Sevgili Güzin Abla, sana danışmak istediğim bir konu var.
Hoşlandığım erkek benim gibi bir bankacı... Çok zeki, kariyer sahibi ve hoşsohbet bir adam. Fikir anlamında çok şey paylaşabiliyoruz. Yaş anlamında da uygunuz. Özetle; ondan gerçekten hoşlanıyorum.
Ama onun daha önce başından bir evlilik geçmiş. Çocuğu ise yok... Aslında bunu problem etmemem gerektiğini biliyorum, ama aklımdan da bir türlü çıkaramıyorum. Bir erkeğin hayatında sadece bir kadına çok değer vereceğini ve onunla da evlenip ömür boyu birlikte olacağını düşünüyorum. O çok zeki... Hislerimi anlıyor ve onu gerçekten sevmediğimi, bir inat yüzünden kendisini istediğimi düşünüyor.
O tayini çıktığı için yakında yurtdışına gidecek. "Her şeyi arkamda bırakarak gitmek istiyorum. Bir bavul bile almak istemiyorum" diyor... Oysa ben onunla bu sorunu zaman içinde aşacağımızı sanıyor, geleceğe yönelik planlar kuruyordum.
Onun kararsız kaldığını, aslında beni istediğini biliyorum Güzin abla; hatta bundan eminim... Zaten mücadelem bu yüzden... Beni gerçekten istemediğini bilsem hiç uğraşamam. Yine de nedense bir türlü aklını çelemiyorum. Yakında gidecek, acaba onunla son bir kez konuşsam mı, ne dersin?
RUMUZ: RÜYAM
Sevgili kızım, yüreğindeki bu tereddüt, bu endişe ve kuşku, elbette o zeki adamın gözünden kaçmamış. Ondan hoşlansan bile, onun daha önce bir evlilik yapmış olmasından duyduğun endişeyi anlıyor ve haklı olarak senden kaçıyor.
Ama madem çok makul bir insan olduğunu söylüyorsun, elbette gitmeden önce onunla karşılıklı, yüz yüze konuşmalısın. İnsanlar her türlü sorunlarını konuşarak halletme yoluna gitmeliler. Ancak sana şunu söylemeliyim ki, onunla konuşmadan önce kendi yüreğinin sesini dinle... Yüreğindeki kuşkuyu silip atmadan onun karşısına çıkarsan, o yine bunu hissedecektir; sonuç yine aynı olacaktır.
Bu arada bir yanlışını düzeltmeme izin ver kızım; insanlar elbette birini sevip onunla evlenirken ömür boyu birlikte olmayı planlarlar. Ama bu her zaman mümkün olmuyor ne yazık ki... Bu demek değil ki tekrar sevemeyecekler ya da hiç kimseye aynı yoğunlukta bağlanamayacaklar. Bu düşünceni değiştirmelisin.
Onunla telefonda aşk yaşıyoruz
Sevgili ablacığım, ben 14 yaşında bir kızım ve bir gence aşığım. Bu gencin telefonunu öğrendim ve onu aramaya başladım. Tabii ismimi ve kimliğimi sakladım. Onunla telefonda saatler boyunca konuşuyorduk. O da ısrarla kim olduğumu öğrenmek istiyordu. Sonunda dayanamayıp kim olduğumu söyledim. O da beni uzaktan tanıyordu. Ama hakkımda çok fazla bir şey bilmiyor.
Şimdi ısrar ediyor, mutlaka görüşmemiz gerektiğini söylüyor. Benimle buluşmak istiyor. Elbette hep böyle telefonda konuşacak değiliz. Ben de onunla görüşmeyi çok istiyorum, öte yandan bu düşünce beni korkutuyor. Biri bizi görür de aileme söylerse, ailemin bana güveni kalmaz. Ablacığım, onu çok seviyorum, kaybetmek de istemiyorum. Çok üzülüyorum. Böyle giderse, sonunda bıkıp benden uzaklaşacak, telefonda bile görüşmek istemeyecek. Ne olur bana ne yapmam gerektiğini söyle.
RUMUZ: TELEFONDAKİ SEVGİLİ
Canım kızım, yaşın çok genç olduğu için henüz bu konularda nasıl davranacağını elbette bilmiyor ve korkuyorsun. Senin yaşında flört etmek çok kolay değil. Dediğin gibi ailen de sıkıysa, senin erkek arkadaşınla gezip tozmana karşı çıkabilirler.
Ancak bu genç de elbette seninle karşılıklı görüşüp, konuşmak, sinemaya gitmek, bir kafede oturmak isteyecektir. Bunlar çok doğal şeyler. Annen sana yakın ve ileri görüşlü bir kadınsa, bu arkadaşlığını ona anlatabilirsin. Onu herhangi bir arkadaşın gibi gösterebilirsen, mesele kalmaz. Ailenin tasvip etmeyeceği, senin kuytu köşelerde flört etmendir herhalde...
Henüz bu gibi konular için çok genç ve tecrübesizsin. Ailen de bir sorunla karşılaşmanı istemiyordur. Onunla gerçek bir arkadaş gibi görüş, hatta onu eve davet et, annenle tanıştır. Eğer aklı başında bir gençse, annen de onu tanıdıktan sonra karşı çıkmaz umarım.
Tüm aile huzurumuzu bozmaya uğraşıyor
Merhaba Güzin abla, ben 2.5 yıllık evli, 20 yaşında bir genç kadınım. Eşimle birbirimizi çok severek evlendik; hatta ona kaçtım. Ama artık ailesi yüzünden anlaşamaz olduk.
Kayınvalidemler başka bir şehirde oturuyor; sadece görümcem bizimle kalıyor. Kayınvalidem arada bir gelip huzurumuzu bozup gidiyor. Kızı da bizde hiç huzur bırakmadı. Sanki bütün aile huzurumuzu bozmak için uğraşıyor gibi... Ben de eşimi bir türlü ayrı eve çıkmaya ikna edemedim.
Son kavgamızda kayınpederim bana "Çekemeyen, çeker gider. Zaten istenmeyen bir evlilik yaptınız" gibi şeyler söyledi. Bazen boşvereyim diyorum, ama sözleri yenilir yutulur gibi değil. Eşim de annesinin sözünden çıkmıyor, hep onun etkisinde kalıyor. Ne yapacağımı şaşırdım, çıldırmak üzereyim. Lütfen bana bir yol göster...
RUMUZ: EŞİM VE AİLESİ
Ben bu olaya bir türlü açıklama getiremiyorum. Yıllardır, özellikle erkek ailesinin gelinleriyle uğraşmasının, çocukların arasına girip onları huzursuz etmelerinin onlara ne kazandırdığını anlayamadım. Tam tersine, bence kendi evlatlarının da mutsuzluğunu hazırlıyorlar.
Sonuçta istedikleri sırf o "el kızını" huzursuz etmek olsa bile, bu amaçlarına ulaşırlarken kendi evlatlarının da mutsuzluğuna zemin hazırlamış oluyorlar. Bana da kalırsa, evliliğinizi kurtarmak için kendi evinize çıkmalısınız. Kayınpederinin o sözlerinden sonra, eşin de gerçeği görmeli artık...