, kadınlarda da seks yapma korkusu olarak bilinen vajinismus sorununun ortaya çıkabileceği bir gerçek.
İlk kez gerdek gecesinde cinsel ilişkiye girecek kızların, kızlık zarında kanama olmaması endişesi bir yana, ilk ilişki sırasında acı çekmekten korktuklarını, erkeklerin ise yetersiz kalma korkusu yaşandıkları biliniyor. Bu sorunların yalnızca ilk geceyi kabusa çevirmekle kalmıyor, aynı zamanda da cinsel yaşamları ve evlilik kurumunu tehlikeye atacak sorunlara yol açabiliyor.
Bu yüzden çiftlerin önce konuşup birbirlerini rahatlatmaları ve endişelerini paylaşmaları gerekir. Sorunsuz bir ilk gece için özellikle erkek sabırlı olmalı. Erkekler bu konuda daha şanslı sayılır çünkü cinsellik hakkında arkadaşlarıyla ya da akrabalarıyla konuşabiliyorlar. Hatta ilk cinsel deneyimlerini yaşayabiliyorlar.
Kadınlarsa cinselliği konuşmaktan çekiniyorlar ve halen evlilik öncesi cinsel deneyim yaşamaktan kaçınan genç kızların sayısı çok fazla.
İnternette de her zaman doğru bilgilere ulaşmak ne yazık ki mümkün değil. Dolayısıyla da kulaktan dolma bilgilerle yetinmek zorunda kalıyorlar.
Toplumumuzda cinselliğin bir tabu olarak görülmeye devam etmesi nedeniyle yeni evlenen gençlerin cinsellik konusundaki yanlış ve yetersiz bilgileri yüzünden yaşadıkları ilk gece korkusu çok sayıda çiftin hayatını olumsuz yönde etkiliyor.
Cinsellik evliliğin temel yapıtaşlarından biri olduğuna göre, ülkemizde evlilik öncesi cinsel eğitimin “zorunlu” hale getirilmesi gerekiyor. Sana endişelerden sıyrılıp, kendini olayın doğal akışına bırakmanı, eşinle samimi bir şekilde konuşup, korkularını anlatmanı, ondan yardım istemeni, şefkatli bir yaklaşım beklediğini söylemeni öneririm. Sonuçta bu adam senin kocan olacak ve mutluluğunuz onun yaklaşımına bağlı.
Birbirimizi severek ayrılmak zorunda kaldık
Ben Almanya’da yaşayan, çok genç ve çok aşık bir kızım. Sevdiğim kişi Türkiye’de ve ailem bu ilişkiye karşı çıkıyor. İnternetten tanıştık ve birbirimizi çok seviyoruz. Beraber birçok şey paylaştık ve bunu devam ettirmek isterken ailemle sorunlar yaşadım.
Sevdiğim insanın Almanya’ya yerleşebilmek için benimle yakınlık kurduğunu söylediler ve ilişkime karşı çıktılar. Bu durumda devam edemeyeceğimizi anladık ve ayrıldık.
Ama içim acıyor. Bir çılgınlık yapmaktan korkuyorum.
Ama yine de içimde nedenini bilmediğim bir ümit hâlâ var. Sizce ne yapmalıyım?
◊ Rumuz: Umut
YANIT
Sevgili kızım, nedense Almanya’ya yerleşen aileler, çocuklarının Türkiye’den kişilerle ilişki kurmasına hep karşı çıkıyorlar.
Burada bir yandan çocuklarının Türkiye’ye yerleşmelerinden duydukları endişe ağır basıyor sanırım...
“Türkiye’den birileri eğer Almanya’daki gençlerle yakınlık kuruyorsa, ya maddi çıkar içindir, ya da sırf gelip Almanya’ya yerleşmek ve iş bulmak içindir” düşüncesinin bölümü gerçek olabilir...
Ancak hepsine de aynı gözle bakmak hatadır. Burada benim karşı çıktığım tek nokta, bu gençle internet aracılığıyla tanışıp görüşmekte olman... “Onunla çok şey paylaştık” diyorsun... Kuzum Allah aşkına onunla ne yaşamış olabilirsin, yaşın ne başın ne ki...
Terör kurbanı yüzlerce insanın ve şehitlerin aileleri bile senin gibi düşünmüyor kızım. Hayatlarına zor da olsa devam ediyorlar. Biraz empati yapmak gerekiyor.
Paylaş