Dünya ne yazık ki kadınları kandıran "Eşsiz Aşık"larla dolu

"Eşsiz Aşık" rumuzuyla bana yazan erkek okurumun ilginç mektubuna pek çok tepkili yanıt geldi...

Kadınların çoğu bu tür erkeklerin kadınları yalanlarıyla, tatlı sözleriyle kandırıp, aşklarına inandırdıklarını, her zaman yaşamlarının yalan üzerine kurulduğunu, söylüyorlar.

Doğru denebilir! Çünkü ilginç bir şekilde; bu erkek okurumun istenmediği için, uğruna intihar edeceğini söylediği, onsuz yapamadığını açıkladığı mektuba karşılık, bu sevginin muhatabı genç kız bana yazdı. Adamın aşk ve sevgi iddialarına karşılık, birlikte oldukları üç yıl içinde ona defalarca fırsat verdiğini, onun ise kendisine beklediği yüzüğü bile takmadığını; sık sık ortadan kaybolup, eski eşine gittiğini anlattı. Ailesinin kendisini istemediği ise sadece bir bahaneymiş. Aile kızlarının sevgisine saygı duymuş ama bu beraberliğin ciddi bir yön almasını beklemişler hep. Oysa bu bekleyiş boşa çıkmış, hiç gerçekleşmemiş... Ne zaman ki, genç kızı başkaları isteyip, evlenmesi söz konusu olmuş, genç adam, işte bu "Eşsiz Aşık" rumuzlu mektubu yazmış bana... Ve bambaşka bir öykü çıkmış ortaya.

İşte gördüğünüz gibi, her iki tarafı dinlemeden karar vermemeli insan. Yoksa yanlış ve hatalı yorumlar yapabilir.

Bu karmaşık olaya, elbette okurlarım da katılmadan yapamadılar. Kendi başlarından geçen buna benzer olayları anlattılar. Erkeklerin eski yaşamlarını kolay kolay unutamadıklarını, ilk eşlerin ve ilk eşten olan çocukların sorun olabildiğini daha çok da; yalan dolana başvurmalarının affedilemediğini, dile getirdiler. O genç hanıma öğütler verdiler, kendi yaşamlarından edindikleri tecrübeyi paylaştılar bizime... İşte size bu mektuplardan bir örnek. Bazen yaşam hiç de kolay değil...

Evlendik büyük aşk bitti

Değerli Güzin Abla, "Onu Mutlu Edecek Tek Erkeğim" başlığıyla köşenizde 3 Aralık 2007’de mektubu yayınlanmış "Eşsiz Aşık" diyor ki: "Hayatın bu dönemlerinde sevgilimle aramızda bazı problemler oldu. O beni yalancılıkla bile suçlayabiliyor. Oysa ben onun için canımı bile verecek kadar severken nasıl yalancı olabilirim ki?"

Nişanlısının onu niye yalancılıkla suçladığını tahmin edebiliyorum ve nedenini de kendi tecrübelerim ışığında paylaşmak isterim.

Güzin Abla, ben beş sene önce 26 yaşındayken, Alman olan şimdiki eşimle tanıştım. O zamanlar 38 yaşındaydı. (Üç sene çıktık, iki sene önce de evlendik.) Ben ilk çıktığımız gün eşime "Sen çok yakışıklı bir adamsın, seni nasıl boş bırakmışlar? Sen evli misin yoksa?" diye sordum. O da bekar olduğunu söyledi. Evet, bekardı gerçekten ama ne bileyim ben, Alman’lar için evli olup, olmamanın hiçbir önemi olmadığını! Meğer eşimin bir kız arkadaşı varmış. Bu kadının da başka bir erkekten (eşimle birlikte olduğu yıllarda) dünyaya getirdiği iki kızı varmış! Eşim ilk kızın kendinden olmadığını bile bile, onu kabul edip babalık görevini üstlenmeyi, kız üç yaşındayken kabul etmiş. Sonra şirket ortağı olmuşlar. Kadın ilk kızı 11 yaşındayken ikinci çocuğu aynı adamdan yapmış. Eşim anne babası üzülmesin diye durumu ailesine izah bile edememiş.

Eşim, çıkmaya başladıktan üç ay sonra yılbaşında kardeşinin çocukları olan yeğenlerine hediye götürmek istediğini söylemişti bana. Kızlara beraber alışveriş yapmıştık.

Yeğen dediği üvey çocuklarıymış

Şirket ortağım şeklinde tanıttığı kadının hálá eşimin evinde yaşayan kız arkadaşı olduğunu, yeğenlerin de babalık ettiği çocuklar olduğunu, ancak zamanla onun yalanlarını yakalayarak öğrendim. Biz evlenene kadar bana bu konu ile ilgili o kadar çok yalan söyledi ki. "Seni kaybetmek istemedim, eğer doğruyu söylesem beni terk ederdin" dedi. Evet, terk ederdim belki, belki de etmezdim ama doğruyu söyleseydi, eşimi özgür irademle seçmiş olurdum.

Eşim biz evlenene kadar beni elde edebilmek ve sadece ikimize ait olan bir hayat kurabilmek için, şirketini kapattı. Maddi zorluklar çekti. Kadından yıllar boyu gelen manidar "Bana geri dön, niye beni kollarına almıyorsun?" şeklindeki mesajları, zamanla, "Senden de nişanlından da nefret ediyorum" mesajlarına döndü. Kadının yeni bir erkek arkadaş bulmasıyla ancak evimizden çıkması, eşimin de evi satması, mümkün oldu. Hálá yazlık evimizde kalmak için bize mektuplar yazar. Hálá kızlara her ay bin 400 YTL öderiz. Ancak bu sene büyük kıza DNA testi yapmayı başardık, kız gerçekten eşimden değildi. Ve Allah’a çok şükür ki, kendini bana ve doğacak çocuklarımıza adadı. Çünkü ben de bu çocukların ondan olmadığını ve kendisinin de onlara babalık etmeye devam etmesinin çok anlamsız olduğunu, bir seçim yapması gerektiğini söylemiştim.

Bu aşamaya gelene kadar çok zorlandık. Ve şimdi evli olduğumuza göre, büyük aşk da bitti. Eşimden sinirlendiği zaman hiçbir zaman bir eşe söylenmemesi gereken laflar duyarım. Yalnızlık çektiği zaman arkadaşsız kaldığı için beni suçladığı olur. Onu da anlıyorum. Eski ailesini komple bir kenara atmak çok kolay değil. Şükür ki, benim eşim bunu yapabildi. Yine de ben birlikte mutlu olabileceğimize inanıyordum... Ama keşke, aşk gözlerimi bu kadar kör etmeseydi, ben kolay alternatiflere kapımı açık tutabilseydim. Çok yoruldum, çok yıprandım. İlişkimiz bir yalanla başladığı için doğru yola oturtuncaya kadar çok zorlandım. Ve aşkımız bu durumdan zarar gördü.

"Eşsiz Aşık" olayları sadece kendi yönünden anlatmış. Eminim aşık olduğu o genç kadına, kızcağız durumu anlayana kadar pek çok yalan söylemiştir. Çünkü erkekler ne şiş yansın isterler, ne de kebap. Ayrıca evlenemezlerse intihar edeceğine de inanmıyorum. Çocuklarını düşünerek intihar etmeyecektir. "Ben aşkımın, bir kez evlenmesini ve mutlu olmasını istiyorum. Bu da ancak benimle evlenirse mümkün olur. Onu çok iyi tanıyorum, aksi takdirde mutsuz ve sevgisiz, aşksız olarak hayatını sürdürür. Ve benim dışımda kiminle evlense evlensin, anında boşanır." diyor. Bunu nereden biliyor, Allah’tan dünyada birçok iyi insan var. O kızı mutlu edecek bir genç adam da mutlaka bulunur.

Eminim kızın ailesi de bu adamın gerçek yüzünü görüyor, kızlarına yalan söylediğini anlıyordur. Dilerim kızlarını sıkı sıkı avuçlarında tutar, bu adama vermezler. Benim ailem beni verdi; ama kendilerini suçlamamı istemedikleri için. Ben mutlu olmayı Allah’ın izniyle başaracağım. Ailem ve kocam Türkiye’de, eşimin eski hayatıysa Almanya’da, uzaklarda. Ama korkarım bu kızcağız bu adamla evlenirse, iki çocuğa analık edecek. Eşsiz Aşık’ın ölümsüz aşkı da normale dönecek. Olan kıza olacak.

Siz yazabileceğiniz en doğru cevabı yazmışsınız. Bu adamın dürüstçe, çocuklarını da alıp kızın ailesiyle görüşmeye gitmesini söylemişsiniz. İyi de etmişsiniz. Umarım kendine denk birini bulur.

RUMUZ: "BİLE BİLE YIPRANMAYA GEREK VAR MI?"
Yazarın Tüm Yazıları