Sevgili, değerli, bir tanecik Güzin Ablamın kızı...
Sen de en az annen kadar merhametli ve içtensin, içimizden birisin. Herkesin derdine çare bulmaya çalışıyorsun, ama maalesef ne oldum delisi bazı kişiler zaman zaman seni üzüyor, belki de çalışma azmini azaltıyor. Ama ben sana güveniyorum, gerçek bir dost gibi cevap veriyorsun bu derdi bitmez milletimize. "Komşu kızına aşık oldum, ne yapayım" gibi saçma sorulara bile yer vermeye çalışıyorsun ki, o gençlerimiz de önemsendiğini anlasınlar diye.
Benim derdime gelince... Ben üç çocuğumla yurtdışında yaşıyorum. Büyük çocuğum zeka özürlü. Ailemden kimsem yok yanımda destek olabilecek. Türkiye’de maddi imkanlarım olmadığından burada devletin yalnız annelere bağladığı maaşla idare ediyorum. Benim amacım kendime acındırmak değil, sadece beterin beteri olduğunu göstermek.
Boyum 1.53, kilom 50. Mini minnacık bir kadınım. Zeka özürlü kızım oldukça kilolu. Bakımını ben üstleniyorum. Diğer iki çocuğum daha küçük. Onların da benim bakımıma, sevgime ihtiyaçları var. Babaları başkasıyla evlendi gitti, umudumuz kalmadı artık ondan. Ancak benim de dayanacak pek gücüm yok. Dönüp gelsem kim bakar bize orada? Devletimiz mi, babam mı? Hayır, belki de aç bile kalırız.
"Erkekler" diye genelleme yapmayayım diyorum ama hemen bütün mektuplarında onlardan şikayet geliyor; erkekler çok sorumsuz, sadece kendi nefsini düşünen varlıklar diye. Bir de olmuyor, anlaşamıyoruz diyerek çocukları eşlerine bırakıp özgürlüğe uçuyorlar. Aile kavramını destekleyen, sadece eşi ve çocukları için didinen kimse kalmadı artık desem, yalan olmaz. Hadi görelim, üç çocuğu eşim alsın baksın, kaç gün bakabilecek? Hangi birine yetişebilecek? Ev işlerine mi, dışarıda çalışıp para kazanmaya mı yoksa üç çocuğun bakımına, ihtiyaçlarına mı?
Erkekler kolay yolu seçiyorlar hep. Ayrılınca çocukları karılarının başına atıp, keyif yapmaya devam... Tabi onlar gibi başıboş, onların gönlünü eğleyecek kadınlar da pek çok günümüzde. Çocuklarımızın geleceğini düşünmek zorundayız. Eğitim bu kadar gerekliyken, baba dışarıda eşini aldatır, hanım içeride chat’te olursa, o çocuklardan hayır mı gelir? Ne ekersek onu biçeriz demiş atalarımız. Ne güzel de demişler.
Sevgili Güzin Annemizin sevgili kızı, ellerinden öpüyorum. Sen gerçek bir Türk kadınısın ve bizlerin dert ortağısın. Sana yazan tüm dertlilere, ufak tefek önemsiz dertlerden yakınanlara biraz ibret olsun diye şunu söyleyeceğim: "Ben ayakkabım yok diye ağlarken, ayakları olmayan birini gördüm. O ayaklarım yok diye ağlarken, hem ayakları hem kolları olmayan birini gördü". İşte bu sözlerle "Beterin beteri var" demek istemişler... Her şeyi kendimize dert etmemeli, her zaman halimize şükretmeliyiz.
Rumuz: Umre
İşte ben de senin gibi candan ve bana yürekten bağlı okurlarımın desteğiyle çabalayıp duruyorum, sevgili kızım.
Merak etme, o kadar kolay azmimi kaybetmem ben...
İşte senin bu öykün, birçokları için gerçekten örnek olmalı. Sevgilisinin birkaç gündür aramamasını ya da iki günlük chat’ten tanıdığı birinin artık ona yüz vermemesini, burnunu, saçlarını dert edenleri şöyle bir silkelesin bu mektup... Boşandığı için üzülen biri, senin satırlarını okuyunca eminim haline şükreder. Sen, çekip giden eşinin ardından üzülmeye bile vakit bulamamışsın. Bunca sorumluluğun altında ezilmemek için nasıl da çırpınmaktasın... Gerçekten çok haklısın, beterin beteri var. Sana Allah’tan güç, kuvvet ve sabır dilerim.
Cilt bakım ürünlerine verecek param yok
Sevgili ablacığım, ben sadık okurlarınızdan, 32 yaşında, üç çocuklu bir genç kadınım. Benim sorunum cildimle ilgili. Senin zaman zaman doğal malzemelerle yapılan ürünler önerdiğini biliyorum. Çünkü cildim genç yaşıma rağmen gerçekten çok kötü. Sert ve kuru. Hatta yer yer kırışık, pütür pütür. Lekeli ve çirkin görünümlü.
Maddi gücüm o pahalı cilt bakım ürünlerini almaya yeterli değil. Bir süreden beri evimize sebze meyve alırken bile düşünüyoruz. Eşimin maaşıyla borç harç geçinmeye çalışıyoruz. Yine de aynada yüzüme baktıkça üzülüyorum. Bir genç kadın olarak cildimin bu halde olmasına dayanamıyorum. Lütfen bana bu konuda yardımcı ol. Ucuz ve kolay yoldan cildime ne yapabilirim?
Rumuz: Hassas
Canım kızım haklısın, son zamanlarda herkes yalnızca karnını doyurma telaşı içinde... O lüks ürünleri artık kimse kolay kolay alamıyor. Kadınlar şampuanların bile en ucuzunu tercih ediyor. Bir kere cildimiz, her geçen gün zamanın acımasız tahribatıyla karşı karşıya kalıyor. Hava kirliliği, rüzgár, yağmur, güneş ışınları cildimizin düşmanları.
Önce haftada bir kez bir tutam ıhlamur kaynatıp, bunun buharına yüzünü 5-10 dakika kadar tutmalısın. Yüzünün terlediğini, iyice ısındığını hissedince, bir parça pamuğu ılık ıhlamur suyuna batırıp yüzünü iyice silmelisin. Ardından da sana önereceğim şu onarıcı maskeyi uygulamalısın:
2 avuç maydanozu suda 15 dakika kadar kaynat. Süzüp soğumasını bekledikten sonra, buna 1 çorba kaşığı bal ve çırpılmış 1 yumurta sarısını (akını ayırıp) karıştır. Bu karışımı yüzüne pamukla ya da varsa büyükçe bir makyaj fırçasıyla sürüp, yay. 15 dakika kadar cildinde bekletip daha sonra da ılık suyla yıkayıp, çıkar. Haftada 1 kez uygularsan, cildinin kısa zamanda pırıl pırıl, pürüzsüz olduğunu göreceksin.
İlişki sırasında kadınla erkek arasında ne fark var
Sevgili Güzin Abla, affına sığınarak sana bir şey sormak istiyorum. Ben genç bir kadınım. Beraber olduğum, benden 10 yaş büyük bir bey var. Her açıdan çok iyi anlaşıyoruz. Ama ilişki sırasında o ikinci bir beraberliğe kolaylıkla hazır olamıyor. Bense orgazma ulaşamayınca tekrar kucaklaşmak istiyorum. Bu nedenle zaman zaman tartışıyoruz. Acaba yaş farkı yüzünden mi böyle oluyor?
Rumuz: Aşk sorunu
Sevgili kızım, genelde erkekler ilk ilişkiden sonra yeniden birleşmek için bir süre dinlenme ihtiyacı duyarlar. Bu süre elbette ki erkeğin yaşına, cinsel isteğine ve sağlıklı olmasına bağlıdır. Bu nedenle bu dinlenme birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişebilir. Kadın ise bu açıdan çok daha rahattır. Eğer istekliyse, arka arkaya ilişkiye girebilir. İlişki sırasında da bu beraberliğin süresine ve kendi yapısına bağlı olarak birkaç kez orgazma ulaşabilir.