Sevgili Güzin Ablacığım, bu size belki de dördüncü yazışım ama maalesef cevap vermediniz, sizden başka kimsem yok.
Çaresizim, geleceğim hakkında ne karar vereceğimi bilemiyorum çünkü sağlıklı düşünecek durumda değilim. Ben üç çocuk annesi 35 yaşında bir kadınım, eşim benden 6 yaş küçük. Üçüncü çocuğumun da babası. Anlayacağınız gibi bu benim ilk evliliğim değil, gerçi eşimin de ikinci evliliği bu. Benim sorunum eşimin bedeninde sanki iki farklı kişilikte, iki ayrı ruh taşıdığıdır. Birisi beni ve ailesini çok seven, hiç kırmak istemeyen, bir dediğimizi iki etmeyen çok uyumlu ve çok anlayışlı bir kişi. Öteki ise hırçın, kaba, her şeye kızıp bağıran, her yaptığımız ona ters gelen ve en kötüsü de kaba kuvvet gösteren bir koca. Ben onunla birinci karakteriyle tanışıp evlenmiştim. Ama işin kötüsü, eşimin ikinci kişiliğinin daha uzun süre bedeninde kalmasıdır, iyi hali bir günden fazla sürmüyor. Kötüyken küfürler ediyor vurup dövüp çıkıp gidiyor, eve günlerce gelmiyor, sonra birden bire kafasında bir şeyler kurup "Sen kiminle görüşüyorsun, aramaz, sormaz oldun" diye kıskanıp geri geliyor. Hep ona yalvarmamı istiyor, "Gel ne olur beni bırakma" diye... Kaç defa ayrılmak istedi, gitti. Ben de "Gencim, yalnızlık zor, senden ayrılıp, evleneceğim", dersem çıkıp geliyor. "Seni kimselere vermem öldürürüm, yine de vermem" diyor ve iyi adamı oynamaya çalışıyor ama yine uzun sürmüyor. O zaman, "Seni kim alır bu yaştan sonra üç çocuğunla, ben istesem 15 yaşında kız alırım" diye beni aşağılayıp gidiyor, bu yüzden zaten yaşlılık ve beğenilmeme endişesi içine de girdim, psikolojik destek alıyorum ama bu böyle devam ettikçe bu tedavinin de faydası olacağını sanmıyorum. Zaten evleneceğimden de söylemiyorum bunu. Sırf geri gelsin, diye yapıyorum. İşe de yarıyor ama bir gün için.
Zaten evlenmeden önce telefonlarında kendinden genç kızların numaralarını yakalamıştım. Çok çapkındı ama benimle büyük bir aşkla evlenip "Artık bir tel saçını dünyaya değişmem" demiş, yemin etmiş, tövbe etmişti. Şimdi unuttu gitti o sözlerini... Bu durum bir kısır döngü gibi tekrarlayıp duruyor, artık bıktım, yoruldum böyle yaşamaktan. Ablacığım ne yapabilirim, ne olur akıl ver kocamı seviyorum, kaybetmek istemiyorum ama mutlu da değilim. Ya da sizin yazılarınızda belirttiğiniz gibi sevgi eksikliğinden, onu sığınacak bir liman olarak mı görüyorum sizce? Çünkü babam da hep annemi aldatırdı, hiç evde olmazdı, annem de bunun stresinden bize hiç ilgi, sevgi vermemişti, mutsuz bir çocukluğum vardı. Aslında kocam bana ve çocuklarıma gün yüzü göstermedi. Cevap ver ablacığım; ne yapabilirim?
RUMUZ: GÜLMEDİ BAHTIM YİNE
Acaba gerçekten eşin söylediğin gibi iki ruhlu mu, yoksa genelde pek sık görüldüğü gibi, evlenmeden önce kendini sana bambaşka gösterip, sonra gerçek kimliğine bürünmüş olabilir mi?
Arada bir tekrar eski iyi yüzünü göstermesi ise, senin isyanın karşısında, kaçıp gitmenden korkması nedeniyle tekrar sahte kimliğine bürünmesi de olabilir...
Sonuçta arada bir iyi yüzünü gösterse de, eşin sana kesinlikle kötü davranıyor. Şiddet uyguluyor. Hakaret ediyor, aşağılıyor...
Hatta bana sorarsan, hayatında bir başkası var ki çekip çekip gidebiliyor... Buna rağmen sen hálá onu sevdiğini söyleyebiliyorsun...
Evet belki sevgi ihtiyacı içindesin... Belki ikinci evliliğini mutlaka korumaya çalışıyorsun... Ama bu eziyete ne kadar katlanabilirsin bilemem.
Eğer eşinin gerçekten iki ruhlu olduğunu düşünüyorsan, onu ne yap, yap razı et, birlikte bir psikiyatr ile görüşün... O gerçeği anlar mutlaka... Tedavi ederek, onu normale döndürebilir.
Aileme göre bu adam babam yaşındaymış
Sevgili ablacığım, ben 20 yaşında bir genç kızım. Şu sırada benden oldukça büyük bir genç adama deliler gibi aşığım. O 37 yaşında, daha önce evlenip ayrılmış, hatta bu evliliğinden de 14 yaşında bir kızı var. Bu durum tabii ki ailemin hiç hoşuna gitmiyor. Aslında ileri görüşlü insanlardır. Ama onlara göre bu adam babam olabilecek yaştaymış. Neredeyse bana yakın yaşta bir kız babası olması katlanılacak gibi değilmiş. Sevdiğim adam ise, ’Sevmenin yaşı ve kuralları yoktur’ diyor, kararsızlığımı kınıyor. O benimle evlenmeyi düşünüyor. Ama ben ailemin de etkisiyle, tereddüt içindeyim. Sizce ne yapmalıyım?
RUMUZ: KARARSIZ
Sonuçta bu senin hayatın kızım. Hiç kimsenin etkisi altında kalmadan, kendi kendine bu durumu iyice bir ölçüp biçmelisin. Kendi kararlarını kendin vermelisin. Bu adamı gerçekten seviyorsan, kendini onun yanında mutlu hissediyor, onunla bir ömür geçirmeye hazır hissediyorsan, mesele yok. Belki çok gençsin ama yine de yaşamın hakkında karar verebilecek bir yaştasın. Evlilik ciddi bir mesele... Ancak onu iyi tanıdığından ve duygularından eminsen, ona göre karar verebilirsin. Doğrusunu istersen 37 yaş bir erkek için çok büyük sayılmaz. Benim kafamda yalnızca kızı bir soru işareti yaratıyor. Ama onunla abla-kardeş gibi bir ilişki kurabileceğine inanıyorsan, o da sorun olmayabilir... Yine de böyle bir evliliği yürütebilmek için oldukça mücadele etmen gerekecek, bunu unutma.
Kocam kıskançlığı yüzünden asker kaçağı durumuna düşecek
20 yaşında 1 yıllık evli bir genç kadınım. Eşimle birbirimizi çok seviyoruz ama eşimin kıskançlığı beni bezdiriyor. Baştan beri bana hiç güvenmiyor. Askerliğinin ilk dönemini tamamlayıp, izine geldi. Şimdi beni bırakıp geri dönmek istemiyor. Aşırı kıskançlığı yüzünden korkarım askerliğini yakacak; kaçak duruma düşecek. Onu ikna etmek için elimden geleni yapıyorum ama pek etkili olduğum söylenemez.
RUMUZ: KISKANÇ
Umarım bir şekilde eşini ikna edebilmişsindir. Yoksa sonuçları çok üzücü olacaktır. Kıskançlığı sana karşı güvensizliğinden değil, daha çok kendine olan güvensizliğinden kaynaklanıyor olabilir. Genellikle aşırı kıskanç kişiler kendilerine güvenmeyen, aşağılık kompleksi içinde kişilerdir. İster kadın olsun, ister erkek, karşısındakine nefes aldırmayan, hayat hakkı tanımayan kıskanç insanlar, kendilerinde bir eksiklik görmeleri yüzünden sevdiklerini kaybetme endişesi içindedirler. Eşinin kendine güvenini sağlamak için hangi konuda eksiklik hissettiğini araştırıp, ona göre övgüler yağdırmalı, sevgini ve bağlılığını ona sık sık göstermelisin.