Paylaş
Sevgili Güzin Abla, bu ülkeyi bir ev gibi düşünüyorum. Sizi de, bu evin küçük kardeşlerine destek olan ablası...
İstanbul’a gittiğimiz bir eğitim gezisinde, Arkeoloji Müzesi’ndeki çivi yazısıyla yazılmış tabletler dikkatimi çekmişti. Yanılmıyorsam Hitit dönemine ait. Tarihi, milattan önceleri...
O tabletlerde rüşvetten yakınan da vardı, geçim sıkıntısından bahseden ve eşinden dert yanan da vardı. Yine Antakya Mozaik Müzesi’ndeki Kem Göz Mozaiği’nin üzerindeki yazı “Kaıcy” sanırım böyleydi.
Kelime anlamı “sen de” demekmiş. Yani “Benim hakkımda ne düşünürsen aynısı senin başına gelsin” gibi bir anlama geliyor.
Bölümüm Sanat Tarihi, insanların ürettikleri (duygularıyla, düşünceleriyle, inançlarıyla, güçleriyle) görsel malzemeler ile ilgilendiği için bana, bu ve buna benzer, birçok veri sundu. Geçim sıkıntısı, aldatma, aşk, sevgi, nefret, başarı, başarısızlık, terör ve savaşlar milattan önce de vardı.
Asırlar sonra da olacak.
Önemli olanın hayaller kurmaktan vazgeçmemek ve bu hayalleri gerçekleştirmek için mücadele etmek olduğunu düşünüyorum.
Bu yaşıma kadar birçok noktada insanların duygularına, düşüncelerine etkim oldu. Ama karakterlerini değiştiremedim.
Şunu fark ettim ki, kendimi geliştirmeye, karakterimi olgunlaştırmaya, hedeflerimin peşinden gitmeye çalıştığımda mutlu olduğumu gördüm.
Hangi durumdaysak başlayacağımız nokta yine orası bence.
Varlığınız beni mutlu ediyor.
Eminim ki bu duygumu paylaşan birçok okurunuz vardır.
Rumuz: Mirza
Çok sevgili okurum, yazın beni hem düşündürdü, hem de çok mutlu etti.
Çünkü senin de anlatmak istediğin gibi, binlerce yıl önce de bugünkü gibi “rüşvetten yakınan da vardı, geçim sıkıntısından bahseden ve eşinden dert yanan da vardı.
Geçim sıkıntısı, aldat-ma, aşk, sevgi, nefret, başarı, başarısızlık, terör, savaşlar milattan önce de vardı. Asırlar sonra da olacak.”
Demek ki şu Gök kubbe altında değişen pek fazla bir şey yok. İnsan aynı insan...
Hayat aynı hayat, teknoloji gelişmiş, bilim süper bir düzeye gelmiş ama, dertler aynı, sorunlar hiç değişmiyor ve de belki her dönemde bir “Güzin Abla”ya ihtiyaç vardı...
Değiştirebilmek mi? Elbette...
Senin gibi azimli, bilgili, “yaparım” diyebilen ve hayallerini gerçekleştirmek için mücadeleden yılmayan gençler oldukça; elbette...
Aramızdaki yaş farkından dolayı ayrıldı
Merhaba Güzin Abla, benim eski sevgilimle aramda 6 yaş var. Ben 16, o 22 yaşında ama yaşını hiç göstermiyor. Çıkmaya başladığımızda askerdeydi. Onu sekiz ay bekledim.
Askerliğini bitirince kendi aramızda yüzük taktık. Ama sonra bir gün, “aramızdaki yaş farkı çok fazla” dedi ve ayrıldık.
Geçenlerde yine konuştuk. O, 28 yaşında evlenmeyi düşünüyormuş, beni gerçekten sevmiş ama benimle olamazmış. Bense onu hâlâ çok seviyorum, ne yapmalıyım?
Rumuz: A. Kesin
Sevgili kızım, 6 yaş çok fazla mı geliyor şimdi size? Bizim dönemimizde “erkekle kız arasında en az 5-6 yaş olmalı” derlerdi büyüklerimiz. Kadının çabuk çöktüğünü, erkeğin daha güçlü kaldığını düşünürlerdi.
Evet, belki artık kadınlar kozmetik ya da estetik sayesinde çok genç görünmeyi başarıyorlar.
Ancak burada asıl sorun, eminim senin yaşının 16 oluşudur onun için. Hem çok gençsin, hem reşit değilsin.
Aşk, sevgi oldukça önemli ama çok da ciddi duygular ama sen bunları yaşamaya hazır değilsin.
Bu genç adam endişe etmiş, ona bağlandığını hissederek kaçmak istemiş olabilir.
Paylaş