Güzin Abla, sanırım beni tanıyorsunuz, yıllardır hayvan hakları konusundaki çırpınışlarımı ve çabalarımı size tekrar tekrar anlatmama gerek yok.
Uzun süredir sessizliğimin nedeni ise, üç ay önce hem dinlenmek hem doğayla iç içe yaşamak hem de İstanbul dışına çıkıp, daha küçük bir yerde yaşamanın çok daha kolay olacağına inandığım için Gelibolu’ya taşınmamdır.
Ama biz hayvanseverlere dinlenmek haramdır biliyorsunuz; Gelibolu sokakları perişan durumdaki hayvancıklarla dolu. Sahil kentlerinde sıkça görüldüğü gibi bir kısmı yazlıkçılar tarafından terk ediliyor, bir kısmı ise civar köylerden getirilip atılıyor.
Hemen kolları sıvadım; buradaki hayvanseverlere ulaştım. Belediye Başkanı ile diyaloga girdim. Hızlı bir şekilde önce benim oturduğum mahalleden başlayarak, rehabilitasyon çalışmalarına ağırlık verdik. Sayın Belediye Başkanı Cihat Bingöz’den, barınağın eksikliklerinin önümüzdeki aylarda tamamlanacağı, sözünü de aldık.
Oturduğum site, bahçeli müstakil evlerin bulunduğu E.5 üzerinde, etrafı açıklık bir yerleşim alanı. Dolayısıyla burası hayvanların yoğun olduğu bir bölge. Çalışmalarımıza buradan başladık. Sabah- akşam hayvanların peşindeyim yeter ki karınları doysun, üremeleri kontrol altına alınsın. Derken aynı sokakta oturduğum, hayvan düşmanı beş aile tarafından tehdit ve hakaretlere maruz kalmam bir yana, biri emekli trafik polisi, diğeri ise bir öğretmen olan iki erkek tarafından yumruklandım. Yargıya başvurdum ama kimse şahitlik etmedi. Daha bunun şokunu üzerimden atamadan, Antalya’daki o korkunç katliam haberi geldi.
Yazıklar olsun! Bir kez daha 5199 sayılı yasanın eksiklikleri ortaya çıktı. Zaten yasayı uygulayan da yok. Bu nedenle de her yönde hayvanlara karşı giderek artan, büyüyen bir vahşet, haksızlık, acımasızlık dikkat çekiyor.
Daha önce rehabilite edilmiş, aşılanmış, küpelenmiş, kayıt altına alınmış hayvanları ormanlık alana attıran Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, onları katletme emri veren ilçe belediye başkanı ve onun gibi düşünenleri buradan şiddetle kınıyorum.
Yöneticiler, bu gibi katliamlara karşı sessiz kalıyorsa, benim gibi hayvanseverlerin rahatlıkla şiddet görmelerine karşı bir önlem alınmıyor, yasalar uygulanmıyorsa ben de yurt genelindeki hayvanseverlere sizin aracılığınızla, seslenmek istiyorum:
İstanbul’da, Çatalca, Kumburgaz, Sarıyer gibi ilçelerde, Denizli, Gelibolu, Muğla, Sivas, Ankara ve daha birçok yerde çeşitli bahanelerle katliam uygulanıyor. Yönetimler yasalara uymuyorsa, bu katliamları önlemek için, bizler de mi şiddete başvuralım? Hayvanların itlaf edilmesi için kullanılan zehir nereden temin ediliyor? Tarım ve Köyişleri Bakanı neden bunlara önlem almıyor.
Bu konuda Türkiye’deki yargı yollarını deneyip sonuç alamamışsak, Avrupa Hayvan Hakları mahkemelerine başvuralım. İnternet aracılığıyla dünyanın her yerindeki hayvan hakları savunucularına ulaşalım. Yoksa belirli bir program dahilinde uygulanan bu itlaflar sürecek ve tüm sokak hayvanları giderek yok edilecek.
SÜSEN ERKUŞ (Faks no: 0286 566 22 48)
En yakın arkadaşım istemediği biriyle zorla evlendirildi
Sevgili Güzin Ablacığım, ben 17 yaşında bir genç kızım. Köşenizi okuyorum ve sizi çok seviyorum. Bundan çok kısa bir süre önce lisedeki en yakın kız arkadaşım evlendi ve köyüne döndü. Onu istemediği biriyle zorla evlendirdiler. Onunla her şeyimizi paylaşırdık, birbirimizi çok severdik. O gittiğinden beri kendimi çok yalnız hissediyorum. Hiç kimseyle konuşmak bile istemiyorum. Onun için de çok üzülüyor, çok endişe duyuyorum. Beni hiç aramadı, neden dersiniz? Onun mutlu olup olmadığını merak ediyorum.
RUMUZ: SEVGİLİ ARKADAŞIM
Böylesine yakın olduğun, çok iyi uyum sağladığın can arkadaşının evlenip gitmesi seni sarsmış anlaşılan. Üstelik onun istemeye istemeye evlendirildiği ve köyüne geri gönderildiği için endişeleniyor olmalısın. O seni aramadıysa, sen onu aramalısın. Telefon etmeli, hatırını sormalısın. O kendini belkide senden bile daha yalnız hissediyordur. Eşine uyum sağlamak, yeni hayatına ve ortamına alışmak için mücadele veriyordur. Ona mektuplarınla, telefonlarınla cesaret vermelisin. Sakın onu umutsuzluğa düşürecek, üzüntü verecek şeylere değinme. Bakarsın, bir süre sonra bir süreliğine gelir, sen de ona gidersin, yeniden görüşürsünüz. Madem böyle güzel bir arkadaşlığınız vardı, bunu bozmamalısınız. Evlenmiş olmanız, ya da çoluk çocuğa karışmanız dostluğunuzu etkilememeli. Ama aklımın almadığı, o kızı büyük şehre gönderip, eğitim aldırdıktan sonra tekrar köyüne çağırıp, orada uyuşamayacağı biriyle evlendiren ailesi...
ISIRGAN OTUYLA SAÇLARIMI KURTARDIM
Sevgili Güzin Abla, ben de sana ısırgan otuyla ilgili bildiklerimi ve yaşadıklarımı yazmak istedim çünkü genelde sana saç dökülmesiyle ilgili mektuplar geliyor ve sen de ısırgan otu özlü Tresan ve Organicum adlı şampuanları önermişsin. Benim de bundan 7 yıl önce saçlarım birden inanılmaz bir şekilde dökülmeye başladı. o dönem biraz sıkıntılarım da vardı. Saçsız kalmaktan çok korkuyordum. Sonra canım annem, köydeki bahçemizden ısırgan otları toplayıp, getirdi ben de onları annemin tarifine göre kaynatıp, bir kaba koydum, her gün o suyla kaptaki miktarı tükeninceye kadar saçlarıma masaj yaptım. O günden sonra saçlarım gayet dolgun ve gür. Ben ısırgan otunun faydasını gördüm. Okurlarınız saç dökülmesi için önerdiğiniz şampuanlarla birlikte evden yapacakları bu losyonu da rahatlıkla kullanabilirler.
RUMUZ: SEMA C.
Sevgili okurum, annenin ellerine sağlık, okurlarıma önerdiğin gibi, ben de ısırganla hazırlanan losyonunu da kullanacağım. Tüm bitkisel tarifler veren kitaplara baktığımda ısırganın yararları sayılmakla bitmiyor, sana da verdiğin bu değerli bilgi için teşekkür ederim.