Paylaş
Merhaba Güzin Abla, ben 5 yıllık evliyim. Belki evliliğimiz görücü usulü oldu ama eşimi seviyorum. Biz kayınvalidemlerle oturuyoruz. Benim için artık sıkıntı yok alıştım onlarla yaşamaya. Üç yıl da en küçük görümcemle oturdum, eşi ben evlenmeden vefat etmiş. Sonra o evlendi tekrar, kendi yuvasını kurdu ve gitti... Şimdi ise diğer görümcem geldi yanımıza, eşiyle sorunları vardı. Hemen hemen 1 yıldır da ne boşanıyor ne de başka bir şey yapıyor, dava açtım diyor ama netice yok. Benim sıkıntım tam da burada başlıyor. Evimiz 3+1. Kayınvalidem, kayınpederim, iki de çocuğumuz var, Kendimize anca yetiyor... Şimdi eşim, “ablam da bizimle yaşasın, büyük bir ev alalım” demeye başladı. Ama
ben istemiyorum. Tamam annesi babası başım gözüm üstüne, onlardan bir şikâyetim yok, halden anlayan insanlar ama bir de görümcemin büyük bir çocuğu var bu durumu zorlaştırıyor... Eşime defalarca anlatmaya çalıştım ama beni hep susturdu. Ben kendimize özel alanımız olsun, istediğim zaman yatayım, istediğim zaman kalkayım, istediğim yemeği yapayım, evime istediğim her şeyi yapayım istiyorum ama o anlamak istemiyor. Evimizdeki bu kalabalık beni çok yordu. Hiçbir şeye de yetişemiyorum. Artık ayrılmayı düşünmeye başladım. Bir yandan istemiyorum da, ben bunca yıldan sonra ne yapabilirim? Nasıl yaşayabilirim? Stresten çocuklarım da hırçın oldu, ben de dert sahibi olmaya
başladım. İşin en kötüsü eşimle bir gün iyiysek ikinci gün tartışıyoruz. Bu konuda hiçbir şey söylememe izin vermiyor. Eşimin maddiyatını maneviyatını sağlığını düşünüyorum ama onun bana böyle davranması beni çok kırıyor, üzüyor. Ne yazık ki o beni anlamıyor veya anlamak istemiyor. Görümcemle çocuğu bize gelip yerleşmeden önce çok şükür kendi tuzumuzda kavruluyorduk. Üstelik bu geçici bir durum değil ki, hadi bir süre idare edeyim, katlanmaya çalışayım ama nereye kadar sabredeyim, şaşırdım artık, ne olur bana da bir akıl ver? ◊ Rumuz: Ayrılmak istemeyen biri
YANIT
Sevgili kızım, bir an gözümün önüne geldi sizin evin kalabalığı... Allah yardımcın olsun. Bu evin işi bitmez, ne yemek yetişir, ne de çamaşır ütü... Eskiden büyükannem anlatırdı, o zamanlar 3 katlı ahşap evlerde otururlarmış. Kileri, çamaşırhanesi bile olan 6-7 odalı evlermiş bunlar. Bütün aile büyükleriyle çoluk çocuk hep birlikte yaşarlarmış. Ama evde mutlaka yardımcılar bulunurmuş. Hem de bir tane değil, birkaç tane... Büyükannem misafir geldiğinde onlara hizmet etmek için de mahallenin genç kızlarından birini tuttuklarını, söylerdi. Ve bütün bu kalabalığın geçimini ailenin reisi, evin büyüğü olan tek bir kişi
sağlayabilirmiş. Bu koca evde ne bir kavga, ne bir dargınlık görülürmüş. Onu dinlerken şaşkınlığa sürüklenirdim ve bugün olsa, kim bilir neler yaşanırdı bu evde diye düşünürdüm. İnsanlar o kadar değişti ki, hele geçim koşulları o kadar farklı ki artık. Nerede bir kişinin kazancıyla onca insanın geçinebilmesi, mutlu huzurlu yaşayabilmesi! Bu yüzden sana bir anlamda
hak vermeden edemedim. Senin düzeninin özellikle görümcen nedeniyle bozulmak üzere olduğunu görüyorum. Ve sanırım evdeki tüm geçimi eşin karşıladığı için, bu onun için de, senin için de pek kolay olmasa gerek. Görümcenin boşanmak üzere olması nedeniyle size sığınması bir anlamda normal görünüyor. Bu zor durumunda onu sokakta bırakacak değilsiniz. Ama sizinle yaşamasının dışında bir başka çözüm de bulunabilir aslında. Eşin senin ne kadar bunaldığını ne kadar yorulduğunu görmezden geliyorsa, bunu ona anlatmanın mutlaka bir yolu olmalı.
Paylaş