Paylaş
Sevgili Güzin Abla; belki de yaşıtız ama size “abla” deme geleneğini bozmak istemedim. Ben 64 yaşında bir SSK emeklisi hanımım.
Konu, tahmin ettiğiniz gibi emeklilere söz verilen şu banka promosyonu. Lütfen bizim de derdimize ilgi gösterin, çünkü sizi okuyan pek çok emekli var. Özellikle de hanımlar.
Size yaşadığım şu promosyon hadisesini anlatmak istedim. Eminim daha birçoklarının başına da gelmiştir.
Sürekli olarak gazetelerde, televizyonlarda emeklilere promosyon olarak maaş oranlarına göre bir kereye mahsus ikramiye verileceği anons edildi. Emekliler de bu ikramiyeyi sabırsızlıkla beklemeye başladı.
Önce şubat dendi, sonra mart... Daha sonra sigortalının sicil numarasının son iki rakamına göre aylara bölüneceği açıklandı. Örneğin benimki 02 olduğu için mart ayında ödeme yapılacağını öğrendim. Eşim ise ancak mayıs ayında alabilecekmiş promosyonu.
İşte şimdi yaşadığım hayal kırıklığını ve tüm emeklileri ilgilendirecek durumu açıklayacağım... Pek çoğu bunu bilmiyordur eminim.
1.5 yıldır emekli maaşımı aldığım bankaya başvurdum ve birtakım belgeler imzaladım. Sonunda bana ne dediler biliyor musunuz?
“Siz 1.5 yıl önce emekli aylığınızı bankamıza aktardınız. Ve vaat ettiğimiz çeyrek altın karşılığı 160 TL verildi size. Şimdi 3 yıl bankamızdan ayrılmama sözünüz nedeniyle, bu süre dolmadığından, bizden aldığınız çeyrek altının bugünkü karşılığı olan 238 TL’yi bankamız veznesine yatırırsanız, emekli maaşınızı alacağınız gün itibariyle, 3 gün sonra promosyon olarak size uygun görülen 375 TL de hesabınıza yatırılacak. Kendimizi korumak zorundayız. Çünkü bu promosyonu devlet ödemiyor, bankalar ödüyor.”
Şaşkınlığımı tahmin edebilirsiniz. Bu durumda eğer emekli maaşınızı sürekli aynı bankadan alıyorsanız, hiç değiştirmediyseniz mesele yok. Eğer maaşınızı daha önce bir başka bankaya aktarmış ve oradan bir şekilde ikramiye almışsanız, 3 senelik süreyi de doldurmamışsanız, benim başıma gelen aynen sizin de başınıza gelebilir.
Ben 1.5 yıl önce çeyrek altın karşılığı 160 TL almıştım. Bugün çeyrek altın 240 TL dolaylarında. Ben bankaya bunu ödemek zorunda kaldım. 375 TL olan ikramiyeyi alsam da elime sadece 135 TL geçmiş olacak. Sonuç ortada.
Böyle bir sorunla karşılaşıp da şok yaşamamaları için bu yazımı emekli okurlarınıza ulaştırmanızı diliyorum. Yardımınız için teşekkür ederim.
◊ RUMUZ: HAYAL KIRIKLIĞI
YANIT
Sevgili okurum, elbette ben herkesin Güzin Abla’sıyım, her türlü sorunu, özellikle de kadınların sorunlarını bu köşeye aktarmak, mümkünse çözüm sunmak için buradayım. Bu durum benim de birkaç yakınımın başına gelmiş. Sizin mektubunuzdan sonra emekli dostlarımı aradım, onlar da dediğiniz türden sorunlarla karşılaşmış. Bankalar kendilerini korumaya almışlar. Daha önce verdikleri bu ikramiye ya da transfer promosyonlarını, bu yeni promosyondan düşerek ödeme yapıyorlarmış. Sonuçta belki bilmiyoruz ama bu promosyonlar devletin değil, bankaların emeklilere ödediği para. O halde, ne mutlu daha önce maaşlarını başka bankalara aktarmayanlara... Onlar promosyon haklarını tam olarak alacaklar.
Taciz edilmekten çok korkuyorum
Sevgili Güzin Abla, ben 18 yaşında bir genç kızım. Genelde kalabalık caddelerde yürürken ya da kalabalık otobüslerdeyken tedirgin oluyorum, taciz edilmekten çok korkuyorum.
Tacizle alakalı yayınlar beni daha da tedirgin ediyor.
Köşenizde bu konudaki yeni yasaları anlatırsanız sevinirim. Hem ben hem de benim gibi kafasında soru işareti olan birçok genç kız bilgilenmiş olur.
Ayrıca bir sorum olacak...
Herhangi bir yerde tacize uğrarsak ve taciz eden kişiyi bulur da şikayet edersek, karakolda gerçekten bizimle ilgilenirler mi, yoksa adamı dinleyip serbest mi bırakırlar?
◊ Rumuz: Tedirgin
YANIT
Sevgili kızım, giderek artan bu cinsel taciz sorunu tüm kadınları endişelendiriyor. Yasalar oldukça ciddi şekilde ele almış konuyu ama yine de yetersiz görünüyor.
Cinsel içerikli sözler, laf atmalar, ısrarcı bakışlar veya sarkıntılık gibi rahatsız edici davranışların hepsi cinsel tacizdir. Tacizin cezalandırılması için ille de fiziksel temas olması gerekmez.
Tacize uğrayan pek çok kadın bunu açıklayamıyor ve taciz edildiği için kendini suçluyor. Oysa suçlu olan tacize uğrayan değil, taciz edendir.
Kadınların bu konuda seslerini yükseltmeleri çok önemli. Çünkü suskunluğumuzu gören tacizci erkekler, cezasız kalacağını düşünerek tacize devam ediyor.
TCK’nın 105. Maddesi, cinsel taciz suçunu, tacize uğrayan kişinin şikayeti üzerine cezalandırır. Bu suçu işleyen kişiye 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya para cezası verilir.
Fiziksel taciz ise TCK’nin 102. Maddesi’nde cinsel saldırı suçu olarak, kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal etmek olarak tanımlanır. Biz istemedikçe kimsenin bize yönelik herhangi bir cinsel davranışta bulunmaya hakkı yoktur.
Bu suçun cezası, saldırıya uğrayan kişinin şikayeti üzerine, 2 yıldan 7 yıla kadar hapistir.
Saldırganın cezalandırılması için saldırının cinsel ilişkiyle sonuçlanması gerekmez. Örneğin tecavüze teşebbüs ya da elle sarkıntılık, cinsel saldırı olarak kabul edilir.
Tecavüzse ağır bir cinsel saldırı suçudur. Cinsel ilişki kurulması gerekmez. Bu suç, anal ve oral tecavüzü de kapsar. Ceza Kanunu her türlü tecavüzü 7 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırır.
Bütün bu suçlarda önemli olan tacize uğrayanın şikayette bulunmasıdır. Elbette emniyet görevlileri şikayeti ciddiye alacaklardır. Almazlarsa onları da şikayet etme hakkımız var.
Paylaş