Beraberliğimiz süresince ona kraliçeler gibi davrandım

Sevgili Güzin Abla, hep sizi okurdum ama yazmak isteyeceğim aklıma gelmezdi. Size anlatacağım çok hazin bir aşk hikayesi. Kadınların ayaklarına kadar gelen fırsatları nasıl yok ettiklerine dair gerçek bir hikaye.

Evliliğim çok sabır göstermeme rağmen yürümedi. Eşimi hiç aldatmadım ama boşanmam kesinleşmişti. Davayı açmak üzereyim. Hikayemse bunun üzerine değil.

İşyerinden, bir çocuğu olan, kocası kendisine çok kötü davrandığı için boşanmış bir hanımla tanıştım. Benim de iki çocuğum var. İlişkimiz tamamen güvene dayalı olarak başladı. Birbirimize hiç yalan söylemedik. Kimse kimsenin peşinden koşmadı. Çok kötü bir evlilikten sonra artık sevgiye, aşka inanmayan biriydi. Beraberliğimiz süresince ona kraliçeler gibi davrandım, bir dediğini iki etmedim, bütün sabrımı, sevgimi ve şefkatimi sundum. Çiçekler aldım. Bazen kızıp çöpe attı. Gene aldım. Gerektiğinde onu kucağımdan indirmedim. Hem sevgili hem arkadaş hem de dosttuk. Vaktin nasıl geçtiğini anlamazdık. Cinsel hayatımız mükemmeldi. Ben onu çok güzel, alımlı ve zarif bulurdum ve her fırsatta söylerdim. Bütün gün romantik mesajlar atardık birbirimize.

O da beni çok beğenirdi hem fiziksel hem ruhsal olarak. Kendisi 30 yaşında, ben de 45 yaşındayım. Çok spor yaptığım için fit, kaslı ve atletik bir vücudum var. “Beni her anlamda çok mutlu ediyorsun” derdi. “Senden çok memnunum” derdi.

“Sen çok iyi, sabırlı, kaliteli, dürüst, her şeyin en doğrusunu bilen birisin” derdi. Beni sevmeye başlamıştı. Sevdiğimiz her şey, tüm zevklerimiz aynıydı. Konuşmadan birbirimizin ne istediğini anlardık. Evliliğe hazır değildi ama kimsenin acelesi yoktu, yine de emeklilik planları bile yapmaya başlamıştık. Çocuklar büyüdükten sonra bir tekne alacaktık. Parada gözümüz yoktu. Küçük olsun ama mutlu olalım derdik. Çok aşıktım ona, çok. Kendi ailem ile de tanıştırdım. El üstünde tuttular onu. Her ihtiyacını karşılamaya çalıştım. Gezilere götürdüm. Evinin alışverişini ve temizliğini bile bizzat yaptım.

Bir gün ablası ile tanıştım ve rüya bitti. Sadece 20 dakika süren bir araba yolculuğu sonunda benim hakkımda kararını vermiş. Ertesi gün ablasının beni çok yaşlı bulduğunu, ona uygun olmadığıma karar verdiğini, söyledi. “Çocuğuma ailem bakıyor, onlara karşı çıkamam, bu kadarmış” dedi. “Neden genç olmasam bile benimle mutlu olduğunu onlara söylemiyorsun?” dedim. “Uğraşamam” dedi.
“Mutluluk umurumda değil, tek kriterim ailemin seni kabul etmesi” deyince ablası ile tekrar konuşmaya çalıştım. Yaşa takılmasın, beni tanısın istedim. Ablası önce kabul eder gibi oldu, ama sonra ağza alınmayacak laflar etti. Bana açık açık “Birkaç sene sonra işin biter, çok yaşlısın onun için” dedi. Sevgilim bunu duyunca daha da kızdı. “Düzenimi bozdun, niye konuştun ablamla, haram olsun her şey sana” dedi.

Kimse onu benim sevdiğim kadar sevmeyecek biliyorum, üstelik o da biliyor; ama ne çare...
RUMUZ: HAZİN BİR AŞK HİKAYESİ

Sevgili oğlum, sanırım bütün suçun, ona gerçekten kraliçeler gibi davranman, bir dediğini iki etmemen olmuş. Gerçek anlamda senin gözünde büyüttüğün değerde biri olmadığı için hazımsız davranmış. Sen onu bu kadar göklere çıkardıkça, o da sahi sanmış. Ablasının bir sözüyle, seni bir anda fırlatıp atabildiğine göre, seni gerçek anlamda sevmemiş olmalı. Bu durumda yapabileceğin bir şey yok elbette. O eminim bir daha ona senin gibi değer verip, sevgiyle kucaklayacak birini bulamaz. Evlenmeyi düşünse bile, bakalım karşısına nasıl biri çıkacak? Sen onu tüm temiz kalbinle sevmiş, değer vermişsin. Belki ondan biraz büyük olabilirsin, ama sonuçta o da ikinci evliliğini yapacaktı ve artık olgun olması gereken bir yaşta?

Babası dayısının kızını gelin almak için söz vermiş

Sevgili Güzin Abla, senden bir konuda bana yardımcı olmanı istiyorum. 8 aydır süren bir ilişkim var, erkek arkadaşımı delicesine seviyorum, ciddi düşünüyoruz fakat babası dayısının kızını gelin almak istiyor. Benimle tanışmadan önce annesi gezmek amaçlı dayısına götürmüş sevgilimi. Eve geldikten sonra ailesinin niyetini anlamış. Fakat o, “Sevmiyorum, evlensem de senden kopamam” diyor. Ondan ayrılmayı, kendi yoluma devam etmeyi isterdim ama onsuz ölüden farkım yok.

Babasını nasıl ikna edeceğini bilmiyorum. Doğulu olduğu için “Büyükler ne derse o olur” gözüyle bakıyor.

Kendi ailemi feda edip de ona kaçamam, intihar etmek istedim, yapamadım. Tek engel babasının dayısına söz vermiş olması, cayarsa millete rezil olmasıymış. Ama rezil olmasın diye oğlunu ateşe attığının farkında değil. Babasıyla yüz yüze konuşsa ya da dayısının kızına durumu anlatsa olay çözülür mü?
RUMUZ: BİR SÖZ UĞRUNA

Kızların ailelerine karşı gelememelerini bir yere kadar anlıyorum da, genç erkeklerin böyle aile baskısına, hala bu devirde, karşı çıkamayıp, sevmedikleri biriyle evlenmelerini aklım almıyor. Üstelik burada bir de akraba evliliği söz konusu ki, gerçekten akıl alacak gibi değil. “Evlensem bile senden kopmam” sözü bence çok vahim kızım. Bir ilişki için 8 ay hiç de fazla değil. Kafana koyarsan, onu çabuk unutursun. Belli ki bu genç adam, ailesi ne derse onu yapacak, seni de kolaylıkla harcayacak.
Yazarın Tüm Yazıları