Paylaş
Sevgili Güzin Abla, ben üç çocuk annesi, 36 yaşında, 12 yıldır evli bir kadınım. Eşimle bugüne kadar çok badireler atlattık. Her şey yoluna girmişken, eşim bir süredir cinsel yönden benden kaçıyor.
Eşime, “Bu durum iktidarsızlıktan mı yoksa, beni aldattığın için mi böylesin” diyorum, hiç umurunda bile değil! “Böyle bir şeyim yok” diyor. Ama artık ben bu durumdan çok sıkıldım. Kendimi kadın olarak hissetmiyorum, hiç mutlu değilim. Ailem oldukça uzakta, yalnız bir kadınım… Çocuklarım daha küçük.
12 senedir herhangi bir sosyal hayatımız yok. Eşim hep çalışıyor, akşam eve gelir, bazen de geç gelir. Geç gelmesi ek iş aldığı içindir.
Aslında çok çalışkan bir adamdır, Allah için iyi bir babadır. Ben mi nankörlük yapıyorum?
Ama cinsel anlamda mutlu değilim, şimdi de eşimin beni sevmediğini düşünüyorum. Zaten benimle fazla konuşmaz, derdini sıkıntısını anlatmaz. Ben bir şey söylediğimde, “Boş konuşuyorsun” der, bizim ilişkimiz bir hafta iyi olur. Daha sonra yine aynı rutin hayatımıza dönüyoruz.
Eskiden eşim kilomdan dolayı benimle olmak istemediğini bile söylemişti. Ayda bir kez yeterliymiş! Gayret ettim, zayıfladım, 85 kilodan 75’e düştüm, hiçbir şey fark etmedi.
Eşime internette ilanı olan bir ilaç aldım, bir kere kullandı sonra kullanmadı. Hiçbir şeye yanaşmıyor.
Ben genç bir kadınım, ben de kadın olduğumu, sevildiğimi, istendiğimi hissetmek istiyorum. Kısacası mutsuzum, evde üç çocukla yalnızım.
Monoton bir hayatım var, boşanmayı düşünüyorum ama ona da gücüm yok. ◊ Rumuz: Sevgisizlik
YANIT
Çok haklısın, sevgili kızım. Bir kadın cinsel açıdan istenmediğini gördüğünde, bunun aynı zamanda sevgisizlik olduğunu düşünür.
Gerçekten de insan sevilmediğini hissettiğinde evliliğini her açıdan sorgulamaya başlar.
Evlilik hayatında cinsellik her şey değilse de çok önemlidir. Cinsel uyum çiftlerin mutlu olmasının en önemli nedenlerinden biridir.
Ancak bazı insanlar için seks pek fazla önem taşımaz, bu konuya pek yatkın değillerdir.
Onlar aile olmayı, çoluk çocuğunun rızkını sağlamayı, onlara mutlu, rahat bir yaşam verebilmeyi her şeyden daha fazla önemserler.
Cinsellik onlar için ikinci, üçüncü plandadır. Bu iktidarsızlık değildir, sevgisizlik de değildir. Doğaları böyledir. Senin şanssızlığın sevgili kızım, sen bir kadın olarak arzu edilmek, sevilmek istiyorsun. Senin yapın da farklı. Sen de çok haklısın.
Hele sana kilon nedeniyle yaklaşamadığını söylemesi elbette çok kırıcı... Ama kendinde bir eksiklik hisseden insanların en kolay başvurdukları yol budur; karşı tarafı suçlamak.
Eşin de böyle yapmış, pek şaşırmadım. Eşinin seni kendince sevdiğini düşünüyorum yine de. Ancak iş boşanmaya gelince, sana boşan diyemem, sevgili kızım.
Üç çocuğuyla, çalışmayan ve hiç çevresi olmayan bir kadının boşanınca nasıl bir dünyaya adım atabileceğini bilemiyorum çünkü.
Çalışmak deyince, keşke bir imkan bulup da çalışabilsen. O zaman bütün dünyan değişebilir, kendine güvenin artar, hayata bakışın değişir.
Ama tabii çocuklarını da düşünmek zorundasın. Acaba eşini karşına alıp bir kez daha konuşsan bir şeyler değişir miydi?
Bu arada sakın internetten ilaç alıp da eşine içirmeye kalkma bir daha.
Paylaş