Güzin Abla, güne sizin köşenizi okumadan başlayamıyorum, inanın.
Ben çevresi tarafından beğenilen ve sevilen biriyimdir. Sorunumsa her zaman ‘evlenilecek kız’ olmamdır. Her iki erkek arkadaşımdan da bu yüzden ayrıldım.
İkinci erkek arkadaşım benimle evlenmek istediğini ama ondan gözleri kör bir aşık olmasını beklememem gerektiğini söyledi. Benim çok özel biri olduğumu ama mantığını kullandığını, özelliklerimden dolayı beni çok sevdiğini söyledi.
Yani ablacığım evde oturayım, iyi bir anne, iyi bir eş olayım, onlar için yeterliymiş gibi geliyor bana. Ben böyle olsun istemiyorum.
Beni kendine aşık etmek için sürekli uğraştı haftanın üç, dört günü sadece beni görmek için oturduğum semte gelirdi, bütün kaprislerime katlanırdı.
Meğer benim gibi ‘evlenilecek kızı’ kaçırmamak içinmiş. Bir de üstelik ‘dünyadaki bütün erkekler eşine veya sevgilisine aşık mı sanıyorsun, dünya bu kadar toz pembe değil’ dedi.
Belki de haklıdır. Ablacığım,nedir bu erkeklerin ‘evlenilecek kız’ muhabbeti anlayamıyorum. Böyle mi olmalı ilişkiler? Bu kadar mı yapay, bu kadar mı mantıklı? Gerçek bir sevgi, aşk isteyemez miyim?.
RUMUZ: AYLİN
Sevgili kızım, bu kadar alıngan davranman anlamsız. Aşık olduğun insana aynı zamanda sevgi de duyarsın, bu çok doğal. Aşk, sevginin tutkuyla, arzuyla, heyecanla, yoğun bir şekilde bütünleşmiş halidir.
Elbette evlilikte aşk, birkaç yıl sonunda uçup gidecektir. Her an yanında olan her fırsatta dokunabildiğin, eksikliğini hissetmediğin o insana artık aşık değilsindir.
Ancak aşkın yerini, çok daha derin duygular almıştır, o insan artık, eşin, sevgilin, anan- baban, dostun haline gelir.
Belki ona karşı eskisi kadar heyecanlı, eskisi kadar coşkulu değilsindir ama o artık varlığının bir parçası olmuştur.
Belki bu iki genç adam, seni beklediğin gibi tutkuyla sevememiş olabilirler ama bu böyle sevilmeyeceğin anlamına gelmez.
Sevilecek, aşık da olunacak bir genç kızsın elbette! Ama, evlendiğinde bu aşkın ilelebet süreceğini düşünme, hayal kırıklığına uğrarsın. Bugün gençlerin ‘evlenilecek kız’ diye düşünmelerini de bu kadar ters karşılama. Çünkü gerçekten zaman zaman genç kızların da erkekleri uzaklaştıran, bıktıran, yapay ve hafif davranışları olabiliyor.
İyi bir eş , iyi bir anne olmaya gelince, elbette kızım, bir erkeğin en önemli beklentisidir bu. Ama çalışan bir kadın olarak da bunu başarabilirsin elbette.
Sevdiğim kız çok az ömrü kalmış diye beni istemiyor
Güzin abla, bir kızı çok seviyorum ilişkimiz de çok iyi gidiyordu. Ama meme ve rahim kanseri olduğunu öğrenmiş. Şimdi onu unutmamı istiyor.
Doktoru çok az bir ömrünün kaldığını, tedaviye ihtiyacı olmadığını söylemiş. Ben kahroldum. Hep yanında olmak istiyorum ama o istemiyor, ne yapmalıyım?
RUMUZ: İNAN
Sevgili oğlum, bu elbetteki sevdiğin genç kız için çok büyük bir şok olmuştur. Bir anda hayata karşı tüm umudunu yitirmişe benziyor. Sana acı çektirmemek için, senden uzaklaşmayı düşünmüş de olabilir.
Ancak bana garip gelen, doktorun artık tedaviye ihtiyacı olmayacağını, az bir ömrü kaldığını söylemesi.
Buna inanmak zor. Bugün hiçbir doktor bu kadar katı davranamaz ayrıca bildiğim kadarıyla en umutsuz olayları bile son dakikasına kadar tedavi için çırpınıyorlar. Bunda bir gariplik var, bence. Eğer onu bu kadar seviyorsan, bir devlet hastanesinin Onkoloji servisine başvurup, yeniden muayene olmaya razı etmelisin.
Ben böyle bir kanser hastasına peşin peşin öleceğini söyleyen, tedavisi yok, diyen uzman düşünemiyorum.
15 yaşımda dibe vurdum
Ben 15 yaşında bir lise öğrencisiyim. Benim sorunum şu sıralar sürekli ağlamak. Her şeye karşı çok alıngan oldum. Kimse benim içimi bilmiyor ve herkes bana hep nasihat vermeye çalışıyorlar. Ben buna daha çok sinirlenip, ağlamaya başlıyorum. Ama bu durum elimde değil.
Ben eskiden bu kadar alıngan değildim; neden şimdi böyle oldum anlayamıyorum. Ve bu yüzden kendimden nefret ediyorum. Ne yapsam mutlu olamıyorum. Ve başkalarının beni eleştirmesinden nefret ediyorum.
Ben daha bu yaşımda hayattan koptum. Resmen dibe vuruyorum. Hayat iğrenç bana göre. Lütfen bana yardım et.
Ama sakın bana ‘kendine uğraşlar bul’ deme çünkü yapamam. Babam izin vermez. Tek eğlencem olan en sevdiğim eşyamı, müzik ile ilgilendiğim için kırmıştı, şimdi yenisini de almıyor.
RUMUZ: PLAYGIRL
Sevgili küçüğüm. Baban ile sorunların olduğu ortada. Belli ki sana pek fazla hayat hakkı tanımıyor ama belki de sen bu sinirli halinle adamı çileden çıkartıyor da olabilirsin, o da ayrı mesele. Sonuçta, 15 yaşındasın ve tüm yaşıtlarının yaşadığı buluğ çağı problemlerini herkes gibi yaşamaktasın, kendini beğenmemek, hayattan zevk alamamak.
Ailesiyle geçinememek, çevresindeki tüm yakınlarını düşman gibi görmek, bedeniyle uyumsuzluk içinde olmak gibi. Bu bir dönemdir, bir süre sonra geçeceğini, her şeyin normale döneceğini söylersem bana inanır mısın? Hayata biraz daha olumlu bakamaz mısın?
Bak sana bu sayfadaki bir başka yazıyı okumanı önereyim. Bu dünyada ne büyük acılar var, bir düşün istersen ve haline şükret.