Paylaş
Merhaba Güzin Abla ben 33 yaşında, çalışan bir genç kadınım... Eşimle 2017 senesinde evlendik, ondan önce 2 yıllık flört dönemimiz olmuştu.
2 yıllık flört dönemimizde onu tanımaya uzun bir fırsat bulduğumu düşünmüşüm. Ancak evlendikten sonra bu kadar değişeceğini hiç düşünmemiştim...
Evlendiğimiz andan beri sıkıntılar bitmedi. Bana karşı itici ve ağır lafları vardı. Hep benim ona değer vermemi bekliyor, hep benim kendisine layık olmamı, uyum sağlamamı bekliyordu.
O hep haklıydı... Hep geçmişe gidiyor, ‘sen sunu yaptın’ diye beni eski davranışlarımla vurmaya çalışıyordu.
Ben ondan önce de çalışıyordum ve her zaman çalıştım.
Bu nedenle karşısında güçlü durmaya çalışıyordum. 2018’de işyerinde büyük bir çöküş yaşadı. Maddi olarak da çok zor zamanlar geçirdik... Borçlar tavana vurdu, sürekli benim aldığım maaşla geçinmeye çalıştık.
Ben bir işe girmesini, gerekirse limon bile satmasını söyledim ama o kendisinin üstün bir işi olduğu için işe girmeyi bile kendine yediremedi...
Sonrasında evliliğimizde kopmalar başladı. 2-3 kere neredeyse boşanma aşamasına geldik. Tabii bu arada iyi günlerimiz de oldu...
Zaten o zaman kızıma hamile kalmıştım, bebeğimin her şeyi değiştireceğini düşünmüştüm.
Sonuçta da kızımı dünyaya getirdim ama ne maddi ne de manevi bir şey değişti. Eşimle aramız hiçbir zaman iyiye gitmedi. Şu an da hâlâ evliyiz, tabii buna evlilik denebilirse...
Çünkü ben artık cinsellikten soğudum, onun bana dokunmasına katlanamıyorum. Her gece yanıma gelmesin diye dua ediyorum...
Ama bana karşı bütün bu kötü davranışlarına rağmen o hâlâ benimle beraber olmak istiyor. Fakat ben ondan aşırı derecede soğudum, bana yaklaşmasına artık katlanamıyorum.
Ne yapmalıyım, nasıl düzelebiliriz, bunu ona anlatmalı mıyım, inanın bilmiyorum...
◊ Rumuz: İçimdeki savaş
YANIT
Sevgili kızım bana kalırsa senin “biz nasıl düzelebiliriz” diye sormak yerine, “düzelebilir miyiz” ya da “ onu seviyor muyum” diye kendini sorgulaman gerekiyor.
Çünkü eşine çok fazla kırgın olduğunu, onun sana kötü davranmasından kaynaklanan büyük bir soğuma dönemi geçirdiğini anlayabiliyorum.
Sevgini de kaybetmiş gibi görünüyorsun.
Eşine cinsel olarak yaklaşamamanın altında bu yatıyor. Bana baskı ve hakaret dışında şiddet de görüyormuşsun gibi geldi.
Bunu söylemeye utanıyorsun sanki. Hani dayak yiyip de hâlâ eşiyle oturabiliyor demesinler diye...
Kızım, eğer eşinden şiddet de görüyorsan, bırak düzelmeyi, her şeyi bir kenara atıp hemen ayrılmalısın.
Hiçbir kadın sözlü ve fiziksel şiddete katlanmak zorunda değildir.
Üstelik sen çalışan, ayaklarının üzerinde durmayı başarabilen bir kadınsın.
Çocuğuna bakabilir, hayatını idame ettirebilirsin.
Ben sadece tahmin yürütüyorum tabii ama yazdıklarından hakaret gördüğünü, itilip kakıldığını, aşağılandığını anlıyorum.
Eşin belli ki senin kendi kendine yeterli olmandan, ayaklarının üzerinde durmayı başarmandan rahatsız.
Bu durum işini kaybettikten sonra ortaya çıksaydı eğer, belki biraz daha anlayışlı davranabilirdin. Ona bu açıdan mazeret bulabilirdin.
Ama anlattığına göre, evlendiğiniz günden itibaren sana bu davranışlarını sürdürüyormuş.
Güçlü kadını ezmek, ona hükmetmek, ona kendi üstünlüğünü kabul ettirmek çabası içindeki zayıf karakterli erkek görüntüsü bu.
Ben bu evliliğin pek fazla yürüyebileceğine inanmıyorum.
Bir kadın eşinden cinsel beraberliğe katlanamayacak derecede soğumuşsa, bunun geri dönüşü pek de mümkün değildir.
Paylaş