Erkekler kendisine değer vermeyen kadını sevmez

Genellikle hiç kimsenin hayatına burnumu sokma adetim olmadığı halde, geçenlerde köşenizde çıkan, ‘Aldatılmış kariyer sahibi bir kadınım’ yazısına bir erkek olarak karşılık vermek gereğini duydum. Önce başlıktan itibaren konunun erkekler aleyhine olduğu ortada. ‘Aldatılmış kariyer sahibi bir kadınım’ demek, ‘Kocam da Üniversite mezunu ama o bir şey olamadı, bana hiç yardımcı olmayan herhangi bir sıradan erkek’ demek.

‘Ben evimin hem erkeği, hem kadını, çocuğumun hem annesi, hem babası oldum.’ Zaten buraya kadar ki ifadesiyle kocasını küçümsüyor. Oysa hayatın merkezi olarak o, kendisini görüyor.

O halde bu kadar önemsiz birinin peşinden neden ağlar, hayret!

Adam çok yoğun çalışıyormuş. Tabirimi hoş görün, hani şu eşek gibi çalışanlardan! Arada da, ‘Benimle ilgilenmiyorsun!’ diyormuş kadına. Peki ne demeliydi?

İşin kolay yanını seçmiş kadın. Peki zor olan neymiş? Keşke bilgi verseydi. Adam sonunda aldatmış. Kadın affetme büyüklüğünü göstermiş!

Bakın, hiçbir erkek ağlama krizlerine tutulan kadının yanına yaklaşmaz. Kendisine anlayış, şefkat ve sevgi göstermeyen kadının yanına gelmez. Kendisine değer vermeyen kadının yanına gelmez. Kocasının ders alması için onu aldatmayı düşünen bir kadının yanına hiç gelmez.

Kocası her şeye rağmen pişmanlık duymuş, tekrar dönüp gelmiş. Allah’ına şükredip, kocasına sarılmaz, onu kucaklamazsa, her şeyi hak eder.

RUMUZ: ATA K.

Sevgili okurum, belki inanmayacaksınız ama size hak veriyorum. Bu sözünü ettiğiniz, çok özel bir mektuptu. Bunu bir kenara bırakalım ama genel olarak erkeklerin, çalışan ve başarılı iş kadınlarıyla beraberlikleri ve evliliklerinde çok zorlandıklarını biliyorum.

Erkeğini küçümseyen, ona değer vermeyen, her fırsatta kendi üstünlüğünü hissettiren kadının, erkeğini bir başka kadına iteleyebileceğini ben de düşünüyorum. Bu nedenle, kadın gerçekten üst düzey bir iş kadını da olsa, kariyerinin zirvesinde de olsa, kadın olduğunu unutmamalı, eşine her zaman değer vermeli, sevgi göstermeyi unutmamalı.

Aradan uzunca bir zaman geçtiği halde bu konuya geri döndüm ve bir erkek görüşünü gözler önüne sermek amacıyla yayınlamak istedim. Umarım, mesajınız gerekli yerlere ulaşır.

Benimle barışmazsa kendimi öldüreceğim!

Sevgili ablacığım, isyanlardayım. Sevdiğim erkek, benimle barışmak istemiyor. 23 yaşındayım, onunla bir yıldır beraberliğim var. Şu sırada Eskişehir’de çalışıyor. Bana, ‘Beni unut’ diye yazdı. Ben onu nasıl unuturum?

Ne olur bu mektubu yayınlayın, belki sizin aracılığınızla onunla barışabilirim. Onun uğruna ailemi bile terk ettim. Onu aklımdan çıkaramıyorum. Hatalarım olmuştur, ama yüzlerce kez özür dilerim. Beni affetsin. Gelsin yeniden beraber olalım, yoksa kendimi öldüreceğim.

RUMUZ: ÖLESİYE SEVDİĞİM BURHAN’A

Sevgili kızım, bir delilik yapma, diye yazını yayınlıyorum. Ama hiç kimse için ölmeye değmez. Hele hele seni istemeyen, senden uzaklaşmış biri için ölmeye hiç değmez. Neden bu kadar zayıf davranıyorsun. 23 yaşında bir insan için hayat daha yeni başlıyor. Ona ne yaptınsa yapmışsın, senden uzaklaşmış olabilir.

Belki de gerçekten orada hayatına yeni bir yön vermiş, yeni bir sevgili bulmuştur. O keyfine bakarken, sen neden ölmeyi düşüneceksin ki? Yine de yazını yayınlıyorum. Belki şu çok değerli Burhan yazını okur da, insafa gelir. Benden bu kadar.

İşvereni olduğum için mi reddedemiyor

Güzin abla bir derdim var, içinden çıkamıyorum. Aynı şirkette çalıştığım birine aşık oldum. Ben evliyim ve bir de çocuğum var. O da evli, korkunç bir güzelliğe sahip. Eşim ve oğlum aklıma geldikçe, kendimden nefret ediyorum. Ama onu unutamıyorum.

Eşimle anlaşamıyoruz, defalarca ayrılmayı düşündük ama olmadı. İlk başta mutlu bir evlilikti ama sonra cazibesini yitirdi. Deliler gibi aşık olduğum kişinin, duygularım karşısında ne hissettiğini bile bilmiyorum. O kapalı bir kutu. Ben ona açıkça duygularımı aktardım. Ama cevap alamadım. Evet, demiyor, bu açıkça ortada, ama hayır da demiyor. Belki de bunun sebebi benim onun müdürü olmam. Ama ben ona ne olursa olsun zarar vermem ki!

Olumsuz cevap verse istenmediğim için peşinden koşmam. Bir gece ben o ve eşi bir bara içmeye gittik. Kocası 2 günlüğüne seyahate çıkıyormuş. ‘Akşam bara gidelim mi’ dedim. ‘Bakalım’ dedi. Aradığımda ona ulaşamadım. Bana müsait olmadığını ve sonra arayacağını belirten bir mesaj yolladı. Müsait olsa arar mıydı, bilemiyorum.

RUMUZ: OSCAR



Aramazdı, oğlum, hiç umutlanma. Hayatta en kızdığım olay da bu! Sen onun işverenisin. Elbette senden çekiniyordur. Evli barklı bir genç kadın, sen de evli bir insansın. Böyle bir ilişkiye ‘Evet’ dese, ne olacak? Bir maceradan öteye gidemeyecek bu ilişki seni nasıl rahatsız etmiyor?

Kendinle gurur mu duyuyorsun? Bir de üstelik onun eşiyle birlikte içmeye gidebiliyorsunuz. Olacak şey mi bu? Belli ki kızcağız, işini kaybetmemek için, seni idare etmeye çalışıyor. Olumsuz cevap vermekten kaçınıyor. Neden onu eşini aldatmaya zorluyorsun? Vazgeç bu sevdadan.
Yazarın Tüm Yazıları